Nobel’in Kendisi Değil, Yarattığı Etki Önemli

Tarih bilincinin önemi her gün artmaktadır, özellikle de araştırancılar için çalıştığı konunun tarihini bilmek önceliklidir. Her yurttaşın da içinde bulunduğu coğrafyanın tarihi geçmişini bilmesi çok önemli. Bir Amerikalı için ülkesinin tarihi geçmişi çok geniş olmayabilir, ancak Anadolu coğrafyası gibi insanlığın on binlerce yıl önce iklim ve doğal bitki ve hayvan zenginliğinin sunduğu olanaklar nedeniyle hızla çoğaldığı ve değişik medeniyetlerin geliştiği bir coğrafyada tarih bilincine tam hakim olmak o kadar da kolay olmasa gerek. Okuyabildiğim kadarı ile dünyanın en çok insan trafiğinin geçtiği değişik hükümdarlıklar altında onlarca devletin kurulduğu kan ve gözyaşının yakın geçmişe kadar dinmediği Anadolu coğrafyasının tarihi gerçekten geniş ve öğrenmeye değer niteliktedir. Sanırım biz değil diğer ulusların yurttaşlarının da ilgilendirdiği için sıkça tartışma konusu olmaktadır.



Bu coğrafyada Anadolu’nun değişik bölgelerinde yaşamış Ermenilerin kurtuluş savaşı sürecinde  yaşananların yeniden batılıların suni talebi ile tartışıldığı bugünlerde Orhan Pamuk’un bana göre anlamsız rakam açıklaması sonrası gelen Nobel ödülünü Türkiye’de tartışma yarattı.  Tam da bu gelişmeler olurken Orhan Pamuk Nobel ödülünü aldı. Bir çok kişi bu sürece de temkinli yaklaştı. Nobel Orhan Pamuk’un şahsında Türkiye’ye verilmiş bir ödüldür. Anadolu binlerce yıldır yarattığı bilim, kültür ve sanat insanı ile dünyaya aydınlanmacı felsefeyi yaymıştır. Bu topraklar ne şairler yaratılar. Orhan Pamuk bu ülkenin romanını okuyarak romancı oldu. Ülkemizde yüz yıllık geçmişi olan roman hareketi berberinde bu topraklarda çok sayıda yazar yetiştirmiştir. Orhan Kemal, Kemal Tahir, Yaşar Kemal, Aziz Nesin, Adalet Ağaoğlu ve yeni kuşak romancılar bir birikimin ürünüdürler. Nobel komitesi siyasi etkinin altında kalabilir, dünya konjüktürüne göre hareket edebilir.



1896 yılında yaşamını yitiren Nobel adına 1900 yılında kurulan vakıf aracılığı ile verilen ödül her yıl ilgi odağı olmaktadır. ısveç bilimler akademisinin öncülüğünde yoğun çalışma ile belirlenen ödül her yıl doğal olarak tartışma yaratmaktadır. Türkiye gibi dışarıda imajı hep yanlış tanıtılmış bir ülke için bu yıl Nobel’in ermeni soykırımı tartışmalarının yapıldığı döneme denk gelmesi hepimizi üzdü. Ancak Türkiye’ye gelen Nobel’i ret etmeyelim. Orhan Pamuk’un söyledikleri ile aynı görüşte değilim ancak Fransız Voltaire’in “söylediklerinizi onaylamıyorum, ancak onları ifade edebilme hakkınızı ölümüm pahasına savunurum” ifadesi ile Orhan Pamuk bu ülkenin ekmeğini yiyerek, romanını okuyarak büyümüş ve Nobel almıştır. Pamuk bu ülkenin bir parçasıdır. Tam da Fransa’ya kızdığımız bir dönemde
Fransızların da bize benzer bir süreci yaşadıklarını biliyoruz.  Fransa’nın Cezayir’i işgaline karşı çıkan ve Fransa’nın Cezayir’de kıyım yaptığını belirten Sartre dönemin generali De Gaulle ile anlaşamaz. De Gaulle kendisini sürekli eleştiren Jean-Paul Sartre Nobel alınca ona sahip çıkmıştır. Sartre’in yargılanmasına da karşı çıkan De Gaulle, Sartre Fransa demektir diyerek sahip çıkmıştır.
 
