Sinir sistemini etkileyen epilepsi; migren, felç ve Alzheimer’dan sonra dünyada en sık görülen dördüncü nörolojik hastalık arasında yer alıyor. Bu hastalık dünyada 65 milyon, Türkiye’de ise yaklaşık 700 bin kişiyi esir alırken, mevcut tedaviler düzenli uygulanmadığı zaman hastaları kontrol edilemez krizlerle yaşamak zorunda bırakan epilepside depresyon görülme sıklığı ise yüzde 55’e kadar ulaşıyor.
Halk arasında ‘sara hastalığı’ olarak da bilinen epilepsi, kısa süreli beyin fonksiyon bozukluğuna bağlı olarak ve beyin hücrelerinde geçici anormal elektrik yayılması sonucu ortaya çıkıyor. Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 1’ini etkileyen epilepsi, erkek ve kadınlarda ırk ayrımı olmaksızın eşit olarak görülüyor. Epilepsi nöbetleri ise herhangi bir yaşta ortaya çıkabileceği gibi daha çok gençleri ve yaşlıları etkiliyor.
Kimler Daha Çok Risk Altında?
Epilepsi hastalığında genetik faktörler etkili olmakla birlikte en fazla risk altında olan gruplar şöyle sıralanıyor:
• Erken doğan bebekler,
• İlk aylarda kriz geçiren bebekler,
• Beynin bazı bölgelerinde anormallikle doğan bebekler,
• Beyin kanaması geçirenler,
• Kardeşlerinden birinde veya ailesinde epilepsi hastalığı olanlar,
• Ciddi bir beyin travması geçirenler ya da beyne oksijen gitmemesi durumunda.
İlaçlar Düzenli Alınmalı
Epilepside hastanın yaşam kalitesinin artırılması için doğru teşhis ve tedavinin önemli olduğuna işaret eden GSK Türkiye Medikal Direktörü Dr. Yıldıray Tanrıver, “Hastaya epilepsi teşhisi konulduktan sonra doktoru nöbetleri kontrol altına almaya çalışacaktır. Tedavide başarılı sonuçlar alınana kadar hastaların doktoru ile sıkı irtibat halinde olup mutlaka önerilerine uymasında yarar var. Çünkü ilaçların düzensiz alınması veya ara verilmesi tedavi sürecini etkileyebiliyor.”
Hastanın dişlerini açmaya çalışmayın!
Epilepsi hastalığında doğru teşhis ve tedavinin yanı sıra nöbetler sırasında hasta yakınlarına da büyük görevler düşüyor. Uzmanlar, hasta yakınlarının alması gereken önlemleri şöyle sıralıyor:
- Hastanın ilaçlarını düzenli olarak kullanmasının etkili takibi ve hastanın hekimi ile düzenli bağlantı
- Hastayı rahatsız etmeyecek şekilde nöbet geçirebileceği tehlikeli yerlerde (trafik, deniz, havuz, balkon vb.) yalnız kalmamasının sağlanması
- Nöbet esnasında hastanın vücudu ağzından tükürük geliyorsa onu yan çevirmek,
- Nöbet esnasında hastaya bir şeyler koklatmaktan, su dökmekten, dişlerini açmaya çalışmaktan kaçınmak.
- Sık nöbet geçiren hastalar için her zamankinden farklı şekilde gelişen bir nöbet söz konusu olduğunda ya da nöbet her zamankinken uzun sürdüğünde vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurmak.