TCK Kadın Platformundan Basın Açıklaması

TCK Kadın Platformu üç yıl boyunca kararlılıkla sürdürdüğü “Kadın Bakış Açısından TCK Reformu” kampanyası sonucunda 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girecek olan yeni Türk Ceza Yasası’nda Türkiyeli kadınların cinsel ve bedensel haklarının güvenceye alınmasını ve yasada kadın erkek ayrımcılığının ortadan kaldırılmasını sağladı. Biz kadınlar, bugün kazanımlarımızı kutlarken, hem yeni TCK’nın kağıt üstündeki eşitlikçi ve özgürlükçü bakış açısı ile uygulanmasının takipçisi olduğumuzu yineliyor hem de namus cinayetleri, bekâret kontrolleri ve cinsel yönelime dayalı ayrımcılığın ortadan kaldırılması için gerekli düzenlemelerin yapılmasını ve gençlerin rızaya dayalı cinsel ilişkilerini cezalandıran maddenin kaldırılmasını talep ediyoruz.


 


Kadın hareketi, Türkiye’deki sivil toplum örgütlenmesinin en köklü ve güçlü gruplarından biri olduğunu bir kez daha gözler önüne sererek, TCK reform sürecinin başından beri Türkiye’nin her yanından kadınların taleplerini dile getiren uzun soluklu ve başarılı bir kampanya yürüttü. TCK Kadın Platformu’nun üç yıldır süren kampanyası sonucunda, TCK’da yaklaşık 30 maddenin yanı sıra, kanunun dili ve felsefesi de değiştirilerek, tam cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadın ve kız çocuklarının cinsel ve bedensel haklarına yönelik ihlâllerin önlenmesi doğrultusunda devrim niteliğinde bir adım atıldı.


 


“Kadın Bakış Açısından TCK Reformu” Kampanyası sonucunda, aşağıda belirtilen şartlar yerine getirilmiş bulunuyor.


 


Cinsel saldırı suçları, “topluma” , “aileye”, “edep törelerine” karşı suçlar olarak değil, “kişilere karşı suçlar” olarak tanımlanıyor.


 


Cinsel saldırı suçları “ırza geçme”, “ırza tasaddi” gibi suçun tanımını yapmayan ve cinsel saldırıları erkeklerin ve toplumun “namusu” üzerinden tanımlayan ifadeler yerine “cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar” adı altında kişinin “vücut dokunulmazlığına karşı suçlar” olarak tanımlanıyor.


 


Cinsel tecavüz, cinsel saldırı ve cinsel taciz tanımları, cinsel saldırının gerçekleşebileceği bütün şekilleri kapsayabilecek şekilde genişletildi ve bu suçlara daha ağır cezalar öngörülüyor; işkence sırasında cinsel saldırı ve cinsel saldırının mağdurun beden veya ruh sağlığına zarar vermesi ağırlaştırıcı neden kabul ediliyor.


 


Evlilik içi tecavüz ve cinsel saldırı açıkça suç olarak tanımlanıyor ve diğer cinsel saldırılara öngörülen cezaya tabi tutuluyor.


 


ışyerinde cinsel taciz açıkça suç kabul ediliyor ve cezalandırılıyor.


 


Yetkili savcı ve hakim kararı olmaksızın genital muayene yapan ve yaptırana ceza öngürülüyor.


 


Eski TCK’da “toplumun haya duygularını zedeleyebilecek hareketler” gibi muğlak bir şekilde tanımlanan “hayasızca hareketler” maddesi teşhircilikle sınırlanıyor.


 


Aile içi şiddet, işkencenin bir alt türü olan “eziyet” kapsamına alınarak ağır cezalar öngörülüyor.


 


Çocukların cinsel istismarı ayrı bir suç olarak tanımlanıyor ve daha ağır cezalara tabii tutuluyor.


 


Çocukların cinsel istismarında veya cinsel saldırılarda “rıza”nın varolabileceğini varsayan tanımlamalar kaldırıldı.


 


Eski TCK’da tecavüzcüyle evlendirmede cezanın ertelenmesini öngören madde kaldırıldı;


 


Eski TCK’da evlenmek amacıyla kaçırma ve alıkoyma suçlarında cezanın iptalini öngören madde kaldırıldı.


 


Töre cinayetleri nitelikli insan öldürme kapsamına alındı.


 


Irz, haya, edep gibi zamana göre değişen, göreceli ve kadınların hak özgürlüklerini kısıtlamak için yorumlanan ve çağdaş hukukta yeri olmayan kavramlar kaldırıldı.


 


Evli-bekâr, bakire-bakire olmayan kadınlar arasında ayırımcılık yapan düzenlemeler kaldırıldı.


 


Evlilik dışı yeni doğmuş çocuğunu öldüren anneye ceza indirimi öngören madde kaldırıldı.


