3G Teknolojisi ile Gelen Yeni Yaşam Biçimimiz ve Teknoloji Okuryazar

ıletişim çağında cep telefonunda yaşanan devrimler ile başlayan kimlerine göre 3G ıngilizce ifadesi ile ‘third generation’ cep telefonunu bugünlerde en çok kullanılan kavramlardan biri. Ben 3G yerine Türkçe tabiri ile N3 (üçüncü nesil) demeyi daha uygun görüyorum.


3N telefonlar yalnızca görüntülü görüşme değil bir çok yönden yeni iletişim olanakları sağlayan, bir çok işin uzaktan yönetilmesini sağlaması bakımından önemlidir. 3N ile hızlı internete bağlanabilir, resim çeker, eşimize dostumuza örüntü ve belge iletebiliriz. Umarım eğitim ve düşünsel düzeyi çok oturmamış toplumlarda bu teknoloji amacına uygun kullanır. Diğer türlüsü sorun ve bağımlılık yaratır.


ıletişimin Önemini ılk Çocukluğumda Hissetim


Çocukluğumda iletişimin in önemini köy yerinde ölen akrabalardan birinin ölüm haberinin yaylada koyun yaylatan amcamıza haber vermek için bir gencin at sırıtanda iki günlük yolculuk ile ulaşması süreci ile anlamıştım. Sonraları Almanya’ya giden gurbetçilerin yine yurtdışından getirttikleri teyplere yakınlarının teybe okudukları sesin posta ile iletilmesine şahit oldum. ılerleyen yıllarda (1970’lı yıllarda) büyük kente gidip telefon bağlatılması bunu takip eden süreçte köyde bakkal dükkânındaki tek telefon ve evlere telefon bağlanması süreci derken bugün köylerin ücra köşelerinde görüntülü telefon ile köylülerimiz yıllardır göremedikleri yakınları ile yüz yüze canlı olarak görüşüyorlar.


ınternet ıletişimin En ıleri Teknolojisidir


Tabii internetin yaşamımıza girmesi ile yaşam çok kolaylaştı. ılk defa bilgisayar ile üniversitemize Almanya’dan Hohenheim anlaşması çerçevesinde getirtilen bir bilgisayar ile tanışmıştık. Bilgisayardan sorumlu bir hocamız görevlendirmişti. Rahmetli hocamız Prof. Dr. şefik Yeşilsoy eski Toprak-Su teşkilatında toprak su içeriğini hesaplamak için altı ayda hazırladığı tezinin verilerinin bilgisayarda birkaç saniyede hesaplanması ve grafikleri ile birlikte dökümünün kâğıda aktarılması sonucu “ben de Allahın kulu değil miyim” diyerek sevincini ve tepkisini dile getirmesi bende derin bir sorgulama yaratmıştı. Çok sınırlı sayıda kişinin kullanabildiği bilgisayar o zaman bazı akademisyen hocalarımız bizden geçti, gençler öğrensin dediler. Halen bilgisayara dokunmadan emeklilik noktasına gelen hocalarımız olduğu gibi bilgisayarı ileri yaşında öğrenen ve kullanan hocalarımız da var.


Tabii bilgisayar bilgi işleyen ve elektronikli hafızalı daktilo olmaktan çok sonradan internet ile daha da önemli konuma geçti. ıngiltere’de 1991 yılında ilk defa e-posta iletimine geçtik. Türkiye’deki arkadaşlar ile sanırım 1993 yılından itibaren e-posta ile görüşebiliyorduk.


Yakın geçmişe kadar bir akdemiysen olarak makale veya bir yerden bir yere bir dosyayı göndermek için posta parası ile baş edemiyorduk. Bugün dergilere göndereceğimiz makaleler ve proje başvuruları internet üzerinden alınmaktadır. Bir zamanlar dört ayda posta ile alamadığımız makaleleri şimdi istenilen bilgiye anlık iletişim yolu ile ulaşıyoruz. ıletişim teknolojisi çoğumuzun hayatına çok büyük kolaylıklar katmıştır.


