Bir Kare Lezzet – Füsun Gümeli’den – 3

Bu röportajın ilk bölümüne burayı tıklayarak ve ikinci bölümüne burayı tıklayarak ulaşabilirsiniz.

KadınVizyon : Yemek stilistliği de çok yeni bir tanım çoğumuz için; siz nereden öğrendiniz ve bunca yıl kendiniz mi hallettiniz işin stilistlik kısmını?

Füsun Gümeli : Uzun yıllar kendim hallettim ve zaman içinde stilistlikle ilgili ciddi bir birikim edindim. Ancak ikisini bir arada yürütmek gerçekten çok külfetli oluyor, dolayısıyla iyi bir stilistle çalışmayı tercih ediyorum. Bu alandaki eğitimin kısırlığı nedeniyle yabancı kaynaklardan yardım aldım ben. Bir de yemek stilistliğinde, major adımlar yanında birçok sonucu deneme yanılma yöntemiyle kendiniz deneyimliyor ve kendi taktiklerinizi buluyorsunuz.

KadınVizyon : Reçeteler ve lezzetler çerçevesinde değerlendirildiğinde Türk mutfağı çok derin bir kültür. Bu lezzetlerin iyi görüntülenmesi konusundaysa sanırım çok parlak değildi durum bugüne dek. Yurtdışıyla kıyaslandığında neredeyiz?

Füsun Gümeli : Çıkan işlerin kalitesi anlamında Amerika, ıtalya’yla kıyasladığımızda başa baş durumda Türkiye. Almanya, Avusturya ve Fransa da iyi  örnekler veriyor ve onlara kıyasla da geride değiliz. Ancak yemek alanında bu annelerimizin fotoğrafsız yemek ansiklopedilerini saymazsak, yurtdışındaki kadar çok kitap yapılmıyordu. Bugün bir hareket var ve bu da yabancı örneklerin uyarlamaları ağırlıkla.

Nedeni sanırım sosyo-ekonomik yapı. Ancak bizde ve dünyada son 20 yılda atılım yapmış bir alan yemek fotoğrafçılığı; keza bizde fotoğrafçılıktaki uzmanlaşma da son 10 yıla denk geliyor.

KadınVizyon : Yemek fotoğrafçılığının en zor yanı nedir?

Füsun Gümeli : Diğer her türlü fotoğrafçılıkla kıyasladığınızda çok detaylı, çok meşakatli; fotoğrafçının birebir her noktayla ilgilenmesi ve içinde olması gereken bir dal. Aşçınızı, stilistinizi, prodüksiyon ekibinizi ayrı ayrı yönlendirmek ve aralarındaki bağı korumak durumundasınız. Bunun yanında tabii ki müşteriyi doğru anlamış olmalısınız. Tam bir kilit isimsiniz yani.

KadınVizyon : Dergiler için çalışmakla, piyasadaki kitaplar ve bahsettiğiniz müşteriler için çalışmanın farklarından bahseder misiniz? Bildiğim kadarıyla gıda sektörünün dışında alakasız markalar da yemek kitabı işine giriyor bugün?

Füsun Gümeli : Çok doğru; dergiler için her zaman daha özgürsünüz. Prodüksiyonu, işin gidişatını yönlendirme şansınız daha fazla; ışığınız üzerinde oynayabiliyor, ekibinizle paslaşarak uçlara hatta deneyselliğe gidebiliyorsunuz. Mesela yaklaşık bir yıldır Arena adlı bir erkek stil moda dergisinin gurme sayfalarını çekiyoruz. Erkek dergisi oldukları için tarifler üzerinden değil malzeme ve editorial içerik üzerinden projeler geliştiriyorlar, atıyorum çikolatayı konu gibi işliyorlar ve sıradışı işler çıkıyor. Bu çok keyifli… Ancak bir firma için çalıştığınızda hareket alanınız çok fazla kısıtlanıyor müşterinin istediği esas alınıyor. Aksi takdirde iş tekrarına gidersiniz ancak tabii ki orta noktada buluşulmalı. Ben doğrular konusunda müşteriyi zorlarım, aksi işime hakaret olur. Ancak bir paket üstü çekiyorsanız zaten insiyatif kullanma inadınız olamaz; o işin grafiğine uygun milimetrik bir hesaptır.

KadınVizyon : Sofra dergisine kendi tariflerinizi de veriyorsunuz ve uzmanlık alanınızın tatlılar olduğunu biliyoruz. Bugüne dek birçok ismin reçetelerinden yola çıkan kitaplara da imza attınız. Kendi tariflerinizin bir kitabı olacak mı?

Füsun Gümeli :Kendi tariflerim üzerine bir kitap istiyorum ama iş yoğunluğundan böyle bir fırsatım olamadı; ciddi bir zaman ayırmam gerekiyor. şu anda bir arkadaşımla, hala çekim aşamasında olduğumuz ortak bir proje var yalnız. Bu bir sipariş kitap değil, sanırım bir altı ay sonra piyasada olacak. Onun dışında fotoğraflarını benim çektiğim Fatoş Yağcı’nın Çaya Davet isimli kitabı piyasaya çıkmak üzere.

Kadınvizyon : Yemek fotoğrafı alanında takip ettiğiniz, en beğendiğiniz isim kim?

Füsun Gümeli : Tek bir isim var hayran olduğum; Etienne Heimermann adında fransız bir fotoğraf sanatçısı.

KadınVizyon : 13 yıldır bu işin içindesiniz; hala kendiniz için fotoğraf çekebiliyor musunuz?

Füsun Gümeli : Evet çekiyorum ama sayısı azalıyor tabii. Mesela çok istememe rağmen tatile çıkarken makinemi yanıma alamıyorum. ış gibi geliyor fotoğraf makinesini yanıma almak! Onun dışında çekmekten en çok keyif aldığım karelerin nasıl çıktığını anlatmam zor biraz. Fotoğrafçı olmak öyle garip bir şey ki; yattığınız yerden dahi bir takım kareler görüp estetik bir şeyler çıkartabilirsiniz. Ben geçen gün uzanmış dinlenirken, jaluzilerimi çektim ve çok hoşuma gitti.

KadınVizyon : Kariyerinizde bugüne dek imza attığınız en riskli iş neydi?

Füsun Gümeli : Çok zor soru! Dergi çekimlerinde insiyatif benim elimde olduğu için söylediğim gibi uçlara, normalde kabul görmeyecek noktalara gidebiliyorum. Onun dışında teknik, öylesine büyük bir risk gelmiyor aklıma. Yalnız, beni kan tutar ve tamamen kendi kendime bir meydan okuma olarak doğum fotoğrafları çekiyorum, çok keyif alıyorum.