Doğu-Güneydoğuda Çocuk Yaştaki Evlilikleri ırdeledik

Erken evlenmeler (çocuk yaş evlilikleri) paneli sonuç raporu:

Üç ayrı şehirde yaptığımız üç ayrı panelle incelemeye çalıştık erken evlenmeleri. Çocuk yaştaki evlilikler diyoruz biz buna. Batman, Midyat ve Siirt’te, salonları dolduran yüzlerce Kız Meslek Liselerinin öğrencileri, ÇATOM ve Halk Eğitim kursiyerleri, öğretmenler, veliler, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve yerel basın aracılığıyla binlerce kişiye ulaşmış, konunun önemini geniş kesimlere duyurmaya çalışmış olduk.

1. Batman:

ılk panelimizi 21 Ekim 2009 günü Batman Kültür Merkezi Konferans Salonunda yaptık. ılk konuşmacımız olan Batman Sağlık ıl Müdürü Mehmet Baş çok önemli bilgiler verdi, çocuk yaş evliliklerinin tıbbi açıdan sakıncalarını anlattı.

Mehmet Baş özetle şunları söyledi:

“Konunun %80’i sağlık boyutudur. Dünya Pediatri Dernekleri 21 yaşın altını çocuk kabul ediyor. Son bir iki yılda Batman’da, 18 yaş altı 1192 tane evlilik olmuştur. Vücudunu tanımamış iki insan evleniyor ve bundan da birçok sakınca doğuyor. En başta sağlıksız bir cinsel hayat doğuyor. Depresif durumlar hasıl oluyor. Töre, ekonomik baskılar, sosyal baskılar erken evlenmelerin sebepleri arasında yer alıyor.

Çocuk doğurmak için ideal yaş 23 ile 31 yaşları arasıdır. Erken yaşta doğumlar engelli, özürlü olabiliyor. 18 yaş altı kız çocuklarının doğurduğu çocukların büyük kısmı özürlüdür. 18 yaş altı doğumlar çeşitli hastalıkların da en önemli kaynağıdır. Hipertansiyon, şeker hastalığı, vs.

Batman’da SSB hastaları (6-7 yaşına kadar yatağa bağlı, ömrü 20-30 yaşlara kadar, zihinsel özürlü) ciddi orandadır.

Anne, çocuk yaşta olduğu için sorumluluğunu bilmediğinden çocuğu sağlıklı büyütemiyor. Ayrıca çocuk yaştaki annenin hiçbir sağlık güvencesi olmadığından sağlık hizmetlerinden yararlanma olanağı da yoktur.”

Ankara’da bir sağlık toplantısına çağrılı olan Mehmet Baş, panelde konuşabilmek ve bu bilgileri sunabilmek için Batman uçağına yetişemeyeceğinden Diyarbakır’dan gitmeyi tercih etmiştir. Salondaki kız öğrencilerin soru yağmuruna tuttuğu Sağlık Müdürü cevaplayabildiği oranda soruyu cevaplamış ve çok faydalı bilgiler sunmuş olarak ayrıldı panelimizden.

İkinci konuşmacı Batman Milli Eğitim Müdürü şerif Akboğa ise konuyu eğitim ve eğitim yaşı açısından ele aldı ve özetle şunları söyledi:

“Küçük yaşta evlenen kızların ruh ve beden sağlığı bozulmakta, ayrıca eğitim hakları ellerinden alınmaktadır. Kız çocuklarının fikri bile sorulmadan gerçekleştirilen erken evlilikler sadece aile yapısını değil toplumunun diğer katmanlarını da olumsuz etkilemektedir. Kamuoyu araştırmasına göre erken evliliklerin %20’si boşanma ile sonuçlanmaktadır. Yine Meclis araştırması olarak 18 yaş altı evlilik oranı %35’tir. Yani her üç evlilikten biri erken evliliktir. Berdel, beşik kertmesi gibi zorlamalar erken evlilik sebebi oluyor. Kız çocuğunun rızası olmadan yapılan evlilik kız çocuğuna şiddettir. Birtakım psikolojik bozuklukları beraberinde getirmektedir. Erken evliliklerden en büyük zararı kadınlar görmektedir. Evlendirilen kızlar okula gönderilmemekte, okula gönderilmeyen kızlar evlendirilmektedir. En temel hak olan eğitim hakkı kızların elinden alınmamalıdır. Hiç kimse eğitim özgürlüğünden mahrum bırakılamaz.”

