Diyete başlamak güzel de, onu sürdürmek çok sıkıntılı. Kimse diyeti seve seve yapmıyor. “Ah, şu 10 günüm geçse, kilolarımı versem de, kurtulsam şu eziyetten” diye düşünüyor pek çok insan. Ama bir de şu sıcak günleri düşünün. Ağustos ayındayız ve herkes yıllık izninde denizin, sahillerin keyfini çıkarıyor. Siz yazın başından beri hala kilo veremiyorsanız ve sırf bu nedenle denize de girememişseniz, asıl sorun sizde. Kendiniz çok kısmayın. Bu bir yarış değil!. ılk başta, “sağlıklı yaşama” adım attığınızı düşünün. Böyle şekillendirin kafanızda diyeti. 15 – 20 günlüğüne (artık diyet ne kadar sürerse) yeni bir yaşama hazırlandığınızı da varsayabilirsiniz. Hayali bir set çekin kafanızda. Karar verin: Hep en arkada kalan şişkolardan biri mi olmak istiyorsunuz? Yoksa ipi göğüsleyen incecik bir kadın olarak, övgü almak mı? Diyeti sonuna kadar sürdürmek kesinlikle zor değil. Öncelikle basit düşünün. Kalori tüketiminiz azalacak, dengeli besleneceksiniz, hepsi bu! Ağzınıza daha az yemek girecek ve kaloriyi kısacaksınız. Ve sadece 15 gün!
Arkadaşınızdan yardım isteyin
Karbonhidrat depolarken öncelikle unutmamanız gereken şey, aldığınız karbonhidratla harcadığınız enerji arasında denge kurmanız. Bunu yaparken günlük aldığınız kalorileri yazın. Bu kalori cetvelini çok sevdiğiniz bir arkadaşınız hergün görsün. Belki yanlış yaptığınız bir hesap olur, arkadaşınız bunu size anımsatır. Ve kaloriniz azaldıkça sevdiğiniz bir armağan getirsin size. Evet bunu en yakın arkadaşınızla bunu bir “oyun” olarak oynarsanız, faydasını göreceksiniz.
Zayıflama serüveninizin kısa filmi
Bu diyet boyunca, gün gün resim çektirin. Evet, evet yanlış duymadınız. Yeni bir film alın ve hergün yüzden ve boydan olmak üzere iki poz verin objektifin karşısında. Tabi bu kendi fotoğraf makinenizle olsun ve çekimi de bir yakınınız yapsın. Tab edilen fotoğraflar daha sonra sizin kilo almanızı da önleyecektir. Dilerseniz “Diyet albümü” kendinizdeki değişiklilikleri izleyebilirsiniz. Bunu eve gelen çok yakın dostlarınızla da paylaşabilirsiniz. Aldığınız övgülerle en az bir yıl o kiloyu koruyacağınıza emin olun.
Meditasyon yapın
Sağlıklı beden, sağlıklı düşüncelerle başlar. Bunu meditasyonla gerçekleştirebilirsiniz. Bir meditasyon kursuna gidebilir ya da bu kursa almış bir arkadaşınızdan size öğretmesini isteyebilirsiniz. Bunu yapamazsanız da kendi kendinize “derin nefes alma meditasyonu” yapabilirsiniz. Bu çok basittir aslında. Evinizde hergün aynı saatte bir yere uzanın ve derin nefes alıp, ağzınızdan yavaşça dışarı verin. Burundan derin nefes alın ağzınızdan verin. Bunun size tokluk duygusu verdiğini düşünün.
Doğayla buluşma günleri!
“Doğayla buluşma” günleri tesbit edin. Temiz hava insanın iştahını açar derler. Hayır, bu kesinlikle yanlış. Bir kere bunu tam tersini düşünün. Siz, 15 gün boyunca, hergün bir veya iki saat “doğayla buluşma” adını koyarak yürüyüş yapın! Devamlı şunu düşünün: Bugünden itibaren bedeniniz forma girecek ve acıkma hissinizi azaltacaksınız. Yani, “yürüyüş” veya “egzersiz” adını koymadan, ajandanıza yürüyeceğiniz günü ya da saati, “Doğayla Bulaşma” cümlesiyle not edin. Yürürken, kendinizi hep incecik giysilerinizle, sevdiğiniz adamla dans ederken düşünün! Sık sık bu hayali gözünüzün önüne getirin.
Günlük tutun
ınsanın duygu ve düşüncelerini bir günlüğe not etmesi “farkındalık” yaratır. Gün gün, kendinizle ilgili ne gibi iyi şeyler yaptığınızı anlatın o sayfalara. Zayıflarken neler hissettiğinizi düşünün ve bunları not edin. Örneğin tartıldınız ve bir kilo daha eksildiğinizi gördünüz, bunun karşısında nasıl mutlu olduğunuzu, kendinizle nasıl gurur duyduğunuzu anlatın. Bir gram eksilseniz bile, bunu verebilmek de mücadele gerektirir. Kilolara karşı girdiğiniz yarışa karşı hep önde gittiğinizden, onları alt ettiğinizden söz edin.
