Ev Önlerine otopark Vergisi

ıki gündür, evlerin önüne park edilen arabalar için park ücreti alınması doğrultusunda bir kanun çıkarılacağının tartışmaları sürdürülüyor. Bir bu eksikti. şimdiye kadar nasıl oldu da böyle bir uygulama getirilmedi asıl ona şaşırmak lazım. Bir defaya mahsus olmak üzere yıllık olarak alınacak olan otopark ücreti 200-300 YTL  civarında olacakmış.


 


Maliye Bakanı, çok haklı olduğunu savunur bir ifadeyle, “biz getirmedik bunu, önceden vardı zaten bu teklif” diyor. Önceden düşünülmüş ama henüz uygulanma ömrüne kavuşamamış bir teklifse ve sizin getirmediğinizi savunacak kadar yanlış olduğunu kabul ediyorsanız, neden uygulamaya geçiriyorsunuz öyleyse?


 


Hükümet anlaşılan yatıp kalkıp, halktan ne çeşit vergiler alırım, vergi çeşitlerini nasıl artırarak hazineyi ayakta tutarımın hesaplarını yapıyor.  


 


Kamuoyunda tartışılan önemli bir konu, akaryakıt kaçakçılığıdır bugün. Akaryakıt ürünlerinden alınan çok yüksek vergilerin akaryakıt kaçakçılığını tetiklediği kabul edilmektedir. Devletin, akaryakıttan aldığı vergiyi çok yüksek tutup yılda 2-3 trilyon vergi kaybını sineye çekmektense, vergileri düşürerek kaçakçılığı önlemeye çalışması daha makul değil midir? Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak gibi bir şey…


 


Aynı şekilde, insanların araba sahibi olmalarının önüne geçmek için evlerin önüne park ücreti alınmadığı kalmıştı. Otopark mafyasının önüne geçmek için böyle bir karar alınıyormuş. Ne alaka? Sürekli anlamayan çocuk yerine konmaktan bıktık artık…


 


Bir defaya mahsus alınacak bir vergi olacakmış otopark vergisi. 1999 Ağustosunda Kocaeli depremi olduğu zaman, deprem yardımı adıyla, bir kereye mahsus olmak üzere, cep telefonlarına %25 gibi bir vergi konmuştu. Bir defaya mahsus konan o vergi, bir defadan sonra bir türlü sonlandırılmamış, sonunda özel iletişim vergisi adı altında daimileştirilmişti. Hatta yakın zamanda aynı vergi ev telefonlarına da konmuş bulunuyor.  Cep telefonuyla 50 YTL’lik bir konuşmanız olmuşsa 90 YTL ödüyorsunuz bugünkü vergiler sayesinde. Yani konuştuğun kadar da vergi veriyorsun.


 


Türkiye’de bir kez uygulamaya konulan bir vergi çeşidi bir daha kesinlikle kaldırılmadığı için ev önlerine park vergisi de ilk uygulamadan sonra daimileştirilirse şaşırmamak gerekir.


 


Hükümetler vergi çeşitlerini artırmaya devam ede durdukça bakalım daha ne gibi vergilerle tanışacağız.


 


-her doğan bebek için ‘dünyaya ayak basma vergisi’,


-her ölen için ‘dünayayı terketme vergisi’ yada vergilerden kurtulmuş olduğu için ’ceza vergisi’,


-yaşam devam ettiği sürece ‘havayı teneffüs etme vergisi’,


-konuşma vergisi,


-gülme vergisi,


-ağlama vergisi,


-uyuma vergisi,


-seyahat etme vergisi,


-alışveriş etme vergisi,


…………………………..


………………………..


……………………


gibi vergi türleri de konabilir yakında önümüze.  Velhasıl yaşamaya dair her işlevin bir vergisi alınmak suretiyle vergi çeşitleri artırılabilir. şu yada bu ad altında alınan vergiler bir kez de başka adlar altında alınmış olur.


 


Böylece en gözde gelir kaynağı, vatandaştan aldığı vergiler olan bir devlete sahip olmaktan kıvanç duyarız(!)