Enka Vakfı tarafından, bu yıl 20’ncisi gerçekleştirilen Enka Kültür Sanat Yaz Etkinlikleri başladı.
ıstinye’deki Sadi Gülçelik Spor Sitesi ENKA Eşref Denizhan Açıkhava Tiyatrosu’nda gerçekleştirilen etkinlikler, keyifli konserler ve sezona damgasını vurmuş tiyatro oyunları ile 26 Haziran – 18 Temmuz 2008 tarihleri arasında kültür ve sanatseverlerle bir araya geliyor.
26 Haziran 2008, Perşembe akşamı, Fazıl Say ile Moldovalı keman virtüözü Patricia Kopatchinskaja’nın birlikte verdikleri muhteşem konser ile başlayan 20. ENKA Kültür Sanat Yaz Etkinlikler, Tiyatro Kedi’nin “Kibarlık Budalası” adlı oyunu, Tiyatro ıstanbul’un “Gönül Hırsızı” adlı oyunu, Tiyatro Kare’nin “Babamla Dans” adlı oyunu, Sertab Erener ile Sabri Tuluğ Tırpan konseri, The Masters Ensemble Ustalar Topluluğu “Günümüzden Sesler Ezgiler” konseri ve Grupo Kumbya Turka “Latin Gecesi” ile 18 Temmuza kadar devam edecek.
ısteyen katılımcıların, Taksim – AKM önünden kalkacak servis ile etkinlik merkezine ulaşabilmeleri sağlanıyor ve yine etkinlik sonrasında da Taksim’e ulaşımları sağlanıyor. Servisten yararlanabilmek için etkinliklerden en az iki gün önce ENKA ile bağlantıya geçerek rezervasyon yaptırılması yeterli.
Etkinlikler hakkında daha ayrıntılı bilgi sahibi olmak isteyenlerin www.enkasanat.org adresine tıklamaları yeterli.
Bu arada, dünyaca ünlü sanatçımız Fazıl Say’ın, büyük yankılar uyandıran, bundan bir kaç ay önce söyledikleriyle neyi kastettiğini konserine gidince daha da iyi anladım. Düşünün, siz güzel bir havada, açık hava tiyatrosunda bir klasik müzik konseri izlemek için gidiyorsunuz. Karşınızda, dünyanın en muhteşem iki virtüözü var. Konser gayet güzel başlıyor. Ancak, bir süre sonra “o da nesi” dedirtircesine arkanızdan, avaz avaz bağıran Fatih Ürek’in ‘hadi hadi hadi’si tüm o canım müziği bitiriveriyor. Bir eğlence mekanından geldiği besbelli kakofoni konser boyunca devam etti. Konseri izleyenler adeta saçlarını başlarını yoldular, ancak değil tamamen kesmek, sesin azaltılmasını bile temin edebilmek mümkün olmadı.
şimdi diyeceğim ki, biz böyle ‘yoz’ davranışlara aşılıyız. Ya orada konuk sanatçı olarak bulunan Patricia Kopatchinskaja? Ondan, bizler hakkında nasıl düşünmesini bekleyebiliriz? Özellikle Avrupa’da Türklere karşı gösterilen hoşgörüsüzlüklerde, tabii ki oradaki bütün gurbetçilerimizi aynı kefeye koymak insafsızlık olur, bu ve benzer ‘yoz’ davranışların ciddi ölçüde tetikleyici rolü olduğuna inanıyorum.
Fazıl Say & Patricia Kopatchinskaja konserinde yaşanılanlar, aslında insanı bazı şeylerle, daha açık konuşmak gerekirse ‘Türkiye realitesi’ ile yüzleştiriyor. ınsan, bunları yaşadıktan sonra Fazıl Say’a söylediklerinde bir kez daha hak veriyor.