Sosyal Fobinin Üstesinden Nasıl Gelinir

Böyle olduğuna inanmanıza yol açabilecek bir zorbalığa maruz kalmış veya istismara uğramış olabilirsiniz; ancak gerçek şudur ki sizin HıÇBıR, tekrar ediyorum HıÇBıR kusurunuz yoktur: siz aslında büyük bir ihtimalle.. normal bir insansınız. Ama


 


Hayatım boyunca çekingendim. Sosyal fobim oldu, ınsanların önüne çıktığımda hep korku ve heyecan duydum. Benim bir sorunum olmalı!


 


dediğinizi duyar gibi oluyorum. Hiç de değil. Ayrıca


 


Benim sosyal fobim VAR ve bunu YENMEM lazım


 


dediğinizi de duyar gibi oluyorum. Ama aslında “düzeltilmeniz” veya “sosyal fobinizi yenmeniz” gerekmiyor. Lütfen kendinizi sosyal fobinizle tanımlamayı bırakın, çünkü bu siz DEğıLSıNıZ. Eğer kendimizi sosyal fobimizle tanımlamayı sürdürürsek yaşamımızda herhangi bir değişiklik yapmak daha zor bir hale gelir.


 


Önce bakalım “Sosyal fobi nedir?” Basit bir anlatımla “dayanaksız düşünce” ve “eylem modellerinden” kaynaklanır. Kendinizi sosyal fobinizle tanımlamayın çünkü o siz DEğıLSıNıZ; doğal haliniz içsel rahatlığın ve mutluluğun hakim olduğu bir huzur halidir ve tekrar bu duyguya kavuşacaksınız.

Kendi kendinize acı çektirmeyi bırakmanız da ÇOK önemlidir! Lütfen kusurlarınız için kendinizi bağışlayın! Kusursuz insan olmadığını da hatırlayın..


 


Olduğunuz kişi olmaktan veya davranış biçiminizden dolayı kendinizi suçlayacak olursanız, elde edeceğiniz tek sonuç kendinizi daha kötü hissetmek olacaktır ve böyle davranarak aynı zamanda bu sosyal fobiyi meydana getiren negatif gidişatı da güçlendirmiş olursunuz. Aslında kendinize “Kendimi suçlamayı ve kötü hissetmeyi sürdürürken, kendimi nasıl daha iyi hissedebilirim?” sorusunu sormayı deneyin. Yani, eğer hoşunuza gitmeyen bir davranış şekli içindeyseniz, bunun sorumluluğunu alın, bundan ders çıkarın, gerekiyorsa özür dilemeyi öğrenin ve kendinizi bağışlayın.


 


Ayrıca topluma karışmak istiyorsanız belirli bir çizgide bulunmanız veya davranmanız yönünde toplumdan gelen bir baskı da söz konusu olabilir.


 


Hayatlarında belirli noktalara gelmiş, belirli acılar yaşayarak mutluluk sandıkları şeylerin birer aldatmaca olduğunu anlayan kişiler vardır. Sorsanız, “tüm hayatım boyunca toplumda oluşan akımları takip ettim ve sonunda kendimi kaybettim” diyebilirler. Ya da “Bana mutluluk verdiğini sandığım şeyler aslında içimde boşluklar yarattılar ve şimdi hayatımı boşa harcanmış hissediyorum” diyen insanlar hiç de azımsanmayacak sayıda.

Yani, görmüş olduğunuz gibi akımları ve modaları izlemek pek de işe yaramıyor. Kendinize şu soruyu sorun:


 


Kabul görmeyi mi yoksa mutlu olmayı mı tercih ederim?


 


Biliyorum;


 


ınsanların benim hakkımda ne düşüneceklerinden korkuyorum ve bu da sosyal fobimin oluşmasına neden oluyor.


