Dikkat; Çölyak Ölüme Götürebilir

Çölyak Hastalığı, bağırsaklardaki sindirimi sağlayan “villus” denilen yapıların bozulmasına sebep olmakta ve dolayısıyla da yiyeceklerdeki besinin emilmesini engelleyen ve ince bağırsakta hasarlar oluşturan bir sindirim hastalığıdır. 


 


Çölyak hastası olan kişiler buğdayda, arpada, çavdarda ve yulafta bulunan ve “gluten” olarak adlandırılan bir proteine tahammül edememektedir. Çölyaklı hastalar gluten içeren yiyecekler yediklerinde, bağışıklık sistemi bunu ince bağırsaklara zarar vererek yanıtlar. Özellikle çok küçük ve parmak şekline benzeyen villus olarak adlandırılan ince bağırsaktaki emilimi sağlayan yapılar kaybolur. (düzleşir ve görevini yapamaz hale gelir.)


 


Uzman Dr. Sinan Mahir Kayıran, çölyak hastalığı ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.  


 


Çölyak hastalığı nedir?


 


Çölyak, gluten içeren buğday, arpa, çavdar ve yulaflı gıdaların tüketilmesi ile tetiklenen ve bağışıklık mekanizması ile oluşan bir hastalıktır. ılk olarak 1888 yılında Samuel Gee tarfından tanımlanmış, 1950 yılında ise buğday ve çavdarda bulunan gluten isimli proteinin rolü gösterilmiştir. Çölyak hastalığı yaşam boyu süren tek gıda allerjisidir. Günümüzde insanoğlunun en sık rastlanan genetik hastalığı olarak kabul edilmektedir. Hastalarda hiçbir klinik bulgu olmadığı gibi, ölüme kadar gidebilmektedir. Beyaz ırkta özellikle çocukluk çağında görülme sıklığı, 1/300 ile 1/80 arasında değişmektedir.


 


Çölyak hastalığının nedenleri nedir?


 


Hastalığın nedeninde genetik, çevresel ve bağışıklık sistemi ile ilgili faktörler rol oynamaktadır. Hastalık ailesel özellik taşımakta ve sıklıkla aynı ailede birden fazla hastalık görülebilmektedir. Çalışmalarda hastaların birinci derece akrabalarında %10-12 oranında çölyak hastalığı saptandığı bildirilmektedir.


 


Çölyak hastalığı ile birlikte hangi hastalıklar görülür?


 


Çölyak hastalığında, bağışıklık sisteminin aşırı uyarılmasına bağlı bağırsak mukozası zarar görmektedir. Çölyak hastalığı bağırsağın üst kısmını tutan bir hastalık olması yanında bazı kişilerde tüm bağırsağı da tutabilmektedir. ınce bağırsağın üst kısmının tutulumu sonucu ile sıklıkla demir, folik asit, kalsiyum, yağda eriyen vitaminlerin emilimi bozulacağı için demir eksikliği anemisi, folat eksikliği ve azalmış kemik mineral dansitesi ortaya çıkmaktadır. ıshal sıklıkla görülebilmektedir. Özellikle çocuklarda kronik ishal nedenleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Büyüme gelişme geriliği, boy kısalığı ve karın ağrısı sıklıkla izlenebilmektedir. Süt çocuklarda ve küçük çocuklarda tipik olarak kronik ishal, iştahsızlık, karın şişliği, karın ağrısı,  kilo alım yetersizliği veya kilo kaybı ve kusma yakınları gözlenmektedir.


  


Mide bağırsak semptomları ile gelen büyük çocuklarda başlangıç bulguları herhangi bir yaş olabilmektedir. Büyük çocuklarda mide barsak semptomları ishal, bulantı,  ve kusma, karın ağrısı, şişkinlik,  kilo kaybı ve konstipasyondur. Özellikle büyük çocukluk döneminde bağırsak dışı yakınmalar belirgin olarak artmaktadır.  Kısa boy en sık rastlanan barsak dışı bulgulardan birisidir. Baş çevresinde küçüklük, dengesizlik, epilepsi ve migren çölyak hastalığı ile birlikte bulunabilen diğer bulgulardır.


 


Hastalığın tanısı nasıl konulmaktadır?


 


Tüm çölyak şüphesi taşıyan hastalarda tanı, ince bağırsak biyopsisi ile konulmalı ve kesinleştirilmelidir. Hiçbir koşul altında bu ilke çiğnenmemelidir. Tarihsel öneme  sahip antigliadin antikor (AGA) IgA ve Ig G’nin çok değişken ve düşük özgünlük ile  duyarlılık göstermeleri nedeniyle günümüzde kullanımları sınırlıdır.


        


Hastalık nasıl tedavi edilir?


                 


Çölyak hastalığının tek tedavisi, ömür boyu sıkı glutensiz diyet uygulanmasıdır. Diyet buğday, arpa ve çavdar içermemelidir. Çölyak hastalığı semptomları gösteren, özellikle büyüme geriliği ile birlikte ince bağırsak biyopsi bulguları taşıyan tüm çocuklar tedavi edilmelidir. Biyopsi yapılmadan asla glutensiz diyet başlanmamalıdır. Diyete uyum sonrası yakınmaların kaybolması ile tanı kesinleşir. Sıkı glutensiz diyet sonrası serolojik testlerin negatifleşmesi de tanıyı doğrulayan önemli bir kriterdir. Bu özelliklere sahip hastalarda ikinci bir biyopsiye gerek yoktur.


 


Hastalarda diyet ile birlikte neler değişir?


 


Hastaların yaklaşık %70’inde glutensiz diyete başladıktan sonra iki haftada klinik bulgularda düzelme görülmektedir. Çocukluk çağında diyete uyum oranı % 45-81 arasında değişmektedir. Günümüzde glutensiz gıdalar üreten çok sayıda uluslararası ticari firma bulunmaktadır. Bunlardan ikisi şuanda Türkiye’de de ürünlerini pazarlamaktadır. Ancak dünyanın her yerindeki çölyak hastaları, evde veya dışarıda  pişirme tekniklerini  iyi öğrenmek, her türlü market  ürünlerinin etiketlerini dikkatli okumak zorundadırlar. Çünkü gıda teknolojisinde koruyucu,  koyulaştırıcı, yapıştırıcı özellikleri nedeni ile buğday unu yoğun kullanılmaktadır. Böyle bir dünyada sıklığı 1/100 oranlarına varan çölyak hastalığı tedavisinde diyet dışı tedavi yöntemleri uzun yıllardır araştırılmaktadır. Ancak halen geçerli tek tedavi yöntemi ömür boyu sıkı glutensiz diyet kullanımıdır.