Bu arada izleyicilerden gelen öneri de şu şekilde idi:

TOKİ kız öğrenci yurtları yapsın, kızlar orta öğretim eğitimlerine devam ettirilsin.

MİDER Başkanı Ünal Günel ise şu şekilde özetledi konuyu:

“Kırsal toplumda 18 yaşın biraz altı ve üstü evlilikler normaldir. şehirde evlilik ise daha ileri yaştadır. ’23 yaşındayım, askerden geldim, işim yok, mesleğim yok, üç çocuğum var’ diyen birçok dilekçe geliyor önüme. Küçük yaş evliliklerinin sonucu hızlı nüfus artışını getirmekte, bu da okullarda kalabalık sınıflar, hastanelerde uzun kuyruklar, işsiz gençler yaratmaktadır. Erken evlenmeyin, hayatı kendinize zindan etmeyin. Kemik gelişimi tamamlanmadan doğum yapan kadın ölü doğurabilir, kalça gelişimi tamamlanmamıştır çünkü. Ben hazırlıksız, genç evlilikleri burada (Midyat) gördüm. Çocuk yaşta evlilikleri önüme gelen dilekçelerden gördüm.”

2. Midyat:

Erken evlenmeler konusunu 22 Ekim 2009 günü Midyat’taki panelimizde işledik. Konuşmacılar Mardin Müftüsü Mehmet Kızılkaya ile MıDER Başkanı Ünal Günel’di.

Müftü Mehmet Kızılkaya, kendisinin de erken evlenmeler konusunda özel bir çalışmasının olduğunu, bu nedenle çalışmalarımıza ilgi duyduğunu belirterek erken evlilikler konusunda özetle şunları söyledi:

“Aile toplumun çekirdeğini oluşturur, aile bozulursa toplum da bozulur. Benim yaptığım bir araştırmaya örnek; 12 yaşında evlenmiş, 6 çocuğu bulunmakta, şu an 20 yaşında. Bir başka örnek; 13-14 yaşında evlenmiş, 8 çocuğu var, kocası bırakmış, başkasıyla evleniyormuş. Burada birinci problem erken evlenmedir, ikinci problem ise resmi nikâhın olmamasıdır. Yasalarımız evlilik için geçerli yaşı 18 kabul etmiş, ancak evlenme çağı 25’tir. Kızlar okursa, meslek sahibi oluncaya kadar okullarına devam ederse bu konu kendiliğinden düzelir. Üniversite bitiren, meslek sahibi olan kızların 25 yaşından önce evlenmesi mümkün olamaz.”

3. Siirt:

Erken evlilik konusunu 23 Ekim 2009 günü Siirt’te işledik. Siirt Milli Eğitim Müdürü Mehmet Ali Atalay, Siirt Sağlık Müdürlüğü’nden Dr.Gülay Özer ve Siirt-Şirvan Vaizi Uğur Ermen konuştular konuyu. Ayrıca konuşmacılar arasına sonradan dahil olan Siirt Üniversitesi Rektörü Recep Ziyadanoğulları da kız öğrencilere erken evlenmemeleri, Siirt’te artık bir üniversite olduğunu ve eğitimlerini sürdürmeleri konusunda tavsiyelerde bulundu.

Milli Eğitim Müdürü Mehmet Ali Atalay, konuya eğitimci felsefesiyle yaklaşıktı ve özetle şunları söyledi:

“Eğitim düzeyi yükseldikçe evlenme yaşı daha mantıklı bir yaşta oluyor. Kızlar ilkokul sonrası okula gönderilmemişse eğer evlendiriliyorlar, eğitim devam ediyorsa zorunlu olarak evlenme yaşı ilerliyor. Ancak ilköğretimi bitiren kızlar maalesef devam etmiyorlar. Liselerin 4 yıla çıkarılması bizi çok rahatlattı. şimdi zorunlu eğitimin lise bitirme şeklinde uzatılması gereklidir.

