Yaklaşık bir buçuk ay kadar önce Sağlık Bakanı ekranlara çıktı ve “çok yakın zamanda, önümüzdeki aylarda Türkiye’de nüfusun üçte biri, 23 milyon kişi domuz gribine yakalanacak” dedi. Bakanın bu uyarısı, önlem alınması bağlamında idi. Ancak önlemden öte vatandaşın paniklemesine neden oldu.
Geçtiğimiz haftalarda Sağlık Bakanı bir kez daha ekranlardan uyarı yaptı ve domuz gribine karşı önlem alınmaya, yurtdışından aşı getirilmeye çalışıldığını belirtti. Son günlerde basında çıkan haberler, 500 bin doz aşının gelmekte olduğu yönündedir. 23 milyon kişi bu virüsü kapacaksa bu kadar aşı kimi koruyacak?
Vatandaş paniklerdeyken sorgulamaya da çalışıyor, “bu bir ilaç ticareti mi yoksa bir sansasyon haber mi?” diye. Gelişmiş ülkelerin ilaç stokları, aşı üretimleri üçüncü dünya ülkeleri tarafından tüketildiği için kafalar karışık.
Bu satırları yazarken hafiften grip başlangıcında olduğumu hisseder gibiyim. Sabah uyandığımda boğazımdan pek hoşnut değildim. Bunun sebebini bilmesem şimdi “domuz gribi miyim yoksa?” diye sorgulamaktan geri kalmayacaktım belki de… Hazır şartlanmışız ya… Gerçi olmayacak şey değil, domuz gribi virüsü de almış olabilirim. Ama şimdilik paniklememek için kendimce sebebini biliyorum en azından.
‘Falanca okulda domuz gribi teşhisi kondu’, ‘filanca okulda şu kadar çocuk domuz gribine yakalandı ve okul kapandı’ türü haberler şu sıralar en çok öğrencilerin dikkatini çekiyor. Çünkü onlar, önlem alınması anlatılırken hem korkmuş oluyorlar hem de okulların kapatılmasından hoşnut kalıyorlar. ‘Acaba sıra bizim okula da gelir mi?’ sorusu endişeden öte beklentiye dönüşüyor ve beklentileri ön plana çıkıyor.
Bu arada muhalefetten bazı seslerin “Türkiye domuz gribi için kobay olarak kullanılacak” şeklinde yükselmesi vatandaşın tedirginliğini artırmış durumda. Eğer bu iddia doğruysa o zaman kime, hangi devlete güvenmek gerekir? Bazı basın organlarında dikkat çeken haberler de çıkmıyor değil. ‘Domuz gribi aşısı ilk defa üretiliyor, dolayısıyla yan etkileri, koruyuculuğu ya da başka özellikleri bilinmiyor’ gibi…
Velhasıl gündemdeki domuz gribiyle ilgili kafalar son derece karışık. Kimilerine göre uydurmaca ve aslı yok, kimilerine göre ilaç tacirlerinin spekülasyonu, kimilerine göre aşı getirecek firmaların çıkarı söz konusu. Sağlık Bakanına göre ise şu sonbahar aylarında, Türkiye’de 23 milyon kişi domuz gribine yakalanacak. En büyük zararı yine vatandaş görüyor ve öncelikle panik yaşıyor.
Domuz gribi vakası doğru ya da asılsız, asıl önemli olan zor bir kışın başlangıcında olduğumuzdur. Burada Sağlık Bakanına düşen en önemli görev, halkı teskin etme yönünde bilgilendirmelerin yapılmasıdır.