Özakman: ‘Çağdaşlaşma projesinin ana konusu kadın-erkek eşitliğidir’

Cumhuriyet tarihinin en çok satan kitaplarından “Şu Çılgın Türkler”in yazarı Turgut Özakman, Kurtuluş Savaşı’nı romansı bir anlatımla milyonlarca okuyucu ile buluşturdu ve genç-yaşlı herkesi o zafer dolu günlere götürdü. “Cumhuriyet” ve “Diriliş” kitaplarının da içinde bulunduğu üçlemeyle, tarihimizi ucuz kahamanlık hikayelerinin ötesine taşıyan Özakman; zorluklarla kazanılmış ancak geçmişe vefasızlık yüzünden unutulmaya yüz tutmuş ‘Milli Mücadelemiz’i genç nesile başarıyla aktardı.

Kitapları ve tiyatro oyunlarıyla herkesi Cumhuriyet tarihinin derinliklerinde bir yolculuğa çıkaran Özakman, Dünya Kadınlar Günü’nün kutlandığı şu günlerde, Türk kadınının toplumdaki yeri ve hakları konusunda sorularımızı yanıtladı.

Kadınvizyon.com: Geleneksel Türk aile yapısında ve günümüz Türkiye’sinde Türk kadınının aile ve toplum içindeki yerini bize tarif eder misiniz?

Turgut Özakman: Kültür ilerledikçe kadının mevkisi yükseliyor ve önem kazanıyor. Köy ortamında annenin rolü çok etkili. Romanlardaki yaşlı, kararlı anne tipleri, Elif Ana’lar, bu konudaki edebiyata yansımış örnekler. Atatürk döneminde, kasaba ve küçük şehirde, büyük şehirlerin kenar semtlerinde, kadının durumu düzelir gibi olmuştu. Ortaçağ usul usul geri geldi. Kadın yine toplumsal işlevini ve kişilik haklarını yitirmeye başladı.

Kadınvizyon.com: Tarihte ya da günümüzde hayranlık duyduğunuz bir kadın figür var mı?

Turgut Özakman: Ben genel olarak kadınlara saygılı biriyim. Güçlerine, sabırlarına, emeklerine hep hayranımdır. Afet ınan’a, Sabiha Gökçen’e, Fikriye Hanım’a, ilkokul öğretmenim şükran Öğretmen’e, edebiyat öğretmenim Fevziye Abdullah Tansel’e, eşime hayranım.

Kadınvizyon.com:  Sizce Atatürk kadın hakları konusunda neden o denli savunmacıydı?  O dönemin –ve hatta günümüzün- erkek profiline bakacak olursak genelde kadını örselemek ve sindirmek gibi bir yaklaşımın ağır bastığını gözlemliyoruz. Atatürk’te farklı olan neydi, kadınlara haklarını vermek konusunda neden ısrarcı oldu?

Turgut Özakman: Uygar biri olduğu için. Başka türlü olana uygar denebilir mi? Çağdaşlaşma projesinin ana konusu kadın hakları, kadın-erkek eşitliğidir. Kadına saygı duyan yalnız Atatürk değildi. Bu konuda Atatürk’ün yanında yer alan birçok erkek vardı.

Ben İstanbulluyum. Çocukluk yıllarımda bir tek kişinin bile eşini dövdüğünü duymadım. Böyle bir kabalık söz konusu bile değildi. ıyi yetişmiş ailelerde karı-koca birbirine ‘siz’ derdi. Erkek eşe ‘bey’siz hitap edilmezdi. Bu ev içi bir uygarlıktır, toplum buna dayanır. Cumhuriyet de evde başlar. Yoksa toplumda da cumhuriyet düşüncesi yeterli güçte olmaz.

Kadınvizyon.com: Türk kadınları Cumhuriyet sonrası dönemde yaşanan değişiklikleri nasıl karşıladılar? Örneğin, İsmet İnönü’nün eşi Mevhibe Hanım’ın bile alışkanlıklarını değiştirmekte ne denli zorlandığını anlatıyorsunuz. O dönemde kadınlar bazı kalıpları nasıl kırabildiler? Ya da kırabildiler mi?

Turgut Özakman: Mevhibe Hanım belki birkaç saat süren bir iç tartışmadan sonra çarşafı çıkarmıştır. Daha önce başlamış bir kadın haraketi vardı ki büyük şehirlerde zemini hazırlanmıştı. Sosyal kahraman kadınlar da vardı. İlk başını açan, açabilen kadınları düşünün. Bir tepki görmediler. Bir çok kişiden destek gördüler. İrticanın gücü çok azalmıştı. Kadınlar özgürlüğün hakkını verdiler.

Kadınvizyon.com: Sizce Türk Kadını kendisine Cumhuriyet sonrası verilen haklara sahip çıktı mı, bu hakları kullandı mı? Ya da sadece belli bir seviyede mi kullandı? Bu haklar halkın arasında tam olarak yayılabildi mi?

Turgut Özakman: Büyük şehirlerde, uyanık küçük şehirlerde, meslek alanlarında, devlet katında bu haklara saygı gösterildi. Cumhuriyet 41.000 köye ulaşacak zaman bulamadı. Öğretmenin yerine din adamlarını destekleyen, öncelik veren bir siyaset Türkiye’ye hakim oldu. Mahalle baskısı yok diyenler, gerçeklerin farkında olmayanlardır. Denizde yüzen balıklar gibi denizi bilmiyorlar. Türkiye’de şiddetli bir ayrılma, bölünme var.

Kadınvizyon.com: Türk Kadını Avrupa’lı kadınlardan çok önce, neredeyse 50 yıl önce seçme ve seçilme hakkına sahipti ancak bugün baktığımızda kadın-erkek eşitliği konusunda Avrupa ülkelerinin çok gerisindeyiz. Neden bu noktadayız? Kadınların sahip olduğu hakları yeterince kullanmayışı kendi motivasyon eksikliğinden mi kaynaklanıyor yoksa koşullar yüzünden mi?

Turgut Özakman: Kadınların bu hakları kullanmaları frenlendi, düşünceleri başka alanlara yönlendirildi, zihinleri karıştırıldı. İktidarlar kadınlara hiç sahip çıkmadı. Kadınların sorununu yine kadınlar çözer. Erkeklerden yardım beklemeyin.

Kadınvizyon.com: Bu hakların kullanılmasında Cumhuriyet dönemi devlet yöneticilerinin katkı ya da eksiklikleri oldu mu sizce?

Turgut Özakman:Hem katkıları var hem engelleri. İnişli çıkışlı dönemler yaşadık. Ben en çok kadın öğretmenlere saygı duyuyorum. Cumhuriyeti Anadolu’da onlar temsil ediyor ve savunuyorlar, onların katkıları çok önemli.

Kadınvizyon.com: Günümüzde bu hakların bazı kadınlar tarafından adeta geri iade edilmeye çalışıldığı görülüyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Turgut Özakman: Dinde cahillik en verimli ortamdır. Ne ekseniz yeşerir.

Kadınvizyon.com: Sitemizin okuyucusu genç kızlara neler söylemek istersiniz?

Turgut Özakman: Hepsinin cumhuriyet kızı olmasını dilerim. Bu; özgürlük, bilinç, kültür, sanat, toplumsal sorumluluk, iyi insan, iyi yurttaş olmak demektir. Cumhuriyete sahip çıkmalarını dilerim. İran’ı unutmasınlar!