2000’li yılların başlarında sağlık üzerindeki etkileri farkedilmeye ve klinik araştırmalara başlanmış Açai, Brezilya’nın yağmur ormanlarındaki palmiye ağaçlarında yetişiyor.Tropikal iklimde yetişebilen meyve olmasına rağmen Çin gibi birçok ülkede yetiştirme denemeleri başlamış durumda. Çikolataya bulanmış böğürtlen/çilek tadına sahip Açai, muhteşem lezzetiyle de gönüllerde taht kuruyor. Ancak bu lezzetine rağmen rağmen direk olarak yenilemiyor. Taze toplandıktan sonra özü sıkılarak başta meyve suyu olmak üzere, dondurma, yoğurt, çay, tatlı ve sakız/şeker vb. ürünlerde kullanılarak tüketilmektedir.
Mucize bileşenlerden gelen sağlık
Amazon yağmur ormanlarında yetişen bölgeye özgü mor renge sahip, Açai meyvesi bol miktarda A,C,E ve B türü vitaminler, antioksidanlar, Omega yağ asitleri (Omega 3,Omega 6,Omega 9), fitosterol, aminoasit, kalsiyum, potasyum, demir, fosfor gibi sağlığa faydalı bir çok bileşen ve yüksek oranda lif içeriyor.
Bu bileşenlerin insan vücudu üzerindeki ilk farkedilir etkisi, enerji ve canlılığın artmasıdır. Bileşenlerinden gelen diğer faydalar ise, kalp ve şeker hastalığı, kanserli hastalarda bağışıklığın güçlendirmesi, yaşlanma etkilerini azaltması, konsantrasyonu güçlendirmesi, kolesterol seviyesinin dengelenmesi ve cinsel gücü desteklemesidir. Açai’de bulunan Flavonoidler ve anthocyanin güçlü antioksidanlar olması nedeniyle, toksik maddelerin vücutta depolanmadan atılmasını sağlar. Zayıflama üzerindeki etkileri de araştırılmaktadır.
ınsan organizmasına zararlı hiçbir madde ihtiva etmeyen bitki, yapılan bilimsel çalışmalarda özellikle bağışıklık sistemi üzerinde büyük destek sağladığını göstermektedir. Florida Üniversitesinin 2007’de yayınladığı araştırmasında, Açai’nin; Lösemi kanserindeki hastalıklı hücreleri % 35 ile % 86’ya varan oranlarda öldürdüğü açıklanmıştır.
şu an bilinen “en yüksek antioksidan” içerik
Araştırmalar, Açai meyvesinin“ORAC değerinin (Oxygen Radical Absorbance Capacity- Serbest Radikalleri Emme Kapasitesi)” kırmızı üzümden 33 kat, üzümdekinden 10 kat, yaban mersininden ise 2 kat fazla olduğunu göstermektedir. ORAC birimi ülkemizde sık ve severek tüketilen Nar’a göre yaklaşık 3 kat daha fazladır.