Hiçbir geleneksel ve dini gerekçe eğitimi ortadan kaldıramaz. Çocuklarının eğitimine ilgi gösteren anne-babalar çocuklarının çok iyi yerlere geldiğini görüyorlar. ılköğretim sonrası okullaşma oranlarımızda maalesef üzücü durumlar var. Çocukları zorla birisine vermek çok kötü bir şey. Anne-babalara düşen en önemli görev kızlarını istemedikleri kişilere vermemeleridir. Bizde (Siirt’te) kızların intiharı diye bir durum yoktur.”

Dr. Gülay Özer ise sağlık yönünden sakıncalara değinerek çeşitli bilgiler verdi. “Erken yaş ve akraba evlilikleri yanlıştır, doğan her 9 çocuktan biri engelli ve sakattır, Akdeniz Anemisi, şeker-diyabet, vs, hastalıkları tetiklemektedir” dedi.

Siirt’in Şirvan ılçesi Vaizi Uğur Erman ise, asıl konuşmacımız olan Siirt Müftüsü Mahmut Gürlen’in beklenmedik bir toplantı için ilden ayrılması üzerine konuşmacımız oldu ve özetle şunları söyledi:

“Mezheplerde çocukların evlenme yaşlarıyla ilgili farklılıklar vardır. İmam-ı şafi çocukların küçük yaşta evlendirilmelerini buyurmuş. İmam-ı Azam ize ‘erkeklerde 18 yaş, kızlarda 17 yaş’ der. ıslam’da evlilik Yahudilikteki gibi hemen sonlanmaz, Hıristiyanlıktaki gibi ömür boyu sürmez. ıslam’a göre küçüklerin evlendirilmesi ile ilgili bir içtihat yoktur. Küçük yaşta evlenme ilim yapmasına engeldir. ıslam ise ilim yapmayı buyurur. 100 yıl önce  Osmanlı küçüklerin evlendirilmesini yasaklamış.”

Her üç panelimizi de yöneten 22. Dönem Mardin Milletvekili Nihat Eri, yorumlar, toparlamalar kısımlarında konuşmacılarla aynı doğrultuda görüşler belirtti

Çocuk yaşta evlilikler, bugün belki tek tük de olsa Türkiye’nin her tarafında görülebilmektedir. Ancak Doğu-Güneydoğu’da, özellikle kırsal kesim ve şehirlerin kırsal kesim kültürünü devam ettiren bazı kısımlarında halen oldukça fazladır. O nedenle çocuk yaşta evlilikleri konu alan erken evlenmeler panellerimizin ilk üçünü Güneydoğu’nun değişik il ve ilçelerinde gerçekleştirdik. Lüzumlu gördüğümüz ve bize ortam hazırlayacak olan başka yerlerde de yapmayı düşünürüz.

İki-üç ay kadar öncesindeydi, Mardin’in bir ilçesinde Bayan Belediye Başkanı şöyle bir demeç vermişti ve basından okumuştum: “Kızlarımızı çocuk yaşta evlendiriyorlar, kızlarımıza sahip çıkın lütfen.”

Panellerimiz esnasında salonları dolduran liseli kızlar, halk eğitim ve ÇATOM kursiyerleri sorularıyla bizleri şu yöne sevk ettiler: Bu tür Panellere babalar çağrılmalı, bu anlatılanlar onlara anlatılmalı idi. Çok haklıydılar ve çok doğru tespitleri vardı. Biz böyle sosyal içerikli paneller düzenlediğimiz zaman şu kesim veya bu kesim demeden tüm insanları davet ediyoruz. Özellikle de anne-babaları. Ancak acı gerçeğimiz, eğitimsiz insanı eğitim verebileceğiniz ortamlara çok kolay getiremediğinizdir.

O nedenle burada şöyle bir düşünce geliştiriyorum:

Küçük çaplı panelleri kahvehanelerde de yapmak gerekir belki. Ama buna ne zamanımız, ne gücümüz, ne de sabrımız yeter.