‘Ehliyetli olmak’ mı? ‘Ehli olmak’ mı?

Geçenlerde bir avukat arkadaşım, iş yerinde çaycı olarak çalışan lise mezunu bir çocuk için ne yapabileceğini düşünerek beni aradı. Oldukça zeki olduğunu ve çaycılıkla gelecek sağlayamayacağını düşündüğü çocuk için “acaba bilgisayar kurslarına gitse çaycılıktan daha iyi bir iş yapabilir mi? Mesela Autocad, Webmasterlık, Network gibi meslek edinmeye yönelik kurslar varmış. Sence hangisine giderse daha iyi bir iş imkanı yakalayabilir?” sorusunu sordu. Bu kurs ilanları, hukuk doktorası yapmış birini bile böyle bir yanılgıya düşürebiliyor.


 


Bir dönem pahallı olduğu için ve iş yerlerinde bile yalnızca patronların ve birkaç çalışanın masasında bilgisayar varken, firmalar bilgisayar kurslarından personel istiyordu. O dönemde bilgisayar kursları da oldukça pahalıydı bu yüzden işe alınan personeli göndermektense, bir eğitim merkezinden mezun istemek daha avantajlıydı. ışte ilk “iş garantili bilgisayar kursları” mantığı bu nedenlerle 94-95 yıllarında ortaya çıktı.


 


Aradan 10 yıl geçti, bilgisayar fiyatları düştü, pek çok evde bilgisayar ve ADSL bağlantısı var. Artık insanlar kursa gitmeden de işlerini görecek kadar bilgisayar kullanabiliyor. Tabiki kursa gitseler, iyi bilgisayar kullanıcılarının başı ağrımayacak ama sonuçta çevrenizde bilen birisi varken 200-300 YTL vermeden de bilgisayar kullanıcısı olabilirsiniz.


 


Bunun doğal sonucu olarak, eğitim merkezleri de pazarın durumunu takip edip, müfredatlarına pek çok eklemeler yaptılar. Autocad gibi mimarlar, makina, inşaat mühendisleri ve teknikerlerinin kullandığı programlar ya da Photoshop, FreeHand, Corel gibi grafiker ve tasarımcıların kullandığı programların eğitimlerini vererek yeni hizmetler çıkarmış oldular. Fakat burada bir yanlış anlaşılma var. Autocad eğitimi aldıktan sonra mühendis olmazsınız ya da grafik programı kullanmayı öğrenmiş olmanız sizi grafiker yapmaz. Bu yüzden “iş garantili” grafikerlik kursu diye bir reklam kampanyası yalnızca aldatmacadır. Zira ehli olmadığınız bir işin ehliyetini almanız kendini kandırmadan başka bir şey değildir. Tıpkı, resim kursuna gidip ressam oldum diye dolaşamayacağınız gibi…


 


Network de ayrı bir uzmanlıktır ve üç aylık kurslarla öğrenilmez. Eğer basit bilgisayar ağları kurmayı öğrenip bu konuda iş bulmak istiyorsanız, paranız cebinizde kalsın, network kurulumları yapan bir bilgisayar şirketine gidin ve karın tokluğuna ya da hiç para almadan çalışacağınızı söyleyin. ınanın uygulama yaparken çok daha hızlı öğrenirsiniz ve öğrendiklerinizi unutmazsınız. Sonrasında ya da beraberinde bir sertifika kursuna gidip bu konuda sertifika edinebilirsiniz.


 


Bilişim pazarında iş ararken sizden ilk istenen bilgi tecrübenizdir. Tecrübeniz yoksa sertifikalarınızın bir değeri olmaz. Bu yüzden “iş garantili Webmasterlık, Network uzmanlığı eğitimi” gibi bir kavramlar olamaz. Eğitim merkezlere bunlara isim verse bile kendisinden personel isteyen firmalarla en fazla bir kez çalışabilirler.


 


Eğer eğitim merkezi hem eğitim verdiği kişiyi hem de işe sokabildiyse söz konusu firmayı kandırmış olmamak için, mezun ettiği öğrencisine her ihtiyacında telefon ya da e-posta ile destek vermelidir. Ve bu “iyi niyet göstergesi” değil “zorunluluk” olmalıdır. Yani kursa başlarken imzaladığınız satış sözleşmesinde iş garantisi ibaresi yanında işe başladıktan sonra 3 ay ücretsiz destek ibaresi bulunmalıdır ki; sözleşmelerde zaten iş garantisinden bahsedilmez.


 


Sonuç itibarıyla, iyi niyetle başlayan “iş garantili bilgisayar kursları”nın çivisi çıktı. Zaten eğitim merkezlerinin “iş garantisi” vermesi gerekmez, iyi bir eğitim versin yeter. ışe yalnızca ehliyetli değil, ehli insanlar mezun ederek başlayabilirler.


 


Ha! Bu merkezler ille de “iş garantisi” vermek suretiyle satış yapmak istiyorsa, ınsan Kaynakları şirketleri ile ortak çalışsınlar. Mademki işinin ehli öğrenciler yetiştiriyorlar o zaman her konuda ehline saygı duyarak, bireylere Kariyer Planlaması yapan profesyonel yani ehlileriyle çalışsınlar. Ancak bu şekilde işin ehli olarak yetiştirdiklerini söyledikleri mezunlarına kendileri de saygı duyabilirler.


 


Aksi halde, sertifika kolleksiyonu yaptığı halde iş bulamayan ya da bulduğu işte asgari ücrete 30 YTL ilaveyle sertifikalara ödediği parayı bir yılda hala amorti edememiş, ehliyetli işsizler yaratmaya devam edecekler.


 


Satılan umut para kazandırır mutlaka! Peki o paranın hayrı dokunur mu?