Orhan Pamuk’un Ödülü Her şeye Rağmen Anlamlıdır.  Ülkemize itibar kazandırmıştır. Kendisini kıskanmadan kutlamamız gerekir. Biz de Orhan Pamuk’u benimseyelim, nice başarılara diyelim. Ancak bir yazar olarak belli olmayan bir rakamı konuşmasın. Söyledikleri gerçeği yansıtsın. Söyledikleri düşmanlığı ve ayrılığı değil, dostluğu geliştirsin. Yazar  muhaliftir, farklı bakar, geçmişi eleştirir. Ancak küçük hesaplara düşmemeli. Hepimiz şunu biliyoruz, batıda Türkiye aleyhtarlığı yaygın, ancak bizim de Anadolu coğrafyasında yaşayan insanlar olarak kendimizi iyi anlatmamız gerekir. Aynı zamanda da güçlü olmamız gerekir. Bu konuda şanslı da sayılırız. Atatürk gibi çok yönlü, asker, siyaset ve sosyal bir deha uğruna dünya çapında nitelikli ödüller vererek dünya politikasına katkı yapabiliriz. Sanırım bu konuda bir girişim oldu. Ancak tahlilsiz bir iki yanlış ödül sonrası süreç sürdürülemedi gibime geldi. Bilim , sanat, tarih alanında bu ödülü sürdürebiliriz.



Neden Orhan Pamuk’u Kutlamamız Gerekir



Maalesef yaşadığımız biricik dünyada bilim ve teknolojide olduğu gibi bir çok konuda bu tür ödülleri verebilecek kapasitede olmadığımız için başkalarının verdiği bu ödüllere layık görülen kişileri de kutlamamız gerekir. Sayın Pamuk’un aldığı ödül ülkemiz için faydalı diye düşünüyorum. Yurtdışına her gidişimizde ziyaret ettiğimiz önemli yerleri düşündüğümüzde aklımıza o ülkenin ünlüleri gelmektedir. Fransa’da Voltaire, Zola ve Sartre neden önemli ise bizde de Nazim Hikmet, Azizi Nesin, Yaşar Kemal ve Orhan Pamuk önemli.  Orhan Pamuk’un Nobel ödülü alması ile birlikte sayın Pamuk’un kitapları yok satmaya başladı. Bundan böyle ülkemizi merak eden, daha çok bilgi edinmek isteyen kişilerin sayısı daha da artacaktır. Eğer geçmişimizde korkacak bir sorunumuz yok ise çekinmemize gerek yok. Gerçekler kişiler tarafından yok edilemez veya suni gerçekler yaratılamaz. Dün bir çok yazarımız batıda ödül aldıklarında sevinmiştik. Yarında sevineceğiz. Ancak asıl olan bizim kendi ödülümüzü kendimizin yaratmasıdır. Eminim ki Türkiye doğru bir tanıtımla bu süreci pozitife dönüştürebilir. Edebiyata, diğer yazarlarının eserlerini yabancı dile çevirerek dünyaya açılabilir. Atatürk, Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Yaşar Kemal dünyada şu veya bu şekilde biliniyor. Bu değerlerimizin eserleri yaşamı doğru tanıtımla ülkemiz büyük itibar kazanacaktır. Bu da ülkemizin turizmini geliştirecektir. Her şey para ile değil, bazen parasız da o kadar güzel işler yapılabilir. Sanrım Anadolu ateşini harekete geçirerek dünyaya kendimizi, kültürel zenginliğimizi, edebiyatımızı ve doğamızı tanıtabiliriz. Önce öz güvenli, kültürel birikimi olan, tarih bilinci gelişmiş donanımlı bir nesil yetiştirelim.