ıletişimde Uydu Teknolojisinin Önemi Kişinin Hâkimiyetini Artırıyor


Bugüne gelince yerde uzay bilimi ve iletişim çağı öyle olanaklar sağladı ki gideceğiniz bir yeri büronuzdan görerek veya alanın fotoğrafını önceden görerek ve çıktısını alarak gedeceğiniz yeri elinizle bulmuş gibi sağlayabilirsiniz. Araçlara yerleşen Negivator sistemi ile gitmek istediğiniz yerin GPS sistemi ile adresini yükleyerek aracınız görüntülü ve sesli uyarı ile yönlendirerek götürdüğü biliniyor. 2004 yılında ilk defa ısviçre’de gördüğüm teknoloji büyülemişti. Bütün yolların haritası mevcut ve uydu yönlendirmesi ile adresler artık rahatlıkla bulunmaktadır.  Yeni algoritmalara sahip navigasyon sistemleri geliştirilerek arzulanan adrese ulaştırmaktadır. Araçlardaki navigasyon sistemi GPS uydusu aracılığı ile güçlendirilerek portatif cihaz ile radyo servisi ile bağlantı kurularak trafik bilgisini de alabiliyor. Yeni sistem yardımı ile sürücü planında bir değişiklik anında kısa sürede sistem yeni rota hesaplanması yaparak sürücüyü uyarmaktadır. 


Teknoloji Sürekli Yenileniyor, Bizde Kendimizi Yenilemeliyiz


Dün birinci nesil, bugün 3N ve ileride muhtemel N4 nesil cep telefonları ve buna bağlı olarak evlerde uygulanan bilgisayarlı sistemler artık teknolojinin yaşamın bir parçası olduğunun göstergesidir. Dün lüks olan teknoloji bugün ihtiyaç konumuna gelmiştir. Benim halen bırakın 3N, birinci 1N düzeyinde ilk çıkan bir Nokia telefonum var. Ancak halen ihtiyaçlarımı karşılayan telefonumun bazı fonksiyonlarının zaman zaman sorun çıkması nedeniyle değiştirme sırasının geldiğini düşünüyorum. Yalnız 3 N uyumlu telefon alır mıyım bilmiyorum. Yoksulluk sınırında maaş alan ve maaşı dışında geliri olmayan bir profesör olarak yaşam standardımla ve ihtiyaçlarım ekseninde davranacağım.


Teknoloji günden güne yenileniyor. Yenilikleri izlemeliyiz. Kendimizi de çağa uygun hale getirecek bilgi ve donanıma hazır hale getirmeliyiz. Ancak yaşam kalitemizi düşürüp paramızı ihtiyaç üstü araçlar için de harcamayalım.


Teknoloji Sarhoşu Olmayalım, Teknolojiyi Anlayalım


ılk defa cep telefonu çıktığında bir çok kişinin telefonu bir araç olarak görmekten çok gösterişe dönüştürdükleri çok konuşulmuştu. Telefon bir alet ve işimizin kolaylaşmasını sağlamaktadır. Kesinlikle amaç değildir. Ancak telefonu hele 3N uyumlu olan amaç dışında ve ihtiyaç dışı amaçlar için kullanılması toplumun teknolojiye karşı tepkisini oluşturur.


3N bize dünyayı avucumuzun içine taşıyabilir. ıstediğimiz TV programını izleyebiliriz. Bu bir özgürlüktür. Her özgürlüğün bir bedele bağlı olduğunu bilmek gerekir. Ancak bu özgürlüğün nasıl sağlandığının sorulması gerekir. Bu aletlerin nasıl yapıldığının bugüne kadar insanlığın ne tür bir süreçten geçtiğinin sorulması anlamlı. Ayrıca hangi ülkeler bu tür teknolojiyi yapabiliyor biz ve bizim gibi ülkeler neden bu teknolojiyi yapamıyor? Bu toplumların temel esprisi nedir? Bizim toplum olarak eksiğimiz nedir, eksikliğimizi nasıl kapatabiliriz? Ülke olarak neleri ne tür bir eğitim sürecinden geçirmemiz gerektiğini sormamız yararlı olacaktır.


Teknoloji, meslek ve uzmanlık alanlarından sonra ürün üretimi ile sonuçlanmaktadır. Bu sürecin toplumların aydınlanmasına katkısı da bulunmaktadır.


