Stephan Kinzer ve ‘şah’ın Bütün Adamları’

Komşumuz olmasına rağmen pekçoğumuz ıran’da neler olup bittiğini biliyor sayılmayız. Bugün pek çok kişi Rıza Pehlevi’yi, 1979’daki Devrim’i, Amerika’lıların rehin alınmalarını bilir ama ıran’ı bu noktaya getiren olaylar hakkında çok bilgi sahibi değiliz. ışte Kinzer bize bu tarihi ilginç ve akıcı bir uslupla anlatıyor. Kitabın sonunda da yine çok ilginç bir analiz yer alıyor.


Kısaca özetlersek kitap; 1900 öncesi ıran tahtındaki Türk kökenli Kaçar Hanedanı dönemi ile başlıyor. Bu dönemde ıran pek çok imtiyazı satıyor. Tabi ki bunların en önemlisi petrol imtiyazı. Nitekim, ıngilizler Abadan’da bir rafineri kuruyorlar. 1920’lerde tahta Pehlevi Hanedanı hakim oluyor. En son şah Rıza Pehlevi’nin babası olan Rıza şah zamanında ıngilizler petrolü istedikleri gibi çıkartıyorlar ve kullanıyorlar. Bu dönem ortaya çıkan kişiler susturuluyor. Ta ki son şah tahta çıkana dek. 


Son şah Rıza Pehlevi’nin tahta çıkmasıyla birlikte, sahneye Musaddık da çıkıyor. Halkının çok sevdiği, kişiliği kuvvetli Musaddık Başbakanlığı elde ediyor ve günümüzde British Petrol (BP) adını alan Anglo-Persian Petrol şirketini görüşmelere çağrıyor. O zamana kadar ıran hükümetine % 16 gibi bir pay veren ıngilizler bu durumdan hoşlanmıyorlar.


Bundan sonrasında ıngilizlerin burnu büyük koloniyel yaklaşımları olayları çığrından çıkarıyor. ıngilizler ıran’dan kovuluyor. şirket millileştiriliyor. Aynı dönemde kendi ülkelerindeki şirketlerin bazılarını millileştiren ıngilizler, ıran’lıların bu yaklaşımını kabul edilemez bularak ABD’ye başvuruyorlar. Anlatılanlara göre Başkan Truman ıran’ın işlerine karışılmasını uygun bulmuyor. Ancak kısa bir süre sonra seçimler yapılıyor. Truman başkanlığa adaylığını yeniden koymuyor. Yerine Eisenhower geçiyor. O da Truman ile benzer bir görüşte olmasına karşın, kısa bir süre sonra ikna ediliyor ve böylece CIA’in sonucunda büyük prestij kazanacağı, ilk hükümet devirme operasyonu başlıyor.


Ağustos 1953’de Musaddık’ın devrilerek, ıran şahı Pehlevi’nin ülkesine döndüğü darbe konusunda Kinzer “Başkan Truman ıran krizine yanlış bir müdahelenin bütün dünya için bir felaket olacağını öngörmüştü. Onun Tahran Büyükelçisi olan Henry Grady de bir darbenin “son derece budalaca olacağı ve ıran’ı bir parçalanma durumuna getireceği” uyarısında bulunmuştu. 1953 yılından çeyrek asır sonra  bu sözleri okuyan birisi onların ne kadar yanıldıklarını düşünür. Ama tarih ilerledikçe onların ve onlar gibi düşünenlerin haklı olduklarını teslim eder” diyor.


Kitapta Musaddık’ın devrilmesi ile ilgili olarak “Tarihin akışını değiştiren bir dizi faktör vardır, sebebleri ve sonuçları hakkında kesin bir hüküm vermek tehlikeli olur. Bununla birlikte ıran’daki 1953 darbesinin hiç de arzu edilmeyen birtakım gelişmelere yol açtığını da pek az insan inkar edebilir” denilerek, bu darbenin önce şah Muhammed Rıza’ya diktatörlük şansı verdiğini ama ondan sonraki yıllarda şah’ın baskıcı yönetiminin 1979’daki islamcı köktencilerin yönettiği devrime ve ıran’lıların Amerikan Konsolosluğunu basarak rehin aldıkları 52 Amerika’lıyı 1,5 yıl süreyle tutmalarına yol açtığı anlatılıyor.  


Kitaptaki diğer iki ilginç analizden bir tanesi “Amerika’lılarca barbarlık olarak görülen rehin olayına neden olarak, 1953’deki darbenin Amerikan Büyükelçiliği kanalıyla yönetilmesinden korkan ıran’lıların Büyükelçiliği bastıkları” şeklinde bir ifade kullanmaları.


Diğerinde ise “ıran’da 1980’lerin başında iktidarı tamamen ele geçiren kökten dincilerin, sadece kendi ülkelerinde bir tür dinci faşist yönetim sergilemekle kalmayıp, ülkelerini diğer ülkelere terör ihraç eden bir merkez haline getirdiler.” deniliyor.


Kitapta pekçok ilginç olay ve analiz var. Ortadoğu’daki ülkelerin tarihsel geçmişini anlamak açısından önemli bir kitap. Okunmasını mutlaka tavsiye ederim.


ıletişim Yayınlarından çıkan kitap 295 sayfa ve 13.700.000 TL.