 


diyorsunuz. Ancak içinizdeki fobiyi yaratan  bu düşünceleri engelleyebilir ve kendiniz ve insanlar hakkında ne düşüneceğinize kendiniz karar verebilirsiniz. “ınsanların ne düşündüklerinin sizi değil kendilerini bağladığını” düşünmeye ne dersiniz? Kendinizi rahatlamış hissetmez misiniz? ıçinizden ;


 


Bu sosyal fobiyi yaratan düşüncelere engel olamıyorum, benden daha güçlüler.


 


diyor da olabilirsiniz. Ancak bilmelisiniz ki bu da toplumun şartlandırmalarından birisi.


 


Size bir soru sorayım: “Zihninizin hakimi kim? Düşüncelerinizi kim kontrol ediyor?”


 


Tabi ki siz.


 


Basitçe istenmeyen düşüncelere “Yeter” diyerek başlayın ve ardından


 


Benim düşünmek istediğim ARTIK bu.


 


deyin. Göreceksiniz adım adım kontrolün daha fazla elinizde olduğunu hissedeceksiniz.

Daha sonra ise sosyal fobinizin üstesinden gelmek için kendiniz olmalı, ve ruhunuzdaki asıl siz olup bunu sevmelisiniz.

Toplumun şartlandırmalarından ve geçmişte yaşadığınız şartlandırmalardan bağımsız olarak kim olmak istiyorsanız o olabilirsiniz.

Daha sonra ise kendi iç dünyanızla bir ilişki geliştirmeli ve bu ilişkiyi hayatınızdaki EN ÖNEMLı şEY haline getirmelisiniz.

Kendinizi tamamıyla kabullenmeli, takdir etmeli, değer vermeli ve kendinizle gurur duymalısınız.

Kişilerle olan temaslarınızla ilgili ve değer yargılarınıza dair kuralarınızı kendiniz belirlemeli ve bu kurallara bağlı kalmalısınız. Kendi kurallarınızı kendiniz koymalı kim olduğunuza ve nasıl davranacağınıza kendiniz karar vermelisiniz. Her insanın farklı olduğunu ve kendi kurallar zincirlerine kendilerinin karar verdiğini düşünün. Dolayısıyla kim olduğunuza ve nasıl davranacağınıza kendiniz karar verdiğinizde güvensizlik duygunuz ortadan kalkar ve bir daha ortaya çıkması için de hiçbir neden olmaz!

Daha sonra kendinizi sevmeniz gerekir. Takdir görmeyi dışarıdan beklemeyin, bu sizin kişiliğinizi zayıflatır; eğer böyle bir takdir göremezseniz kendinizi nasıl hissedeceğinizi bir düşünün. Ancak eğer siz kendinizi severseniz bazı insanların sizi sevip sevmemeleri hiçbir şey değiştirmez, sonuçta ne önemi var ki?

Adından kendinizi dinlemeniz ve sizi mutlu edecek şeyler yapmaya başlamanız gerekir. Kendi kendinize şu gibi sorular sorun:

– ne istiyorum?
– beni ne mutlu eder?
– nelerden hoşlanırım?

Ve kendinize sevgi dolu yaklaşmanız gerekir. Bunun içinse kendin iç dünyanızla olan ilişkinizi destekleyecek bazı kriterlere ihtiyacınız olacaktır. Örneğin bir şey olduğunda kendinize şu soruları sorun:

– bu benim için iyi bir şey mi?
– bana göre doğru bir şey mi?
– beni mutlu ediyor mu?

Ve bu sayede seçiminizi yapabilirsiniz.

Ve lütfen ama lütfen kendinize iyi davranın. Sahip olduğunuz en değerli, hatta paha biçilmez şeyin kendiniz olduğunu unutmayın. Kendinizi şımartın.

Kendinize en yakın arkadaşınızmışsınız gibi davranın. Hayatınızı mutlu olacağınız şekilde yaşayın ve mutlu olun. Bu sayede göreceksiniz ki sosyal fobiniz artık bir anı olmaktan öteye geçemeyecek.