Kime ve Neden Oy Vermeyeceğim!!!!

Önce, düşün yolumun kilometre taşlarına değinmek istiyorum. Bunlar:


Dostum Ertuğrul Çepni konuşmasına bu sözlerle başlıyor. Son beş yıldır, partisinin iktidar olabilmesi için düşünsel ve eylemsel temelde yaptığı çalışmalara bakarak, bu düzeyde yetişmiş bir başka daha CHP’li olmadığını söylersem, kimseye haksızlık etmemiş olacağıma inanıyorum. Bu saptamamı belgelendirmek için konuşmasından çok önemli bulduğum bölümleri sizlerle paylaşmak istedim.



***



“Ne yapmalı’ sorusu, benim için ilk değil. 2002 Kasım seçimlerinden hemen sonra da bu soruyu kendi kendime sormuştum. Hatırlayalım: CHP 164; AKP 364.. CHP’nin iki buçuk katı!! O gün bu soruya cevabım: ‘Parti içinde değişim mücadelesine girmek!’ oldu. Mücadelem bu konuşmayla da devam ediyor.

Yapı içinde yapıyı değiştirmek düşüncesiyle de CHP’den bugüne kadar ayrılmadım.

2004 yılında CHP Genel Başkanlığı’nın düzenlediği Danışma Kurulu’nda partimizde değişimden yana olmayanlara söyle seslenmiştim:

Bir sonraki seçimlerde, 10 senedir yapılmayan yeni ne yapılacak? (simdi 12 oldu)

Bir sonraki genel seçimlere aynı Genel Başkan’la mı girelim diyorsunuz?

‘AKP’den kurtulmak için ne yapmalı’ başlığı altında ise şu görüşlere yer vermiştim:

Bugünden hazırlanmak gerek,

Parti içi muhalefetle uzlaşmak gerek,

Küskünleri kazanmak gerek,

Toplumun aydın kesimleriyle barışmak gerek,

Sol kanatta bulunan partilerle güç birliği yapmak gerek.

Bu önerilerin bir faydası oldu mu? Hayır. Daha iyisi yapıldı mı? Hayır. Yapılan bir şey var mı? Hayır!!!

‘Ülkenin önünü tıkıyoruz’ bölümünde de şu sorulara yer vermiştim: Partililer karar vermeli, önce;

Ülke mi?

Parti mi?

Genel Başkan mı?

Baykal partililere ‘Genel Başkan’ dedirtmeyi başardı.

CHP’nin ‘yeni bir genel başkanla’ seçime girebilmesi için iki seçenek var: Baykal kendiliğinden istifa ederse sorun çözülür. Ve ülkeye hizmet etmiş olur. ıstifa etmezse iki seçenek var:

‘CHP’de çözüm’de ısrar edilebilir veya CHP’siz çözüm arayışına girilir.

Kendi tecrübemiz sunu gösterdi: Genel Başkan istemedikçe, sistem içinde demokratik yolla genel başkanı değiştirebilmeniz mümkün değildir. Yapılacak şey: Bir kişiyi ikna etmek! Biz ne için uğraşıyoruz, 10 milyon kişiyi ikna etmeye? Var mı bunun mantığı?

Benim yol haritam:

CHP’yi çok seviyorum. CHP bir gün ‘bu özel halden’ kurtulacaktır. Fakat ülkemi daha çok sevdiğim için çalışmalarım ve oyum Baykal’a olmayacaktır!!!

Baykal’a oy vermeyi çözümsüzlüğe oy vermek sayarım. Baykal, ülkenin zinde güçlerinin bir araya gelip siyasete katkı vermesinin önünü dün tıkadı, bugün tıkıyor, yarın da tıkamaya devam edecektir. Bu nedenle Baykal’a oy, çözümsüzlüğün ömrünü uzatır görüşündeyim. Çok çarpıcı bir benzetme -Kaynağını bilmiyorum-: ‘Tayyip AKP’yi çekip götürüyorsa, Baykal da itiyor…” Baykal’a oy, Baykal’ın AKP’yi itme gücünü artırır, başka bir işe yaramaz görüşündeyim. Bu gerekçeyle de Mustafa Balbay’ın Cumhuriyet’te köşe yazısındaki ‘CHP’yi iktidar yapalım’ görüşünü imkânsız; çabayı da faydasız bulurum… ‘Bir şey değişir, her şey değişir:’ 10 Milyon kişiyi ikna etmek yerine bir kişiyi ikna etmeye uğraşmalıyız. Bir vatandaş olarak eğitim dünyamızın eyleme geçmesini sabırsızlıkla beklerim. Biz partililerin başaramadığını sizler başarırsınız umarım…


***



Ortada seçim yokken gerçekle ilgisi olmayan, üstelik kaynağı da belirsiz rakamlara dayanarak, “CHP’nin oy oranı AKP’ yi geçti” avuntuları arasında, ıstanbul’da bir üniversitemizdeki konuşmasını, Ertuğrul Çepni böyle bitirmiş. ıyi tanıdığım için onun bu son sözlerinde umutsuzluk değil, bazılarına ve seyirciliği yeğleyen çevrelere haklı bir sitem gördüğümü belirtmek isterim.