 


Yürürlüğe girecek olan yasa, bir başlangıçtır. Yeni TCK, Türkiye’de kadının insan hakları ihlâllerinin ortadan kaldırılması ve cinsiyet eşitliğinin sağlanması yolunda atılacak adımlara kanuni dayanak sağlamakta ve daha da önemlisi kadın bedeni ve cinselliği üzerindeki tasarruf yetkisini toplumdan, aileden ya da erkekten alarak, kadının kendisine vermektedir. Kadınlar, yasanın yazılması sürecinde gösterdikleri kararlığı, uygulamanın takipçisi olarak da göstermekle kalmayacak, Türkiye’de kadın-erkek eşitliğinin hayata geçirilmesi ve kadınların insan hakları ihlallerinin tamamen ortadan kaldırılması için gerekli her türlü düzenleme ve uygulama değişikliğini talep etmeye devam edeceklerdir.


 


Yeni TCK’nın amacı ilk maddede “kişilerin hak ve özgürlüklerini korumak” olarak ifade edilmiştir. Eğer yeni TCK bu amaca ulaşacak, kadınların, erkeklerin, gençlerin haklarını ve özgürlüklerini eşit olarak koruyacaksa, talep ettiğimiz diğer değişikliklerin de yapılması gerekmektedir:


 


Bekâret kontrolleri açıkça her koşulda yasaklanmalı ve kadının rızası olmadan genital muayne cezaya tabi olmalıdır.


 


Cinsel yönelime dayalı ayırımcılık açıkça suç olarak tanımlanmalı ve yasada dil, din, ırk, cinsiyet vb.ye dayalı ayırımcılığa öngörüldüğü gibi cezalandırılmalıdır.


 


15-18 yaş arası gençlerin rızaya dayalı cinsel ilişkisini cezalandıran düzenleme kaldırılmalıdır.


 


Yasal kürtaj süresi 12 haftaya çıkartılmalıdır.


 


Namus cinayetleri nitelikli insan öldürme kapsamına alınmalı ve “töre saikı” ifadesi “namus saikı” ile değiştirilerek  her tür namus cinayetinde ceza indirimi verilmesi önlenmelidir.


 


TCK Tasarısı’nın Alt Komisyon’da, Adalet Komisyon’unda ve Genel Kurul’da görüşüldüğü 3 yıl boyunca TCK Kadın Platformu, yoğun lobicilik ve savunuculuk faaliyetlerinin yanı sıra sokak eylemleri ve faks kampanyaları düzenleyerek, basınla ve ülkedeki diğer kadın platformlarıyla işbirliği içinde çalışarak, yoğun bir kampanya yürüttü.


 


Ancak, kadınların ısrarlı taleplerine rağmen, yeni ceza yasası töre cinayetlerine ağırlaştırılmış hapis cezası verirken, namus cinayetlerine haksız tahrik indirimi kapısını açık bırakmıştır. Bekâret testlerini açıkça adlandırmadan, gential muayeneyi hakim ya da savcı kararına bağlarken, kadının rızasını bir önkoşul olarak saymamıştır. 15-18 yaş arasındaki gençlerin kendi istekleriyle girdikleri cinsel ilişkiye hapis cezası öngörmüş, eşcinsellere yapılan ayrımcılığı suç kapsamına almamıştır. Tanımı olmayan bir müstehcenlik maddesiyle ifade özgürlüğüne darbe vurmuş ve kürtajı Dünya Sağlık Örgütü standardı olan 12 haftanın altında tutmuştur. Kadınlar TCK reformunun başarısını gölgeleyen bu düzenlemelerin değiştirilmesi ve TCK reformunun hayata geçirilmesi için, yerel, ulusal ve uluslararası platformlarda kararlı ve ısrarlı çalışmalarına devam edeceklerdir.


 


 


TCK Kadın Platformu


 


 


·         Amargi


·         Ankara Kadın Dayanışma Vakfı


·         Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği


·         CEDAW STK Hazırlık Grubu


·         Cumhuriyet Kadınları Derneği


·         Çanakkale ELDER- Kadın Dayanışma Merkezi


·         Diyarbakır Barosu Kadın Komisyonu


·         Edirne Kadının ınsan Hakları ve El Ürünleri Girişimi


·         Filmmor Kadın Kooperatifi


·         ıris Eşitlik Gözlem Grubu


·         ıstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi


·         ıstanbul Valiliği ınsan Hakları Masası


·         ıstanbul Valiliği Kadının Statüsü Birimi


·         ızmir Kadın Dayanışma Derneği


·         ızmir Barosu Kadın Komisyonu


·         Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği ( KADER )


·         Kadının ınsan Hakları- Yeni Çözümler Vakfı


·         Kadınlarla Dayanışma Vakfı ( KADAV )


·         Kaos GL


·         Karşıyaka Kadın Danışma ve Dayanışma Merkezi


·         KATAGı


·         Kibele Kadın Kooperatifi


·         Lambdaistanbul Eşcinsel Sivil Toplum Girişimi


·         Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı


·         Okmeydanı Atölye Morkağıt


·         Sincan Toplum Merkezi’ni Koruma ve Geliştirme Derneği


·         Türk Kadınlar Birliği


·         Uçan Süpürge


·         Uluslararası Af Örgütü Türkiye şubesi


·         Van Kadın Derneği