Dilek Nasıl Olmalı

ınsanlar, doğadaki oluşum ve gelişimlerin, kendileri dışında-üstünde olağan-üstü bir güç sistemi vasıtasıyla oluştuğu inancıyla yetiştirilmektedirler. Bu nedenle de tepeden tabana örgütlenmeli toplumsal sistemler oluşturmuşlar ve her şeyi tepedekilerden bekleyen bir tutum içine girmişlerdir. Bu nedenledir ki, kendileri dışındaki bu bilinmeyen güce yalvarırcasına, dileklerde bulunmayı adet haline getirmişlerdir. Bayramlarda – yıldönümlerinde hep, daha sağlıklı, daha mutlu bir gelecek dilemek bu tür bir hayat görüşünün doğal sonuçlarıdır.


 


Halbuki doğa ve dünyamızdaki tüm oluşum ve gelişimler, varlıkların karşılıklı etkileşimleri sonucu oluşmaktadır ve sinerjetik fizik adlı yeni bir fizik dalı bunu “Information & Self-organisation” (bilgiye dayalı örgütlenmeler) olarak özetlemiş ve açıklamıştır. Yani varlıkların karşılıklı etkileşimlerine dayanmayan hiçbir oluşum ve olay yoktur. Tüm güç ve kuvvet alanları, varlıkların karşılıklı etkileşimleri sonucu oluşmaktadırlar.


 


Bu yeni fiziksel görüşten çıkartılacak sonuç şudur: Bireysel ve toplumsal hayatımızın daha mutlu ve sağlıklı geçmesini arzu ediyorsak, bunu, bizlerin dışında bir gücün yapmasını dilemek ve beklemek tamamen mantıksızlık ve cahilliktir. Toplum hayatı, farklı iş ve meslek kolları arası bir ortaklık sistemidir. Daha sağlıklı ve mutlu bir yaşam, ancak ve ancak her biri bir iş-ve mesleğe sahip olan bireyler olarak yetişen insanların, karşılıklı olarak hizmet ürünlerini takas etmeleri sayesinde otomatik olarak gerçekleşecektir.


 


O halde kuru ve boş dileklerde bulunmak yerine, “daha sağlıklı ve mutlu bir hayata kavuşmak için, şu .. şu.. eylemleri yapmaya hazır mıyız?” şeklinde bayram ve yılbaşı mesajları göndermeye başlamanın zamanı geldi-geçiyor!!!


 


Bu sistem hakkında daha ayrıntılı bilimsel verilere isgedik@ktu.edu.tr adresinden istenebilir.


 


Evet, mutlu ve sağlıklı bir toplumsallaşma sistemi oluşturmaya var mısınız?