Bilim Tarihi Teknolojinin Felsefesiz Olamayacağını Gösteriyor


Bilim tarihinin geçmişine bakıldığında teknoloji üretebilen toplumların başarısında, bilimsel çalışmalar ve felsefi tartışmalar aydınlama sürecini başlattı. Felsefi tartışmalar ve sorgulamalar aydınlanmayı getirdi. Aydınlanma berberinde bilimin daha iyi anlaşılmasına ve topluma mal edilmesine neden oldu. Bilimsel bilgi teknolojiye dönüştürebilen toplumlar günden güne az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden farklılaşmaktadır. Teknoloji ve onun yaratığı etki ekonomik düzeyli bir yapı oluşmaktadır. Bugün dünyanın gerçeği bu eksende ilerlemektedir. Bugün dünyanın batı yarımküresindeki %15’lik dünya nüfusu dünya gelirinin %87’ini kontrol edebilmektedirler.


Teknoloji Satın Alan Değil Üreten Ülke Olalım


Yakın geçmişte bilimsel bir toplantıya katıldığım Finlandiya cep veya taşınabilir telefonun keşfedildiği ülke. Finlandiya’nın kenti Nokia’nın ana üssünün bulunduğu kentin geçimi Nokia üzerine oturmuştur.


Ayrıca teknolojiyi ve iletişim araçlarını bir eğlence aracı gibi görürsek ve de teknolojinin önemini kavramayıp onu geliştirmesek ülke olarak sürekli teknoloji satın alan ve bağımlılıktan kurtulamayan bir ülke oluruz. Yoksa sürekli teknoloji satın alan ve teknoloji mezarlığı olmaktan kurutulamaz ülkemiz. Yoksa Afganistanlı savaşçıların sırtında dünyanın en ileri stinger füzelerinin yalnızca düğmesine basarak yine milyon dolarlık uçakları düşüren insanlar konumuna düşmeyelim. Füzenin hangi fizik ve matematik bilgisi ile sağlandığını, tonlarca ağırlığındaki uçağın nasıl sesten hızlı uçurtulabildiğini bilmeden onu başkalarının çıkarı için alaşağı edebilen insanlar durumuna düşmeyelim.


Başkaları sürekli zenginleşir ve kişi başına milli gelirini artırırken bizler eğitim kalitesini kaybetmiş sürekli teknoloji satın alan, lüks tüketimi teşvik edilmiş bir toplum oluruz. ışte bu durumda teknolojinin bize sunduğu özgürlük yeniden bizi bağımlı hale getirir ve özgürlük sorgulanır olur.


Üniversiteler Teknoloji ve Teknoloji Okuryazar Bölümleri Açabilmelidir


Teknolojinin gelişmesi ile bazı mesleklere duyulan ihtiyacın azalmasına karşın yeni meslek alanlarının doğmasına neden olmaktadır. Teknoloji mühendislik bilimlerini geliştirmekle kalmadı, biyoloji ve ilgili alanlarda yeni alanların oluşmasına neden olmuştur. Bütün bu gelişmeler teknoloji okuryazarlığı artık yaygınlaştırarak her alanda gereksinim duyulur hale gelmiştir. ınsan bu ekipmanlar ile daha çok bilgi elde edecektir. Daha çok merak eden insanlar oluşacağı muhakkak. Ancak bu sayı sınırlı birkaç meraklının ötesine geçmesi yararlı olacaktır.


Bütün bu olanaklar insanlığın evrenselleşmesi ile birlikte artan iletişim teknolojisi ile küçülen dünyanın bir anda bütünleşmesi ile sağlandı. Sebep sonuç ilişkisi içinde iletişim teknolojisinden kopmamak gerekir ancak ülke olarak sürekli iletişim araçları satın alan ve beklenenin ötesinde yüksek miktarda dövizi dışarıya aktarma konusunda da düşünmemiz gerekir.


