Çin’de iki çocuk politikası uygulanmaya başlayalı dört sene oldu. Ancak, ikinci çocuğu dünyaya getirmek, birçok çift için bir soru işareti olmayı sürdürüyor.
Fakat çiftlerin kararını asıl etkileyen unsurun, iki çocuk politikasından ziyade, çocuklar için rahat bir hayat sağlama endişesi olduğu söylenebilir. Tek bir kelimeyle ifade edersek; Maddiyat…
Bir diğer sorun ise çoğu tek çocuk olarak yetişmiş 1980’li yıllarda doğanların, kendi çocuklarına paylaşmayı ve uyumlu bir şekilde birlikte yaşamayı nasıl öğreteceği…
Şu ana dek kamuoyunu meşgul eden bu meselelere bir yenisi daha eklendi; “İkinci çocuk isteyen ebeveynler ilk çocuktan izin almalı mı?”
“I Can I BB” adlı popüler bir televizyon programında gündeme gelen konu, sosyal medyada da büyük ilgi gördü. “İkinci çocuk için ilk çocuktan izin alınmalı mı?” sorusunun etiketlendiği paylaşımlar toplam 290 milyon kez görüntülendi, 35 binden fazla da yorum aldı.
Programın mutat katılımcılarından olan yazar Fu Shou’er, ikinci çocuğu dünyaya getirmenin bir ailenin başına gelebilecek en önemli hadiselerden biri olduğunu söylüyor ve ekliyor:
“İlk çocuk, ailenin ana üyelerinden biri olduğuna göre, bu konuda onun da fikri sorulmalı.”
Demografi uzmanı ünlü akademisyen Liang Jianzhang ise, “Bir çocuğa küçük bir kardeş isteyip istemediği hususunda veto hakkı verilirse doğum oranı düşer.” iddiasını savunuyor.
Bunun yanında, sosyal medyadaki birçok paylaşımda, ilk çocuğa danışılmasının, çocuğun ailenin karar alma sürecine katılmasını sağlamanın gayet adilce bir tutum olduğu görüşü öne çıkıyor.
Ancak, söz konusu eğlence programının bir diğer katılımcısı Xi Rui, bu bakış açısına tepki gösteriyor ve “Adil mi? Burada zayıf taraf kim? Doğmuş bir çocuk mu, henüz doğmamış olan mı?” diyor.
“Hayırcılar” her ne kadar alkış alsa da izleyiciler arasında yapılan oylamada galip gelen, yüzde 37’ye karşı yüzde 63 oyla “evetçiler” oldu.
Sonuç her ne olursa olsun reddedilemeyecek bir gerçek var; Çin’de 2018 yılında yeni doğan bebek sayısı önceki yıla göre 2 milyon gerileyerek 15 milyon 230 bin olarak kayıtlara geçti. Bu da gösteriyor ki doğum oranının dengede tutulması için daha iyi ve etkili yollar bulmanın zamanı geldi de geçiyor.