Basın lansmanında bir konuşma yapan festivalin Onursal Başkanı Doğan Hızlan, ıstanbul’un, şiir festivalini hak eden bir şehir olduğunu söyledi. Festival süresince, 12-16 mayıs tarihleri arasında şiirden bahsedileceğini anlatan Hızlan; “şiirin bu topraklarda yaşaması şansı var” şeklinde konuştu. Ülkelerin, birbirlerini sanatın artan oranlarda katkısıyla tanıdığını belirten Hızlan, sorunların çözümüne şairlerin politikacılardan fazla katkı sağladıklarını söyledi.
Uluslararası ıstanbul şiir Festivali’nin ana temasını bu yıl Çağdaş Romanya şiiri oluşturuyor. Çok sayıda şairin katıldığı lansman etkinliğinde görüşlerini aldığımız Doğan Hızlan festivale ilişkin olarak şunları söyledi;
“ılki geçen yıl düzenlenen etkinlikte Türk ve yabancı şairler şiirlerini okudular, şiir üzerine konuştular. Değişik mekanlarda, vapurlarda geçen iyi bir edebiyat şöleni olmuştu. Ben, bu tür etkinliklerin bütün ülkelerin şiirlerini bir araya getirdiğini düşünüyorum. şiir, her ne kadar evrensel bir şey olsa da bu vesileyle ülkelerin, şairlerin birbirlerini tanımalarına vesile olduğuna inanıyorum. Bu, sadece edebiyat adına değil, ülke adına da bir kazançtır.
Buraya gelen şairler, Türkiye ve şiiri üzerine bilgiler ediniyor. Türk şiiri üzerine bilgi edinmek demek, Türk halkı, Türk kültürü adına bilgi edinmek demektir. Bu da etkin bir iletişim demektir.”
Festivale katılan Türk şairi Ataol Behramoğlu da kadinvizyon.com‘a şunları söyledi;
“Bu tür uluslararası edebiyat buluşmalarını, kültür alışverişi olması sebebiyle oldukça yararlı buluyorum. Türkçenin güzelliklerini, Türk şiirinin bulunduğu evreleri başka ülkelerden gelecek şairlere tanıtmak bakımından önem taşıyor. Başka ülkelerden gelen şairler de kendi şiirlerini okuyacaklar. Bu vesileyle de dinleyiciler şiirin dünyada nerede bulunduğunu görebilecekler.”
şiir okurunun 60’larda, 70’lerde duyduğu heyecanı yitirdiğini belirten Behramoğlu, bunda her şeyin tüketime dönüştürülmesinin ve moda tarafından belirlenmesinin payının büyük olduğunu ifade etti. şiirin, insani bir mesajı yüksek ve üstün bir estetik biçimde sunması gerektiğine işaret eden Behramoğlu, Türkçenin, son yıllarda hem konuşma ve hem de günlük yazı dilinde bozulmasıyla ilgili olarak da şu değerlendirmeyi yaptı;
“Geçtiğimiz günlerde Beşiktaş’a doğru giderken mağaza ve kurumların tabelalarına baktım. Diyebilirim ki, 100 mağazadan 99’unun tabelası yabancı dilde yazılmıştı. O kadar ki, br ıngiliz, ya da Anglosakson vatandaş oralarda gezerken kendisini rahatlıkla ülkesindeymiş gibi hissedebilir. Bu çok korkunç bir olay. Bu konuda önlem alınması gerektiğini düşünüyorum. Burada, her şeyden önce eğitim sisteminin bir sorumluluğu var. ınsanlarımızda, çocuklarımızda bir dil bilincinin oluşturulması lazım. Hatta, bunun sağlanabilmesi için yasal düzenlemelerin bile yapılması gerekebilir. Ben burada bir yasakçılığın savunuculuğunu yapamam ama çok ayıp. Bu böyle olmaz. Dilimizi mutlak şekilde korumamız gerekiyor. Sistemi doğru işleyen hiç bir ülkede böyle bir başı boşluğun söz konusu olabileceğini sanmıyorum. Mutlaka bir şeyler yapılmalı, ama bir şeyler yapıldığına dair de bir izlemim yok.”
ılki, geçtiğimiz yıl yapılan ve 16 ülkeden 40 yabancı şairin katıldığı festivalin ana teması; ‘Çağdaş Katalan şiiri’ydi. Açılış töreni, 12 Mayıs tarihinde Arkeoloji Müzesi’nde gerçekleştirilecek olan festivalde, ünlü tiyatro üstadı Müşfik Kenter de, “Bir Garip Orhan Veli” isimli eserle sahne alacak.