Çocuklara Hangi Becerileri Kazandırmalıyız

Bizim çocukluğumuzdaki hayat ile şimdiki hayat arasında dağlar kadar fark var. Eskiden çocuklar derslerini çalışmak, yabancı dil öğrenmek, annesinin-babasının isteklerini sorgusuz yerine getirmek gibi görev ve sorumluluklara sahipti.


 


Ama bugün çocuklarımıza “zaman yönetimi”, “globalizme ayak uydurmak” gibi kavramları öğretmemiz gerekmiyor mu acaba? Yani acaba nesiller ilerledikçe, öğretilenlerin de gelişmesi gerekiyor mu?


 


Bunları öğretmemiz elbette bir “gerek” değil. Çünkü eninde sonunda, bizim öğrendiğimiz yollardan onlar da öğrenecekler. Çocuğun hayatında yer alması kaçınılmaz olan bu tür kavramların verilmesi, ilerideki yaşamında ona zaman kazandırabilir. Bu nedenle bir mecburiyet olarak değil ama fikir olarak verilebilir.


 


Ancak günümüz çocukları, yani 90’lı yıllar civarında doğdukları için “Z Nesli” olarak adlandırılan nesil, nedense çok sorumlu gözükmüyor. Gelecek için üzülmek ya da gelecekte ne olacağına karar vermek gibi konularda gençlerin “düşünmediklerini” görüyoruz.


 


Belki bunun sonucu olarak, pek çok anne, çocuğun kendi kapasitesini tam olarak kullanamadıklarını yani çalışmadıklarını düşünüyor.Peki, bu tür bir çocuğa karşı nasıl davranmalıyız?


 


Zor bir soru. Ama bunu çözmenin yolu, zorlama değildir. Zorlama çocuğun konudan daha çok uzaklaşması anlamına gelir. Farkındayım, şimdi diyeceksiniz ki “Peki ama kendi başına çalışmıyor. Nasıl çalıştıracağım?”


 


Bu konuda kesin bir tarif vermek mümkün mü? Tabi ki değil. Çocuktan çocuğa değişen bir durumdur. Ancak uzmanlar, genel ilke olarak, çocuğun ilgisini yakalamayı tavsiye ediyor. Örneğin; ilgisi otomobillere ise, bunu desteklemeniz ve paylaşmanız, belki çocuğun ilgisinin yükselmesine ve bir hedef seçmesine neden olacaktır. Ya da bir spora yöneltilmesi.


 


Bir de çalışması gerektiği gibi çalışan ama başarılı olamayan çocuklar var. Bu çocuklara karşı nasıl davranacağız? Uzmanlar çocuklara onları sevdiğimizi göstermemiz gerektiğini düşünüyor. Üstelik bunun onun başarısız ya da başarısızlığı ile ilgisi olmadığını da vurgulamamız gerekiyor. Çocuk iyi çalışmış ama başaramamış ise, onu iyi çalıştığını bildiğinizi ifade etmeniz ve sonra başaramamasının sizi üzdüğünü ama sizin onu sevmenizi değiştirmediğini anlatmanız uygun olur.


 


Çocuğun çalışmasına karşın başarısız olması durumunda itilmesi, bir sonraki durumda, “nasılsa başaramıyorum, o zaman neden çalışayım” düşüncesi oluşturmasına neden olabilir. Bunun yerine, çalışmasını takdir ettiğinizi göstermeniz, çocuğun daha sonraki çalışmasını yapmak için olumsuzluk duymaması anlamına gelir.