Üniversiteler Uzay Bilimleri Çalışmalarını Gündemlerine Almalıdır


Gelişmeler bize üniversitelerin artık uzay teknolojileri alanlarına girilmesini önemini vurgulamaktadır. Günümüz teknolojisi ayrıca uzay teknolojisi alanına yatırım yapamayan üniversitelerin ileride gelişmeleri izlemekten zorlanabileceğini gösteriyor. Bu arada konunun nano-teknoloji ve diğer ileri teknoloji konuları ile bütünleştirilmesi bugünden planlanmalı ve hayata geçirilmelidir. Geleceğe ilişkin olarak 4N alanındaki gelişmeleri şimdiden görmeliyiz. Çağı yakalamak için çağı ve gelişmeleri iyi bilmek ve hazırlıklı olmak gerekir. Temel bilimler olmadan teknoloji olamayacağı için, temel bilimler her yönü ile iyi kavranmalı ve buradan teknolojiye geçilmelidir. Gelişmenin yol haritasının ve felsefesinin temel bilimler üzerinde inşa edilmelidir.


Teknoloji Okur Yazarlığı Önemlidir


Evde kullanılan en küçük cihazdan ev yönetiminde tutun da araçlarımıza kadar her taraf teknoloji ve elektronik olarak yönetilmektedir. Elektronik bilgisi artık zorunluluk haline gelmiştir. Enformasyon bilgisine sahip insanların artması, teknolojiyi kullananların artması bunun eğitimde kullanılması ve bu konuda öğrenme yöntemlerinin geliştirilmesi önemli bir kazanım olacaktır.


Bu arada hayatımızın her alanına giren teknolojinin anlaşılması için teknoloji okuryazarlığı önemlidir. Bilgisayar öğrenmek yetmiyor. Teknolojinin mantığını bilmek gerekir. Teknoloji geliştikçe, teknoloji kullanımı doğal olarak insanların ihtiyaçlarını da farklılaştırıyor. Fen okuryazarlık gibi teknoloji okuryazar olarak kendi teknolojimizi biz yaratmalıyız. Teknoloji ve onun oluşturulduğu etki insanda merak oluşturmalı. Merak edenlerin sayısını artırmak ve buna uygun eğitim sistemi geliştirmeliyiz.


Teknolojinin yenilenmesi doğal olarak eski bilginin eskimesi ve yenileme ihtiyacı doğurmaktadır. Bir zamanlar 3 yıllık ilk okul mezunu olmak yetiyordu, sonra lise mezunu şimdi üniversite mezunu olmak yetmiyor; çünkü teknolojinin yenilenmesi ve bilgi katlanarak gelişmesi üniversite bilgilerinin de kısa sürede eskimesine ve daha fazla eğitim yanında teknoloji okur yazarlığı da önemli olacaktır. Bugün bir çoğumuzun evindeki ekipmanların elektronik ve bilgisayarlı olması nedeniyle çalıştırması veya en küçük bir sorunda teknik personel çağırılmasını gerektirmektedir. Artık her vatandaşın biraz teknoloji okur yazar olması gerekiyor.


Sonuç olarak bilginin hızla yenilendiği ve kümülâtif olarak katlandığı iletişim teknolojileri çağında yaşıyoruz. Çağı yakalamak için insanımızın her yönü ile hazırlıklı olmak gerekir. Toplumun eğitime, bilime ve teknolojiye önem vermesi gerekir. Önemli olan teknoloji satın almak ve bunu bir aksesuar olarak kullanmak değil, amaca uygun olarak kullanmak ve bundan yararlanarak ülkemizin eğitimini ve ekonomimizi geliştirmek ve insanımızın sağlık ve kültürel kalitesini artırmaktır. Yoksa başkasının ürettiği teknolojiyi satın almak için koşturur dururuz.


Ülkemiz üniversitelerinde teknoloji okuryazarlığını programlarına yerleştirmeli. Bu konuda yeni bölümler ve fakülteler açılmalıdır. Üniversiteler ve araştırma kurumaları bilimsel olarak desteklenmelidir. Ancak önce fen bilgisi öğrenimi gelişmiş öğrencilerin üniversiteye hazırlanması gerekir. Her ne kadar son 700 bin kişi fen sorularına dokumamış olsa da yinede gençlerden gelecekten umutluyum.