ıyilik yapın.
Bu süre içinde bir arkadaşınıza yardım edin. (Bu, fakir bir çocuğun maddi gereksinimini karşılamak da olabilir, sorunları olan bir arkadaşınızın dertlerini paylaşmak da). Size mutluluk veren şeyleri daha sık yapın. Çünkü, canınız sıkkın ve mutsuzken daha çok yeme hissi duyarsınız. Sıkıntılar karşısında yemekle avuntu duymak isteyebilirsiniz.Bazı psikologlar şöyle şöyle düşünürler (Haksız da değiller) Kilolar aslında mutsuzlukların da yan ürünüdür! Kendinizi çikolata gibi tatlarla mutlu etme yerine başka arayışlara girin Göreceksiniz, sıkıldıkça yemeklere saldırma tutumundan yavaş yavaş vazgeçeceksiniz.
Düşünce gücünü de kullanın
Her gün daha sağlıklı, daha enerjik daha mutlu bir insan olduğunuzu düşünün. Yanınızdaki insanların bunu farkedip, size iltifatlar yağdırmasıyla bu tarz düşünceleriniz güçlenecektir. Zehir gibi zararlı yiyeceklerden uzak durduğunuz için kendinizle gurur duyun.Düşüncelerinizi destekleyen şeyler yapın. Örneğin, işyerinizde, duvara sebze ve meyve resimleri yerleştirin. Mutfağınızın da bir- iki yerine bu tip resimler asın. Unutmayın, sebze ve meyve yiyerek de doygunluk hissedersiniz. Yağlı, unlu yiyecekleri unutmanız, bu tip yiyeceklerle olan sıkı ilişkinize bağlıdır. Ancak incir, üzüm ve muz gibi şekeri bol meyvelere de prim vermeyin.
Müzik dinlemek ama
Canınız yemek mi çekti? Hemen teslim olmayın, önce doygunluk hissi yaratması amacıyla su için . Ardından uzanın.. Bir deniz kıyısında dalgaların yanında uzanmış olarak düşleyin kendinizi. Bu arada müzik zevkinizi de çeşitlendirin.. Örneğini sadece doğa seslerinin (rüzgar, kuş, dalga vs) kayıtlı olduğu bir kaset dinleyebilirsiniz. (Çok büyük müzik marketlerde bu tip CD ya da albümler satılıyor) ışyerindeyseniz wolkmenle, evdeyseniz sakin bir odada uzanarak bu tip bir müziği dinleyebilirsiniz Cıvıl cıvıl doğa sesleri bedendeki endorfin salgınızı (mutluluk hormonu) artırabilir. Bu durumda kendinizi iyi hissedersiniz, yemekle ilişkiniz düzene girebilir. Bunu günde 10 veya 15 dakika yapın..
Alışverişi siz yapın.
Alışverişi siz yapın ve bazı yiyecekleri almamaya özen gösterin. Marketten daha çok meyve ve sebze satın alabilirsiniz Makarna, ekmek ve pirinç gibi ürünlere fazla yüz vermeyin. Ekmek olarak, çavdar ve kepek gibi doğal ekmek tüketin (Ya da hazır olarak satılan “light” ekmekler alın.) Yemek pişirirken sadece sızma yağ veya zeytinyağı gibi doğal yağlara yönelin. “Çocuklarım var onların beslenmesi önemli” dediğinizi duyar gibi oluyoruz. Çocuklar makarnayla beslenmez ki canım! Et yerine onlara da balık plaki ve ya balık ızgara yedirebilirsiniz. 15 gün boyunca ev halkı size yardımcı olacaktır, bunu unutmayın.
Diyet öncesi “yarım tabak” uygulaması
Diyet yapmak demek iradeyi devreye sokmak demektir. Daha önceki yeme alışkanlıklarından vazgeçmek gerekir. Ancak sevdiğiniz şeylerin bir anda hepsinden mahrum olmayın. ısterseniz diyeti tam uygulamaya geçmeden, bir hafta ya da on gün önce “yiyecekleri azaltmak ve iradenizi sınamak üzere “yarım tabak” uygulaması yapın. Yani, yediğiniz her şeyin yarısını tüketin. . Beyne doyma sinyallerini ulaşması için 20 dakika geçmesi gerekir. O yüzden, bu süreyi doldurmak için yavaş çiğneyin her şeyi. Bir de,günde üç kere mutlaka yemek yemelisiniz Sakın öğün atlamayın. Çünkü boş bir midedeki salgılar sizi sinirli ve huysuz biri yapar. Ve yine bunu gidermek için yemeğe saldırısınız.
Son tüyo
Unutmayın, dünyadaki hiç bir yemek, sizin kendinizi zayıf ve hafif hissetmenizden daha doyurucu ve mutluluk verici değildir.
–