Debra Winger’i Ararken ısimli Flim ve Düşündürdükleri

Amerika’da son zamanların popüler bilmecesi; “Amerika’da hakları korunmayan azınlık hangisi?”. Cevap “Beyaz erkekler”. Bu bilmecede aslında bir tarih yatıyor. 1920’li, 30’lu, 40’lı ve hatta 50’li yıllara bakarsanız, sürekli olarak çocuğu ile terkedilmiş kadın hikayeleri duyarsınız. Ama dünya’da herşeyin bir dengesi var. Dengenin bir tarafının bozulması, diğer tarafa başka ağırlıkların eklenmesi anlamına geliyor. ışte Amerika’lı erkeklerin başlarına gelen de kısaca bu oluyor ve kadınların önce baş kaldırıları, sonra hak elde etmeleri hayatın her köşesine yayılıyor.



ışte “Debra Winger’i Ararken” isimli flim de bir anlamda sinema sektöründe kadınların durumunu sorguluyor.


1940-50-60’larda yaşlanan kadın oyuncuların dramı hakkında pek çok hikaye duyduk. Hatta ölümü kuşkulu, öldürüldüğü düşünülen Marilyn Monroe için de “yaşlanmaktan korktu, onun için intihar etti” yorumu da yapılabiliyor.


Gelelim filmimize, 99 dakikalık film, kendisi de cazibeli bir oyuncu olan Rosanna Arquette tarafından belgesel tadında çekilmiş. Rosanna Arquette, Laura Dern, Jane Fonda, Whoopi Goldberg, Selma Hayek, Meg Ryan, Sharon Stone ve Debra Winger gibi çok sayıda Amerikalı kadın oyuncu yer alıyor.


Filmin adı “Debra Winger’i Ararken” olmasına karşın, ilk 1 saat içinde Winger gözükmüyor. Rosanna Arquette, röportajlarla kadın oyuncuların dünyalarına girmeyi ve neler düşündüklerini kendi sözlerinden sunmayı seçmiş. Özellikle “belli yaş” olarak tanımlanan 40 ve üstündeki aktrislerle konuşuyor. Röportaj yaptıkları arasında yukarıda yazdıklarımız dışında Diane Lane, Teri Garr, Holly Hunter, Vanessa Redgrave, Charlotte Rampling gibi pek çok oyuncu var. Bu oyuncular Arquette’ye kadın olarak incindikleri noktaları yani kaba yönetmenlerle ya da 40 yaş üstü kadınların flimlerde ancak 3. ya da 5. sınıf ve anne rollerine uygun olabileceğini düşünen rol dağıtıcılarla olan hikayelerini anlatıyorlar. 


Bir Amerika seyahatimde, Türkiye’de kadın haklarını merak eden Amerika’lı hemcinslerime Sharon Stone’un o tarihlerde Richard Chamberlain ile çevirdiği “Kral Süleyman’ın Hazineleri” filmini örnek göstererek. Sizde de kadın haklarının eksik olduğu yerler var gibi demiştim. Flimde 10’larca yamyamla dövüşen Chamberlain’ın görevlendirdiği Stone kocaman topuklarıyla zar zor koşup bindiği uçakta her düğmeye basışta çığlıklar atıyor ve uçağı çalıştırmayı başaramıyordu. Ancak Chamberlain bu arada çevresindeki 10’larca yamyamı dövmeyi başarıp, üstüne üstlük hepsini arkasında bırakarak uçağa binip, pat-küt uçağı çalıştırıyordu.


Anlaşılan Holywood’daki erkeklerin de suları ısındı. Normal hayattaki hemcinsleri gibi, onlar da artık kadınlarla daha eşit şartlarda rol kapacaklar.