Doğum Kontrolünün 90.Yıldönümü

Bugün, doğum kontrolünün yasal hale gelmesi, dolayısıyla kadınların özgürlüğü yolunda ilk adımı atan kişi olarak değerlendirilen Sanger’in kliniği, o günlerin göçmen akını altındaki New York’da gerçekten beklenen bir hizmetti. Bu nedenle de klinik, aileleri ile sorunlu ya da hayatını farklı şekilde yaşamak isteyen yüzlerce kadının akınına uğradı. Ama birkaç hafta sonra polis baskınına da uğradı.


 


Polis baskın sırasında Sanger ve yardımcılarını tutukladı. Kliniği de kapattı. Ancak, protestocu kadınlar New York sokaklarını doldurdu ve Sanger 30 günlük bir süre sonunda serbest bırakıldı. Kliniğini yeniden açtı. Birkaç yıl sonra da “The Birth Control Review” adında bir dergi yayınlamaya başladı.



 


Sanger’in dergisine, milyonlarca kadın mektuplarla başvurarak doğum kontrolü için ne istediklerini anlattılar. Sanger bu kadınları arkasına alarak, ABD çapında konuşmalar yaptı ve doğum kontrolü alanında baskı grubu oluşturdu. Bu çabalar sonucunda Amerikan Tıp Derneği doğum kontrolü konusunda olumlu görüş bildirdi. Arkasından doktorların hastalarına doğum kontrol araçları vermelerine izin çıktı.


 


Arkasından da bildiğiniz gelişmeler geldi. Bugün kadınlar doğum kontrol araçlarını (hap, spiral, hatta bant) kullanarak, hamile kalıp kalmama konusunda kararını kendisi verebiliyor.


 


Ancak, bugün hala doğum kontrolünü dini açıdan sakıncalı bulan gruplar hem Müslüman’lıkta, hem Hristiyanlıkta hem de Musevilikte mevcut. Oysa doğum kontrolü sağlık açısından olduğu kadar, kendi hayatına karar vermek, planlı çocuk sahibi olmak gibi pek çok nedenlerle anlamlı bir uygulama. Özellikle de kadınlar açısından. Sanger kliniğini açtığı zaman “Kadınlar anne olmak için kendi kararlarını verme hakkına sahip olmadığı sürece özgür değillerdir” demişti. Dünya kadınları bu anlamda ilk adımı atan Sanger’i teşekkürle anıyor.