Tülin Akyıldız; ıçimizden Biri Ama O Bir Yazar

Bize kendinizi tanıtır mısınız?


1973 yılında ORDU’nun Fatsa ilçesinde doğdum. ılk ve ortaokulu Fatsa’da okudum. Ardından Ordu Sağlık Meslek Lisesi’ni bitirdim ve 1991 yılında hemşire olarak çalışmaya başladım. Geceleri nöbet tutuyor, gündüzleri ise Gazi Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü’ne devam ediyordum. Lisans bittiğinde Hacettepe Üniversitesi Hidropolitik Bölümü’ne yüksek lisans için kaydımı yaptırdım. 1998 yılında ise hemşirelik mesleğini bırakarak bir kamu kuruluşunda uzman olarak çalışmaya başladım. Kısacası; 16 yaşımdan beri çalışıyorum, pek çok farklı iş yaptım ama yazarlık gerçek hayalim.


Niçin Yazıyorsunuz? 


Çok şey için yazıyorum. Birincisi yürümek kadar doğal bir şey. Nedim Hazar’ın dediği gibi aslında yaptığım çok şey değil sadece kalemin ucuna gelen kelimeleri kağıda itiyorum. Heykeltıraşa sorsalar nasıl yapıyorsun diye o da elbette şöyle cevap verir: aslında ben taşın fazlalığını alıyorum… Soru “yaşamak için mi yazıyorsun yazmak için mi yaşıyorsun” şeklinde olmalıydı. Ben yazmak için yaşıyorum; yazmasam ölürüm. Marqi De Sade’yi bilir misiniz? Yaşadığı dönemde sadece yazmasın diye hapse atılır, fakat bir şekilde kağıt kalem bulur hep. Sonunda kalem bulmasını engellediklerinde kendine getirilen şarapla çarşafa yazar, iç çamaşırına yazar. Onu da engellediklerinde ne yapar biliyor musunuz? Cam parçacıklarıyla parmaklarını keser ve kanıyla yazar son romanını. 


Yazmaya nasıl başladınız? 


“Yazmaya aşık” olunca yazmaya başladım. Uzun zamandır yazıyorum ama www.SENı ARIYORUM.com basılan ilk kitabım. Türkiye’de kitap bastırmak dünyanın en zor işi sayılabilir. Eğer arkanızda birileri yoksa, bilinen bir isme sahip değilseniz, kitabınızı okuyacak yayınevi bile bulamazsınız. Bu yüzden daha önceki denemelerim başarısız oldu ama asıl ciddi çabayı üniversite son sınıfta sarfettim. ılk misyonunu üstlenmiş kadınlarımızın hayatlarını ve eserlerini anlatan bir çalışma hazırladım. şair Nigar, Suat Derviş, Halide Edip Adıvar, Safiye Ayla, Fatma Aliye gibi pek çok kadını okuyucuyla buluşturmaya amaçladım ama hiçbir yayınevine okutma şansını bulamadım. Bu yüzden belli bir süre kitap bastırma düşüncesinden vazgeçtim. 1998 yılında ise ınternet ile tanıştım ve çok güzel bir öykü yakaladım. ıngilizce pratik yapmak için yazıştığım yabancı bir kadınla arkadaş olduk. Bir Türk’e aşıktı ve başlangıçtaki amacı sadece Türkiye ve Türkler hakkında bilgi almaktı fakat sonra çok iyi dost olduk. Her hafta sonu ona sayfalarca ıngilizce mektuplar yazıyordum. Bu mektuplarla o hafta yaşadıklarımı, beni mutlu eden şeyleri ya da üzüntülerimi, kaygılarımı anlatıyordum. Bazen de dakika dakika çocukluğuma dönüyor, geçmişi hatırlıyordum. O da bana yazıyordu; içindekileri, hayallerini, tutkularını… Ama daha da çok sevdiği Türk’ü… Dünyaya sığdıramadığı, taşımakta bile zorlan- dığı bir aşk yaşıyordu ve ben bu aşkı yazmak istedim (Tabii kendi kurgu, gözlem ve eşime duyduğum sevgi ile harmanlama yaptım) fakat basılacağını düşünmediğimden yazdığım öyküden bu Bayan’a bahsetmedim. Kitap olarak yayınlanacağı kesinleştiğinde ise uykusuz geceler geçirdim. Onu kaybetmekten korkuyordum ama sonuç beklediğim gibi olamadı; yazdığım, yazmaya değer gördüğüm için çok sevindi. şimdi kitabın başarısından mutlu; sürekli satışlarla ve tepkilerle ilgili sorular soruyor. 


Kolay yazar mısınız? 


Bir taksi şoförüne kolay mı araba kullanıyorsun diye sorulur mu? Ya da bir berbere kolay mı tıraş ediyorsunuz diye? Nefes alır gibi, yürür gibi, araba kullanılır gibidir yazmak. Başka bir ifadeyle yazar için yazmak eylemi nefes almak, yemek gibidir. Her yazarın çok iyi yaptığı bir şey vardır. Kimisi aşkı, kimisi öfkeyi, kimisi cinselliği iyi yazar… Sevdiğiniz ve sizi etkiyen Yazarlar kimler? Ahmet Altan, Murathan Mungan, Nedim Hazar, Nezihe Araz, La Fontaine sevdiğim yazarlar.


Yazarken takma bir isim kullanmayı düşündünüz mü? 


Düşünmedim. Benim gelecek nesiller için bırakabileceğim hiçbir şeyim yok ve belki bırakabileceğim tek şey ismim olabilir. Bunun için çabalıyorum. 


ınsanlar kitabınıza nasıl ulaşabilir? 


Kitabım Pandora Kitapevi (0 212 230 09 62), Dost Kitapevi(0 312 418 83 27) ve pek çok kitapevinde satılıyor. Ayrıca sitesi de var; http://www.seni-ariyorum.8m.com. 


Geleceğe yönelik projeleriniz ve son olarak okuyuculara söylemek istedikleriniz? 


Yeni kitaplarımın basılması, eşimin ve benim sağlığımı koruyabilmek benim daimi projelerim. Kitabım konusunda bana yardımcı olan bütün insanlara çok teşekkür etmek istiyorum. Pek çok değerli edebiyatçı, gazeteci, programcı ve okuyucu kitabımla ilgili güzel şeyler söylüyor, yazıyor ya da anlatıyor. Tüm bunlar beni çok mutlu ediyor. Kitabımım ilk baskısı iki ayda bitti; hemen 2. baskıyı yaptı ve yakında 3. baskısı çıkacak. 


Bilinmeyen bir yazar ve bilinmeyen bir yayınevi ikileminde tüm insanlar gibi ben de bunun büyük bir başarı olduğunu düşünüyorum. Son olarak şunu söylemek istiyorum; kitabımı okuyun… 


Sonra da başka bir kitap..