Prematüre Bebekler

NTV spikerlerinden Sonay Dikkaya Yıldırım 26.10.2006 Perşembe günü erken doğum tehdidi ile Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi’ne yattı. Gebeliğinin 29. haftasında iken; sezaryen ile erken doğum yapan Sonay ve Ufuk Yıldırım çiftinin bir oğulları oldu.


 


Yıldırım çiftinin Yiğit şen adını verdikleri bebekleri 680 gr. ağırlığında prematüre* olarak dünyaya geldi. Doğumu takiben VKV Amerikan Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde bakıma alınan bebeğin 19 Ocak 2007 Cuma günü saat 17:00’da taburcu edilmesine karar verildi.


 


Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’ndeki 3 aylık tedavisi sonucu; 2050 gr. ve 41 cm’e ulaşan Yiğit şen adındaki bebeğin, son kontroller neticesinde hiçbir destek cihaza gerek duyulmadan taburcu olabileceği belirtildi. Bebeğin taburcu olduktan sonra yakın takibe alınmasının; ayrıca göz sağlığına ilişkin kontrollerinin de sık olarak yapılması gerektiği açıklandı.


 


VKV Amerikan Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi şefi  Dr. Gülnihal şarman  Prematüre Bebekler hakkında şu bilgileri verdi


 


Düşük kiloyla, yani 2500 gramın altında doğan bebek, bir de zamanından önce dünyaya gelmiş ise “prematüre” olarak adlandırılmaktadır.


 


40 haftalık bir süreç olan hamilelikte;



 


1960’larda 1000 gramın altında doğan 10.240 bebekten sadece 67’si yani %0.6’sı yaşatılabilirken, bu oran 1980’lerde 70 kat artırılmıştır. ABD’de 1000 gramın altında doğan bebeklerin ise %45’i yaşatılmıştır. Günümüzde durum daha da sevindiricidir. 1000 gramın altında dünyaya gelen bebeklerin yaşam şansı, %85-90’lara ulaşmış durumdadır. 1000-1500 gram arasındaki bebeklerdeki yaşam oranı % 92-95 civarında seyretmektedir. Ancak, bugünkü teknolojik ve medikal olanaklarla bebeklerin, 23. haftanın altında gerçekleşen doğumlarda en gelişmiş ülkelerin ileri teknolojik donanımı ve deneyimi kapsamında bile yaşam şansları %5–10 oranındadır.


 


500 gram olarak doğan bir bebek; 22 haftalık veya büyümesi ileri derecede geri kalmış 32 haftalık bir bebek olabilir. Böyle bebeklere dikkatle bakıldığında; bebeğin cildinin buruşuk, yüzünün sivri ve yaşlı bir görüntüsü olduğu gözlenmektedir. Bu bebekler, doğum haftalarına uygun bir şekilde tartı alamamış ve az bir yoğun bakım desteği ile yaşayabilecek durumdadır. Ancak bu bebeklerin yaşamasında; başarıyı, doğum haftası belirlemektedir.


 


Yaşamın sınırında bir doğum olasılığı gündeme geldiğinde; gebelik haftasının bilinmesi çok önemli olup; takipsiz bir gebelikte, doğum haftasını kesin olarak tayin etmek imkânsızdır. Kritik dönemlerde bebeğin 1 hafta bile daha fazla olgunlaşması, yaşam şansını katlayarak artırmaktadır.


 


Prematüre bebeklerin yaklaşık olarak yaşama şansı;



 


22-23 hafta gibi erken doğan bebekler için yaşam umudu vermek yanlış olup; bu haftalarda doğan bir bebeğin yaşama şansı, tamamen bebeğin biyolojik değişkenliğine bağlıdır. Bu haftada olgunlaşmayan organ sistemleri nedeniyle bebeklerin %90’ı ölmekte; ancak çok iyi merkezlerde, çok iyi teknolojik donanım ve özenli hemşire bakımı altında sadece %10’u yaşatılabilmektedir.


 


Prematüre bebeklerde organ gelişimi:


 


Prematüre doğumlarda solunum sistemi ile birlikte; beyindeki sinir hücreleri ve nefesi düzenleyen merkez, gözlerdeki retina tabakası, sindirim ve bağışıklık sistemi gibi hemen hemen hiçbir sistem tam olarak olgunlaşmamıştır. Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde yapılan tedaviler ve dışarıdan verilen destek ile gelişim sürecinde bu organların gelişimi amaçlanır. Ancak bu bakım, gerektiği gibi tam teşekküllü bir hastanede sağlanmadığı takdirde; körlük, sağırlık, hareket kısıtlılığı, zekâ ve algılama özrü benzeri sorunlar ortaya çıkabilir.


 


Prematüre bebeklerde kalp, böbrek, akciğer sorunlarının görülme sebebi; organ sistemlerinin yeterince gelişmemesidir. Zamanından önce doğan bebeklerin tüm organ sistemlerini ilgilendiren bir “toyluk” söz konusudur. Örneğin bebeğin akciğerleri oluşmuştur ancak akciğer torbacıklarının sayısı azdır ve havalanmayı sağlayan bu torbacıkların havayla dolup boşalması sağlanamaz. Yani yaşamsal bir fonksiyon olan soluma bile bu bebekler için güç bir iştir. Ancak bebeklerin ciğerlerine ilk nefeste “sürfaktan” denilen bir ilaç verilebilirse; akciğerler solunum kabiliyetine kavuşturulabilir.


 


Yurtdışında çok daha sık karşılaşılan kronik akciğer hastalığı, spastisite, körlük gibi prematürelik problemlerine Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde %0,5-1 oranında rastlanılmaktadır.


 


ıkiz bebeklerin %80’i “sınırda prematüre bebek” olarak; üçüz bebeklerin %100’ü “prematüre bebek” olarak doğup; bu oranın yarısı “prematüre bebek” yarısı “sınırda prematüre bebek” olarak dünyaya gelmektedir.


 


Prematüre bebeklerin hastaneden taburcu olabilmesi için


 


Uzun süre mide -bağırsaktan beslenemeyen bebekler yenidoğan yoğun bakım ünitesinde damardan beslenmekte ve sıkı bir solunum takibi yapılmaktadır. Bu bebeklerin solunum hastalıklarına özgü sürfaktan tedavisi gibi bazı özel tedavileri gerçekleştirilmektedir.


 


34. haftanın altında doğan bebekler, solunum, beslenme, dolaşım ve enfeksiyon riski gibi problemler yaşayabilmektedir. Çok erken doğan bebekler, yani 30. hafta ya da 1000 gramın altında doğan bebekler için özel bir bakım gerekmektedir. Bu bebekler, ağır beyin kanaması ile prematüreliğe özgü bir göz hastalığı nedeniyle körlük ve sağırlık riski taşıyabilir. Ayrıca bazı bebekler, zamanında doğsa bile; doğuştan ameliyat gerektiren bir hastalıkla doğmuşlardır. Bu bebekler için de yakın takip gereklidir. Bu bebeklerin yaşatılması için ekip olarak, hataya izin verilmeyecek kadar dikkatli bir çalışma yürütülmelidir.