Yapraklarla Birlikte Ruhlar da Dökülüyor!

Türkiye’de her 6 kişiden birini ruh hastası olduğunu biliyor musunuz? Aslında gazetelerin üçüncü sayfa haberlerinden de  yola çıkarak, toplumun “ruhsal haritası” hakkında da  tahmin yapmak olası!  “Kesmiş”, “biçmiş” ve “doğramış” şeklindeki haberlerin çoğunun özneleri de ruhsal vakalarla karşı karşıyalar..


 


 


 


Bazı araştırmalar, sonbaharda ruhsal hastalıkların,özellikle de depresyonun arttığını  söylüyor. Yani  ruhsal grafiğin de bir  mevsimi var. Psikiyatrist Mustafa Güveli, sonbaharla birlikte depresyonun artış yaşandığını söylüyor.  Bu mevsimlerde, insanlarda “ruhsal çökkünlük” durumunun yaygın olabileceğini anlatıyor.  Güveli, Türkiye’de kayıtlı 17 milyon ruh hastası olduğunu söylüyor. Ancak insanlar, psikolojik sorunlarıyla eskiye göre daha çok ilgiliymişler  ve tedavi olmak için bir istek varmış.


 


Psikiyatrist, yaşadığımız iki deprem sonrasında da  “travma sonrası stres bozukluğu” halinin insanlarda çok yaygın olduğunu anlatıyor. Peki nedir depresyon? Psikiyatrist Güveli, insanların çoğunun yaşam süreci içinde dönem dönem depresif bir ruh hali yaşadığını ve bu “depressif duygu durumu”nun uzunca bir süre devam etmesinin “depresyon” olarak adlandırıldığını anlatıyor. Suskunluğun, üzüntünün normal duygular olduğunu ama depresyonda bunun şiddetinin arttığını vurguluyor. 


 


Bu hastalığın belirtileri çok.  Bitkinlik, nedeni olmayan üzüntü hali ya da ağlama krizleri ile de ortaya çıkıyormuş. Sanmayın ki  mesleğinde başarılı,  çevresinde iyi dostları olan insanlar depresyona girmez… Oysa uzmanlar, bu kategorideki insanların da  hastalığa yakalanabileceğini belirtiyor.  Durup dururken ağlamalar da depresyon belirtisi.  Biraz daha derine inildiğinde, doyumsuz insanları da bu kategori içine sokuyor uzmanlar.  Bir çok farklı  işle ilgilenip, bir türlü doyuma ulaşamayan, bir takım hobi etkinliklerine katılıp, kısa bir süre sonra bunları yarım bırakan insanlar da aslında depresyona giriş süreci içindeler.


 


Sonbaharda ruhlarda da hazan


Mevsimle ilişkisine gelince… Artık günler kısaldı. Güneş yüzünü fazla göstermiyor bize.  Ağaçlar yavaşa yavaş çıplaklaşıyor. Hava üşütüyor sık sık… ışte bu havaların kritik olabileceğini anlatıyor psikiyatrist Mustafa Güveli. O’na göre, sonbahar ve kışın atmosferi pozitif bir takım düşünceleri olumsuz etkiliyor.. 


 


Havaların etkisiyle isteksizlik ve bitkinlik durumlarının artmasıyla birlikte genel çerçevede  şu haller söz konusu: Sabahları yataktan kalkıldığında  hiç uyumamış gibi bir yorgunluğun, ağırlığın söz konusu olduğunu belirtiyor ve bu durumn depresyonun başlangıcı olarak sayılabileceğine işaret ediyor Güveli. 


 


Sadece bunlar değil belirtiler. Cinsel isteksizlik, çaresizlik ve umutsuzluk, durup dururken sinirli, hırçın davranışlar da bu hastalığın habercisi. Kışla birlikte gelen bir çok güncel problem de “Ben bunların altından nasıl kalkacağım?” düşüncelerini doğurabiliyor. Eğer içinde yaşadığı her olguyu “umutsuz bir vaka” gibi görürse kişi ve davranışları da bu süreçle birlikte iyice yavaşlarsa, içine kapanırsa, artık bir uzmana görünmenin de zamanı gelmiş demektir!


 


Umutsuzluk ölüme de sürükleyebiliyor


Depresyon deyip de geçmeyin. ınsanın bazen yaşamına da mal olabiliyor.  Psikiyatrist Mustafa Güveli, ağır depresyon vakalarında insanların intiharı deneyebileceğinin de bir olasılık olduğunu söylüyor.  Dünya Sağlık Örgütü’ne göre toplumda 10 önemli bedensel ve ruhsal rahatsızlık bulunuyor. Depresyon da bunlardan biri.  Üstelik yaşamı kesintiye uğratması ve işgücü kaybı da işin bir başka boyutu. ışi ile bağlantısını aylarca kesen, eğitimini yarım bırakan çok depresyon hastası mevcut çünkü. 


 


Ancak “Benim bir şeyim yok” ruh halinin de bir çok hastada yaygın olduğunun da altını çizmek gerekir. Bu durumda hastalığın belirtilerinin var olup olmadığını  gözlemlemek de o insanın dostlarına ya da ailesine düşer. “Yaşamdan vazgeçme hali” depresyonun “ağır” yönüdür. Ölümü dillendirmek de şart değildir depresyona “ağır” tanısı koymak için. Kendi dünyasına çekilen ve ne ailesiyle ne de çevresiyle iletişim kurmayan biri için de aynı tanımı yapmak olası. Bu gibi durumlarda ihmal etmeyip, “düzelir” diye hafife almayıp  mutlaka uzmandan destek almak gerekir. 


 


Sanal teşhis


Eğer bu belirtileri yaşıyorsanız, sakın burada kendinizi yalnız hissetmeyin ve “niye ben?” diye sormayın. ıstatistikler, her altı insandan birinin bu hastalıkla karşılaştığını söylüyor. Ancak bazen abartılıyor. Herşey gibi ruhsal seyrimizi de  magazinleştirdiler! Can sıkılan “depresyondayım” diyor. Oysa  yukarıda uzmanların saydığı belirtilerle birlikte ancak onun varlığından söz etmek mümkün. Mevsimlerle birlikte farklı boyutlar kazanan depresyon “hazan mevsiminde” biraz daha yaygınlık kazanıyor. O nedenle, bu dönemlerde daha dikkatli olmak gerektiğini işaret ediyor uzmanlar..


 


Depressif ruh halinin tedavisi kliniklerde, özel muayenehanelerde sürerken sanal ortamda da hasta ve doktor karşı karşıya gelebiliyor. En azından teşhis için.  Mustafa Güveli, www.psikoturk.net adlı web sitesinin koordinatörlüğünü yapıyor. Bu sitede gerçekleştirdiği  bazı   testler de dikkat çekiyor.. 10 soruluk bir test sonucunda depresyon durumu hakkında bilgi veren Güveli,  insanların genel anlamda en çok yakındığı rahatsızlıkları da şöyle diye getiriyor:  “En çok cinsel istek bozukluklarından yakınıyorlar.  Depresyon ve panik atak da bir çok insanın sorunu…”


    


   


…………………………………………………………………….


Depresyonun dipnotu: Ailede depresyon hastaları varsa riskiniz yüzde 20 dolaylarında!. Kadınlarda erkeklere göre daha fazla.. Cinsel taciz yaşayan genç kızlarda ve  boşanmış kadınlarda daha sık rastlanıyor.  Bu arada işsizler ve bir yakınını kaybedenler de risk grubunda.  Ha, bu arada hamile bir kadın da doğumdan sonraki haftalarda, depresyona girme olasılığı  taşıyor.