Kader’den ETEK Kota Kampanyası

Kader’in açıklaması şu şekilde;


Seçimlerde Cinsiyet Kotası, 2005’te Yasal Zorunluluk Olmalı


BM’nin UNDP örgütü, ülkelerin 2004 yılı itibariyle ınsani Gelişme Düzeyi açısından yerini belirledi. Yapılan sıralamalarda, gelir düzeyi, eğitim, yaşam süresi gibi ölçütler kadar, ülkelerdeki toplumsal cinsiyet ve bölgesel eşitlik/eşitsizlikler de hesaba katılıyor. Kadınların ekonomik ve politik yaşamın kilit öneme sahip alanlarındaki durumunu ele alan Toplumsal Cinsiyet Güçlülük Ölçütü (GEM), parlamentoda kadın temsil oranını temel parametrelerden biri olarak ele alıyor. Türkiye ise siyasi katılımda, % 4,4 ile, 163 ülke arasında 150. sırada bulunuyor. Oysa Türkiye, mesleki ve teknik beceri isteyen alanlarda çalışan % 31,2 kadın oranı ile 75. sırada; başka bir deyişle daha iyi bir konumda.


Türk kadınlarının ekonomik ve toplumsal gelişme düzeyini yansıtmaktan bu kadar uzak bir siyasi temsil oranı kabul edilemez ve sürdürülemez: Hem nüfusun yarısını oluşturan kadınlar açısından, hem de gelişmek ve demokratikleşmek zorunda olan Türkiye açısından. Türkiye, bırakalım AB ülkeleri ile boy ölçüşmeyi, bu konuda hızla radikal önlemler almazsa, gelecek yıllarda dünya sıralamasında her yıl daha da geride kalacak ve dibe vuracaktır.


Parlamentoda kadın temsil oranında, Türkiye 2000 yılında 143. sıradaydı; 2004’te 150. sıraya düştü. Çünkü, her yıl yeni yeni ülkelerde cinsiyet kotası uygulanmaya başlamaktadır. Bugün, 81 ülkede, Anayasa, Seçim ve Siyasi Partiler Yasaları veya Siyasi Parti Tüzükleri ile cinsiyet kotası uygulanmaktadır.


Türkiye’de de alınması gereken önlem bellidir. Anayasa, Siyasi Partiler ve Seçim Yasalarında hızla değişiklik yaparak gelecek seçimlere en az % 30 cinsiyet kotası zorunluluğu ile gitmek gerekmektedir. Bu amaçla, KA.DER’in öncülüğünde çeşitli kadın örgüt ve kuruluşlarının hazırladığı yasa değişikliği taslakları, 2005 yılında TBMM’ye getirilerek yasallaşmalıdır.


Üstelik, Türkiye’nin imzalayarak uygulama yükümlülüğü altına girdiği Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi ve onun uygulanması için, Türkiye’nin katılımıyla geliştirilen BM Pekin ve Pekin +5 Eylem Programları, cinsiyet kotası gibi geçici özel önlemlerin alınmasını önermektedir. Avrupa Konseyi’nin Bakanlar Komitesi’nce hazırlanan 2003 tarihli Tavsiye kararı da en az % 40 cinsiyet kotası zorunluluğu getirmektedir.


Tüm bu olgulara karşın, başta TBMM’de temsil edilen partiler olmak üzere, erkek egemen siyaset kurumu, seçimlerde zorunlu cinsiyet kotasına karşı tutum alıyor. Bunu, “kadınların siyasete ilgisizliği”, “kadın aday bulma zorluğu”, hatta “kotanın kadınlara hakaret etmek olduğu” gibi gerekçelerin arkasına sığınarak savunmaya kalkıyor.


Oysa kadınlar, siyasete ilgisiz değildirler. Tersine, partiler, kadınların siyasi temsiline ilgisiz duruyor. Hatta, engel oluyor. Kadınlar, partilerin kadın karşıtı süzgecinden geçmek zorunda olmadıkları muhtarlık için büyük oranda aday olurlarken, belediye başkanlıkları ile belediye ve il genel meclisi aday listelerinde neredeyse yoklardı.


Kota, kadınlara hakaret ve eşitliğe aykırı değildir. Siyasette olumlu ayrımcılık, yani kota, tam tersine, siyasette kadınlara karşı uygulanmakta olan ayırımcılığı ortadan kaldıracak bir eşitlik önlemidir. Ve kadınların toplumda yüzlerce yıldır yaşadıkları çokyönlü adaletsizliği ve fırsat eşitsizliğini hızla giderecek en adil yoldur.


TBMM’de temsil edilen partileri, cinsiyet kotasına karşı direnmekten vazgeçerek en az % 30 cinsiyet kotası zorunluluğu getirecek yasal düzenlemeler yapmaya zorlamak için, kadın hareketi başta olmak üzere, demokrasiden yana tüm kişi ve kuruluşların ortak seferberliği gerekiyor.


KA.DER olarak, 2005 yılına, böyle bir seferberlik çağrısı yaparak giriyor ve bu amaçla, Web sitemizde bir KOTA KÖşESı açıyoruz..


Tüm meslek odalarını, sendikaları, sivil toplum örgütlerini, medyayı ve akademi dünyasını, kadın kurum ve kuruluşlarının başını çekeceği bu seferberliğe katılmaya çağırıyoruz. Bu katılımın, TBMM’den geçmesini istediğimiz yasal değişiklikleri desteklemekle kalmayıp katılan örgütlerin kendi karar organlarında cinsiyet kotası ve politikası uygulamaya yönelik somut adımlar atılması yoluyla olmasını diliyoruz.

A. Bilge Dicleli
KA.DER Genel Başkanı