Uzun zamandır Adana kamuoyunun yakından bildiği Çukurova Üniversitesi yerleşkesi içinde bulunan ve yine Üniversiteye bağlı Pamuk Araştırma Merkezinin bulunduğu alana yapılması planlanan ve kısa adı TOKı hastanesi olan 400 yataklı hastanenin yerinin hukuki durumu tam açıklığa kavuşmadan inşaata başlandığı görülmektedir. Daha önce de bu konu 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı “Toprak Koruma ve Arazi kullanımı kanununa” göre bu toprakların amaç dışı kullanımı konusu nedeniyle gerek üniversite içinde ve gerekse de üniversite dışında duyarlı kişi ve kurumların hassasiyetlerine konu olmuştu. Bunun üzerine ilgili alan için gerek Ziraat Mühendisler odası ve gerekse Çukurova Üniversitesi hukuk müşavirliğinin açtığı davalar nedeniyle mahkemeliktir. Söz konusu arazinin araştırma alanı olarak kullanıldığı ve bilimsel veri üretilmek üzere Çukurova’nın mini bir modeli olarak görüldüğü belirtilmişti.
Duyarlı Kişiler Bizleri Sorguluyor
Son günlerde Adananın duyalı kesimlerinden ve üniversitemizin emekli çalışanları dahi çok sayıda kişi söz konusu arazinin amaç dışı kullanımına sesiz kaldığımızı düşünüyorlar. Bin bir zorlukla üniversite kazandırılan arazilerin şimdi TOKı’ye bırakılması konusunu sorgulamaktadırlar. Üniversite yetkililerinin açık yüreklilikle Adana valiliği ve belediye başkanları nezdinde ve de kamuoyuna neden bu arazinin üniversite de kalması ve neden yerinde korunması gerektiğinin yeterince anlatamadığını belirtiyorlar. Haksız da sayılmazlar.
Hukuk Devletinde Hukuka Saygılı Olmalıyız
Yapılan bütün girişimlere ve uyarılara rağmen ilgili firma inşaat için kazı ve temel hazırlıkları son hızla hafta sonu gece gündüz devam ediyorlar. Hangi gerekçe ile inşaat işlemlerini sürdürüyorlar veya sürdürecekler bilmiyoruz. Çok sayıda iş makinesi ile sanki yangından mal kaçırır gibi önce yüzeydeki toprak alındı. şimdi de tam seçim arifesinde, ortamın toz duman olduğu bir durumda gizlice inşaat yapılmaya başlanıyor. Ancak belirttiğim gibi söz konusu alan mahkemelik ve bildiğim kadar ile halen şu ana kadar da hiç bir karar çıkmadı. Normalde bir kararın çıkması gerekiyordu. Ancak ülkemizde son yıllarda neredeyse bir keyfi hukuk zorlaması yaşanmaktadır. Yarın ilgili alanda olacakları veya olabilecekleri da bugünden kestirebiliyorum. Mahkeme yarın ilgili ZMO ve Hukuk Müşavirliğinin iptal başvurusunu dikkate alarak doğadan ve toprak yasasından yana karar verdiği zaman durum ne olacak. O zaman da, ne yapalım bunca devlet parası harcandı inşaatı yıkalım mı denecektir. Bu nasıl iş. Bu nasıl adalet, anlamamdım. Burası dağ başı mı? Gerçekten hukuk devletinde hukuksuzluk mu yapılıyor.
Yöneticilerimiz bu konuda ne düşünüyor veya ne yapıyor bilemiyorum. Ancak hukuk hepimize gerekli. şimdilik hiçbir hukuki kanıtı olmadan üniversite gibi özerk olması gereken bir kurumun araştırma alanına ben hükümet gücü ile tapu aldım, iş araçları ile buğday ekili alanlara girilir, yol açmak için tarım topraklarına stabilize dökülür ve inşaatı başlatılır mi?
Söz Konusu Arazinin Tarım Toprağı Olduğu Tescil Edildi
Nerede görülmüş bu tür uygulamalar. Birinci sınıf tarım topraklarının amaç dışı kullanımı konusu hepimizi ilgilendiriyor. Elimizde yasal yetkide olabilir. Nihayet 30 yıldır Adana halkının üniversiteye bıraktığı devletin arazisini kimseye çaktırmadan Sağlık bakanlığına aktaracaksınız, sonra yetki bende deyip inşaat yaptıracaksınız. Hiç anlaşılır ve ikna edici değildir. En azından üniversite kamuoyu bu konuda ikna olmuş değildir. Söz konusu arazinin tapusu kimin olursa olsun. Söz konusu alan tarım arazisi niteliğindendir. Nihayet Adana Sulh Hukuk mahkemesince yaptırılan (Adana 1. Sulh Hukuk Mahkemesi 2007/89 D.iş) tespitte, söz konusu arazinim birinci sınıf tarım toprağı olduğu bilir kişi raporları ile tespit edilmiş bulunmaktadır. Ve 5403 sayılı “Toprak Koruma ve Arazi kullanımı kanununa” göre de tarım arazisi niteliğinde kalması gerekmektedir. Bu konuyu bugün için değil binlerce yıl sonra yaşayacak insanlar için istiyoruz. Tarım topraklarının amaca uygun kullanımı konusu bilinçli yapılması gereken bir konudur. Günübirlik politikaya malzeme edilmeyecek bir konudur. Sanırım anlaşmadığımız noktada burasıdır.
Üniversite Arazileri Konusunda Yarın Daha Çok Sorgulanabiliriz
Evet vatandaşların bize sorduğu üniversite arazilerini koruyamadınız sorusu ve sorgulaması maalesef doğrudur. Yapılan bütün çabalara rağmen yapılanma başlamıştır ve üniversiteden arazi koparılmaya çalışılmaktadır. Bu bağlamda anlattıklarımız yetersiz kalmaktadır. Sorunun yeniden yüksek sesle kurumsal temelde gündeme getirilmesi gerekir diye düşünüyorum. Hastahane’yi değil, yerinin yanlış olduğunu belirtiyoruz. Kamuoyunda bu konuda da yanlış bir bilgilenme bulunmaktadır. Adana kamuoyunun da bu konuda kurumsal olarak doğru bilgilendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Hastahane’ye Karşı Değiliz, Plansız Yapılanmaya Karşıyız
Doktor, Mimar ve diğer ilgili meslek odasından arkadaşlarımızla yaptığımız görüşmelerden edindiğim izlenim yukarıda belirttiğim görüşler ile paralellik göstermektedir. Bu nedenledir ki başta duyarlı kesimler bilim insanları, ilgili dernek, oda ve diğer kurumlar olarak Adana yapılmak istenen TOKı hastanesinin yeri ve yapılan inşaat işlemine karşı olduğumuzu belirtmek zorundayız. Her şey para, mal ve arsa değildir. Hastahane’ye karşı olmadığımızı, ancak yerinin tarım toprağı dışında uygun bir yer olması gerektiğini savunuyoruz. Adana’da doğru bir kent planlaması yapılırsa bu bölge için hastane talebinin olmadığı kendiliğinden ortaya çıkacaktır.
Ne Yapılmalı?
Bu konuyu başta ılimizin yetkilileri ve üniversite yetkilileri olarak yeniden ele almamız gerekir. Bu konuda kamuoyunu doğru uyaralım ve hukuksuzluğa karşı çıktığımızı belirtelim. Bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetinde hukuksuzluğa dur dememiz gerektiğine inanıyorum. Bu konuda yetkililerimizin başta valilik, belediye başkanları, rektörlük ve dekanlığımızın daha duyarlı olması beklenilmektedir