Birsen Kara: İkiz Bebeklerin Ortak Sorunu; Anneyi Paylaşamamak!

Annelik ne kadar zordur değil mi? Ama acaba ikiz annesi olmak nasıl bir şey. Bilişim Sektörünün uzmanlarından Birsen Yıldırım Kara’ya bunu sorduk.

Kadınvizyon: Merhaba Birsen Hanım. Siz ikiz çocuk annesisiniz, çok güzel 2 kızınız var. İkizleriniz olacağını öğrendiğinizde neler hissettiniz?

Birsen Kara: Önce sevinçle beraber şiddetli bir korku hissettim. İkisini beraber sağlıkla dünyaya getirebilir miyim diye korktum. Daha sonraki bakımı hiç düşünmedim açıkçası. Hedefim onları sağlıklı dünyaya getirebilmekti çünkü ikiz bakımı belki sorunlu ama asıl ikiz hamileliği çok daha zor. Nitekim 8 aylıkken doktor aldı onları.

Sorunlu bir hamilelik geçirdim diyemem. Benim için çok keyifliydi, herşey çok güzeldi. Daha sonrasında da güzel kızlarımı kucaklayınca hiçbir şey gelmedi aklıma. Zaten hemen ertesi gün doktorumu gördüğümde “ben yeniden doğurabilirim, hiçbir sorun yok” dedim. Doktor; “sakin ol, bir daha böyle birşeyi kesinlikle tavsiye etmiyorum” dedi ve bir daha yanıma bile uğramadı.

Herşey çok planlı gibiydi ama yine de güzel bir sürprizdi ikiz bebek. Sülalemde çok fazla ikiz vardı. ıkiz olmasını çok arzu ederdim ama bir taraftan da hep korku vardı. Sonuçta istediklerim gerçekleşti, korkuyu yendik. Çünkü onlar çok inatçı ve hırslı çıktılar. Doktor 8 aylıkken aldı ama “bunları almasam herhalde bir 10 ay daha devam ederdi, çok keyifli yerlerinde oturuyorlardı” dedi. şu anda da 14 aylıklar.

Kadınvizyon: Birbirlerine benziyorlar mı?

Birsen Kara: Karakter olarak hiç benzemiyorlar. Zaten çift yumurta ikizi. Begüm hareketli, karıştırmacı, araştırmacı bir kişiliği var. Bade daha duygusal, alıngan. ıkisi birbirinden tamamıyla farklı. Birisi hemen uyur, daha sakindir, gürültüden hiç uyanmaz. Öbürü tık olsa uyanır, kolay uyumaz. Begüm’ün huyları biraz daha bana benziyor. Bade kişilik olarak, sakinlik olarak biraz daha babaya benziyor gibi.

Kadınvizyon: Peki ikiz çocuk annesi olmanın zorlukları neler?

Birsen Kara: Doğumun üstünden 14 ay geçti. şu anda çok uzun zaman geçmiş gibi geliyor ama belki de o kadar değil. Zorlukları çok. Bir kere iki tane bebek aynı anda ilgi istiyor. Bu gittikçe daha da artacak belki. Mama verirken yardımcımla beraber, -tabi tek başına bakamıyorsunuz, birine o birine ben bakabiliyorduk. Birinin altını o, birini ben bağlayabiliyorduk-  şu anda ikisi birden aynı anda benim kucağıma gelmek istiyorlar. Biri 10 kg, biri 11 kg yani artık gerisini siz düşünün…

Kadınvizyon: Paylaşılamayan anne!

Birsen Kara: Şu anda öyle bir durum var. ıkiz annelerinin, babalarının söyleşilerini okuyorum, izliyorum. Hepsinin ortak sorunu “anneyi paylaşamama“. Yani belirli bilinç oluştuktan sonra kesinlikle kendilerine ait olsun istiyorlar. Kendi aralarında da böyle. Begüm ilk andan itibaren çok sevecen ve şefkatli bir abla ama zaman zaman vurabiliyor. Bade ise hiç paylaşmıyor. Kardeşi geldiğinde itiyor. ‘Herşey benim, sen hiç kimsesin’ diyor. Güzel bir süreç ama yavaş yavaş o da kardeşi gibi, -3 dakika önce olduğu için bazen abla diyoruz yanlışlıkla- diğer kardeşi gibi o da yavaş yavaş sevecen olacak diye umudediyoruz.

Kadınvizyon: Anne olarak paylaşılamıyorsunuz. Bunun yanı sıra bir de çalışan bir annesiniz.

