Gamze Özçelik Olayı Üzerine

Türk toplumu uzun süredir medya konusunda tartışmalar yapıyor. Medya’nın “halkın istediğini mi yayınladığı yoksa halkı yönlendirdiği mi?” tartışmaları arasında, pek çok olayı da yaşıyoruz ama ne yazık ki bu olayları analiz eden sosyolog / psikolog göremiyoruz etrafta. Genellikle bu programların ne kadar anlamsız olduğu dışında bir konuşma olmadığı için de programlar sürüyor.


 


Aslında tüm Dünya ile birlikte Türk medyası da bir değişim yaşıyor. Eskiden eesmi ifadeli, magazinel yönü az, doğruları yansıtma gayreti içindeki habercilik son 20-30 yıldır yeni bir dönem yaşıyor.  Köşe yazarlarının bazıları artık, olaylar hakkındaki fikirleri ve haberleri yazmak yerine kendi hayatlarını haber, köşe yazısı haline getirerek okunuyorlar.


 


Yeni dönem gazeteciliğin bileşenlerinden birisini Kadir Çöpdemir “samimiyet” olarak adlandırıyor.  Samimiyet iyi bir şey ama samimiyet adına laubalilik ve kişisel gizlilik konuları çiğneniyor mu diye düşünüyorum? Gazetecilerin çoktandır kendilerine tanıdıkları bazı hakları, insanlara tanımadıklarını farkediyorum. Bu Gamze Özçelik olayında da gözüme çarptı.


 


Gamze Özçelik kendisinin de ifade ettiği gibi 23 yaşında, bir hayli güzel bir kızımız. Belki biraz hızlıca da yükseldi ve kıskançlık yarattı. Ama hakikaten marifetli olduğunu, çevirdiği dizi ve sinema filmlerinde ve yarışma programı sunuculuğu yaptığında ortaya koydu.


 


Son olaya bakıldığında da mağdur taraf olduğunu düşünüyoruz. Her nekadar önce  olayı yalanlamış olması, sonra birkaç farklı ifadeler kullanması (anne-babanın odası gibi), onun bu konuda bu kadar suçlanmasını gerektiriyor mu?


 


Hele, hiç de gerek yokken, toplum önünde bir şeyleri açıklamaya çalışıyorken, neden “kim bu Joseph Erdem?” ya da “Yalan söyledi” ifadeleri öne alınıyor da, kendisinin bir KADIN olarak uğradığı haksızlık konunun odağına yerleştirilmiyor?


 


Son basın toplantısında, TV’lardan seyrettiğim kadarıyla ben ve birlikte seyrettiğim hanım arkadaşlarımız, olaya oradaki gazetecilerin bize empoze ettiği yönden bakamadık. Aksine gazetecilerin tavrı bizi son derece rahatsız etti. Gamze Özçelik’i hiç tanımadığımız halde.


 


Peki, gazeteciler ne yapıyorlar? Neden yapıyorlar? Amaçları haber mi yazmak? Haber mi yaratmak? Acaba sansasyonel haber yaratayım derken topluma verdikleri zararı da fark ediyorlar mı? Bunu yaparken, aslında ne yaptıklarını halkın gördüğünü ve gitgide uzaklaştığını, gazete almaz hale geldiğini bilmiyorlar mı? Hedefledikleri sadece ATA’nın cenazesinde CANER’in resmini çeken, ne yaptığını bilmeyen kitleler mi? Bu kitle onların sandığı kadar geniş mi?


 


Sevgili KADINVIZYON Okuyucuları bu konuda sizlerin de neler düşündüğünü öğrenmek istiyorum. Bana info@kadinvizyon.com adresinden yazar mısınız? 


 


 


Kadınvizyon Notu : Görüş bildiren okuyucularımızın düşüncelerini burayı tıklayarak görebilirsiniz ;