Özel Günleri Kutlamayınız Lütfen

Kendi adıma, kadınlar günü sebebiyle yapılan bir gösteride, ekranlarda kadınların dövüldüğünü izlemek yerine 8 Mart’ın adını bile duymak istemezdim.


 


Kadınlar Günü”, “Sevgililer Günü”, “Anneler Günü”, “Babalar Günü”, Eşcinseller Günü”, “Çocuklar Günü”, “Öğretmenler Günü”,  ve uzayıp giden günler…… Bütün bu uzayıp giden gün çeşitlerinin yanında kısalıp kısalıp yok olmaya yüz tutan medeni görüntümüz. Tartışmamız gereken en önemli konu bu işte.


 


Avrupalı olacağız, Batılı olacağız değil mesele. Bu düşüncelerle kendimizi görücüye çıkarmak değil mesele. ışte ortada her şey. Kadın-erkek dengesizliklerinin ötesinde, her türlü şiddetten uzak olamamak mesele. Medeni bir yaşam çizgisinden uzaklarda, ihlal edilmiş tüm kadın haklarının, sembolik bir günde bile, televizyon ekranlarında bir kez daha ihlal edilmesidir mesele. Yanlış aktarmak istemiyorum. Sadece televizyon ekranlarındaki ‘gösteride dayak’  olayı değil üzerinde durulması gerekli olan  nokta. Ama bugün, 8 Mart 2005 günü,  bu görüntüler tüm medyanın elinde, dilinde, kaleminde. Onun da ötesinde Avrupalı bizi kınayıp, yerden yere vuruyor. “ıçimize girmeye yakışmıyorsunuz” demek istiyor. Zaten Türkiye’nin onuruyla oynamaya bahane arayan AB, bir kez daha kozlarını kullanıyor.


 


Oysa aynı Avrupalı zihniyet, şimdiye kadar kaç kez kadın ezilmişliğinin, kadın olmanın çaresizliğinin, kadının yok sayıldığının farkında olmak istedi bu ülkede? Onlara göre insan hakları da, kadın hakları da sadece Güneydoğu’da incelenir. Gerçi orada da iyi niyetli incelemiş olsalardı, töre cinayetleri bugün hala bu kadar gündemde olmazdı.


 


Kadının eğitilmediği, kadının siyasetten dışlandığı, kadının kanun yapıcı yer olan  Meclise sokulmadığı, kadına hiç bir makamda inisiyatif verilmediği sürece 8 Martlar istendiği kadar kutlansın, istendiği kadar provake edilsin önemli değil. Önemli olan, yeri geldiğinde, kadına recm cezasını bile uygun görebilen bir anlayışın var olduğudur. Önemli olan, 8 Mart dahil, yılın 365 günü kadına sahip çıkmayan bir kültürün yerleşik olduğudur.


 


Birtakım özel günlerden ne kadınlar, ne sevgililer, ne çocuklar, ne anne-babalar  nasiplerini almıyorlar maalesef.  Uydurulmuş bu özel günler sayesinde, hatasını bu özel günde tamir etmek isteyen bir kesim tarafından alınan göstermelik hediyeler sayesinde bazı satıcılar nasipleniyor sadece. Bunun ötesinde kadınlar ekranlarda dayak yiyor.


 


Özel günlerin bu kadar önemle kutlanmamasından yana olsak acaba nasıl olur?  Bir günü, yada bir konuyu kutlamak için toplanan insanların sabote edilme olasılığı da var işin içinde. Yada sadece sabote etmek amaçlı toplananların göstermelik kutlama görüntüleri olabiliyor bu kutlamalar.  Yani salt olay çıkarıp, aleyhte propaganda yapmak isteyenlere malzeme yaratmak için çabalayan grupların kutlama uydurmaları.


Toplumda kadın erkek dengesini önemseyen bir kadın olarak, kendi adıma, senede bir gün, bu bizim günümüz demek yerine; senenin tüm günlerinde, kadın ve erkeğin insanca bir arada yaşamayı sürdürebildiği bir ortamı tercih ederim.