Birsen Kara: Evet çalışan bir anneyim. Kızlarımın müsaade ettiği kadarıyla işe gitmeye çalışıyorum. Bazı günler hiç gidemiyorum, bazı günler sabahtan akşama kadar gidiyorum, bazı günler öğlene kadar. Kendi işim olduğu için o açıdan birazcık rahatım ama işlerimi aksatmadan, iş hayatından kopmadan kızlarımı büyütmeye çalışıyorum. Bundan sonraki süreç, bakım açısından daha kolay olacak diye umuyorum. Birazcık daha hareketli belki ama en azından dertlerini söylüyor olabilecekler. Yürüyorlar, yemeklerini kendileri yiyebiliyorlar. Yardımcılarım sağolsun, onlar da bu konuda benim yanımda, herhalde zorlukları atlatırız.

Kadınvizyon: Kızlarınızın doğumundan ne kadar sonra çalışmaya başladınız?

Birsen Kara: Ben doğumdan önce ‘herhalde bir 10 gün kadar sonra başlarım’ demiştim. Nitekim bir hafta-10 gün sonrasında evde çalışmaya başladım. Yani uzaktan destekle.

Çünkü artık bildiğiniz gibi bilgisayar olduğunda zaman ve mekan önemli olmuyor. Her yerde çalışıyor olabilirsiniz. Ofisten uzak olmak gibi bir şey söz konusu değil.

Dolayısıyla bir hafta sonrasında başladım, gittikçe o tempoyu arttırdım. Ofiste çalışmalarıma da 40’ımdan sonra başladım yavaş yavaş. Fakat şu anda evden daha fazla çalışabileceğimi umduğum bir dönemde, bunu başaramıyorum çünkü kızlarım ikisi birden bilgisayarın başına oturduğum anda üzerime atlıyorlar, bilgisayarın tuşları kırılacak diye korkuyoruz, kapanıyor. Ancak onlar uyuduğu zaman çalışabiliyorum. Dolayısıyla onlar müsaade ettiği ilk anda evden kaçıyorum, öyle çalışıyorum.

Kadınvizyon: Ne kadar sıklıkla iş yerinize gidiyorsunuz?

Birsen Kara: Her gün

Kadınvizyon: Peki giderken ne hissediyorsunuz?

Birsen Kara: İlk zamanlarda giderken kendimi çok kötü hissettim. Çok büyük bir suçluluk duygusu hissettim onları burada bırakırken. Ama şimdilerde giderken onları daha güvenli ellere bıraktığımı düşünüyorum artık. Çünkü daha çok gülerek, sevecen bir şekilde el sallayarak, vedalaşarak ayrılıyorum. Hiç bir zaman onları kandırarak işe gitmeyi düşünmüyorum. Kapıda beni yolcu etmelerini istiyorum hep. Karşılıyorlar da. Güzel oluyor gidişlerim.

Ama ilk zamanlar hakikaten zordu. şu anda gayet iyi. Bazen onları alıyorum işe götürüyorum. Çünkü işyerimizle ev yakın birbirine, 5-10 dakikada gelebiliyorum. Öyle bir geçiş yapabiliyoruz, hoş oluyor. Sorun yaşamıyorum.

Kadınvizyon: Özel hayatınızda kendi hobilerinize ne kadar zaman ayırabiliyorsunuz?

Birsen Kara: Hiç! Size şöyle söyleyeyim; bebek gelişimi ile ilgili kitaplar aldım, onları okumak istiyorum, başlayamadım. Bebek dergileri alıyorum hiç olmazsa onları okuyayım diye. şubat ayının dergisini daha geçenlerde bitirdim. Çünkü hem annelik bir taraftan, hem iş bir taraftan, hem eş bir taraftan…Hepsi bir arada olunca biraz zor oluyor.

Bir de kızlarımın gece bakımını sırf ben yapıyorum. O yüzden bütün herkes uyurken ben gece ayaktayım. Kızlardan biri yatsa öbürü kalkıyor. Bir ara bayağı ciddi rahatsızdı ikisi birden. O dönem epey sıkıntılı oldu. Fuarlarımız vardı, seminerlerimiz vardı. Gece saat 4’e kadar başında bekleyip, 4 saatlik uykuyla sabah 9′ da seminerlere gittiğim de oldu ama hepsi geçti çok şükür, onlar sağlığına kavuştu. Sorun olmuyor ama kendime vakit ayıramıyorum. Spora yazıldım, spora gitmem gerekiyor. Haftada 1 kere 1-2 saat gidebilsem ne mutlu bana diyorum. Gidemiyorum, kendim hep geriye düştüm.

Kadınvizyon: Peki anne olmak hayata bakış açınızı değiştirdi mi?

Birsen Kara: Evet değiştirdi. Eskiden kendime bakardım. Öncelik kendimdeydi ya da eşimdeydi, ailemdeydi. şimdi öncelik tamamıyla kızlarımda çünkü onlar herşeye muhtaç vaziyetteler. Hiç dertlerini anlatamıyorlar. Bırakırsanız yaşama şansları yok. Dolayısıyla öncelik hep onlarda. Ama onun yanında kendime de bakmak zorundayım. Çünkü ben iyi olduğum, sağlıklı olduğum sürece onlara yardımcı olurum. Onların yanında çok uzun yıllar olmak istiyorum. Bu benim için çok büyük bir sorumluluk.

Zaman zaman içime bir korku geliyor; bana bir şey olursa ya da babalarına bir şey olursa onlar ne olur diye. Onun için hep eşime de söylüyorum; biz kendimize çok iyi bakmalıyız ki onların yanında uzun süre sağlıkla olabilelim. Tabii bu bizim arzumuz, takdir-i ilahi onu bilemeyiz. Ama hayata bakışta dediğim gibi, kendime zaman ayıramadığım için öncelik hep onlara geçti. Bu herhalde bir süre daha böyle devam edecek. Sonrasında daha yoluna girecek diye umudediyorum, yoksa biraz zorlanacağım.

Kadınvizyon: Anne olduktan sonra kendi annenize bakış açınız değişti mi? Hep derler ya “anne olunca anlayacaksın” diye, gerçekten öyle miymiş?

Birsen Kara: Gerçekten öyleymiş. Ben onu ilk zamanlarda çok anlamadım. Uykusuz geceler vs. onları anladım evet, tamam ama en son bu bahsettiğim hastalık durumu olduğu ve sabah 4′ e kadar ağladığı zaman hakikaten annemi çok güzel duygularla düşündüm. Çünkü ben zor bir çocukluk geçirmişim, diğer kardeşlerim gibi değil, annem benimle çok uğraşmış. Ben de Bade kızımla biraz uğraşıyorum çünkü çocukluk astımı var.

Hakikaten anneme bakışım çok değişti, çok farklı bakıyorum. Çok ciddi özverilerle büyüyor insan. Her anne de bir değil, bir çok anne var ama genel olarak bakıldığında annelerin hakkı hakikaten ödenmiyor. Ben annemin hakkını hiç ödeyemem.

Kadınvizyon: Siz kendi annenizden farklı şekilde mi büyütüyorsunuz çocuklarınızı? Benzediğiniz ya da farklılığa düştüğünüz noktalar var mı?

Birsen Kara: Ben daha bilimsel olarak yapmaya çalışıyorum birşeyleri, doktorumun dediğinin dışına pek çıkmamaya çalışıyorum. şu son dönemdeki trendlere göre büyütmeye çalışıyorum ama annemin bizi büyüttüğü dönemle kıyaslandığında, o kadar imkanlara sahip değildik biz büyütülürken. şimdiki çocuklar için bir sürü imkanlar var, onları vermeye çalışıyorum onlara.

Sevgi açısından elimden geleni vermeye çalışıyorum ama annem gibi herhalde olamam diye düşünüyorum çünkü o üç tane çocuğu tek başına, son derece sevgiyle, zorluklar içerisinde büyütmüş. Ben yardımcılarımla beraber iki tane bebeğimi büyütürken zorlanıyorum. Yani annemin hakkını ödeyemem. O başka bir şekilde büyütmüş. Biz o konuda daha şanslıyız diye düşünüyorum.

Kadınvizyon: Annelerin hakkı ödenmez…

Birsen Kara: Kesinlikle ödenmez. Annemi çok seviyorum.

Kadınvizyon: Peki o zaman son olarak anneliğin tanımını yapar mısınız bize?

Birsen Kara: Annelik herhalde sürekli bir şeyle ilgili endişe duymak, karşılıksız bir şeyleri veriyor olmak, başka bir şey değil diye düşünüyorum. Sürekli onu düşünüyorsunuz. Onun iyiliği için bir şey yapıyorsunuz ama hiçbir karşılık beklemiyorsunuz. Sürekli onun o anki ve gelecekteki haliyle ilgili endişe duyuyorsunuz.

Kadınvizyon: Çok teşekkürler Birsen Hanım.

Birsen Kara: Rica ederim, ben teşekkür ederim.