Doğal afetler zamanı önceden bilinmeyen, şiddeti ve etkileyeceği alan tahmin edilemeyen, çok sayıda can ve mal kayıpları ile sonuçlanabilen doğa olaylarıdır. Bilimsel araştırmalar sıcaklığın dünya genelinde %1 artmasının doğal afet oluşum riskini %30 arttırdığını göstermekte. Birleşmiş Milletler’in 13 Ekim Uluslararası Afet Risklerinin Azaltması Günü dolayısıyla yayınladığı rapora göre son 20 yılda dünya çapında yaklaşık 7 bin 348 büyük afet meydana geldi. Bu afetler neticesinde 1,23 milyon kişi hayatını kaybetti, 4,2 milyar insan doğrudan veya dolaylı olarak etkilendi ve 2,97 trilyon dolarlık ekonomik kayıp yaşandı.
2021 yılında Türkiye’de yaşanan yangınlar, sel felaketleri gibi afetlerden etkilenen gruplar arasında en hassas ve savunmasız olanlar çocuklar ve gençler. Afete hem doğrudan hem de dolaylı olarak maruz kalan çocukların psikolojik sağlığının korunması için yaş dönemlerine göre atılacak pek çok adım bulunuyor. Kimi çocuklar doğal afetleri hiç yaşamadığı halde evde, okulda, teknolojik cihazlarda karşılaştıkları görseller ve haberler nedeniyle ciddi kaygılar duymakta. Çocuklar en çok da olası bir doğal afetin hayatlarında yol açacağı değişikliklerden, belirsizlikten ve sorunlardan korkmakta. İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları Rehberlik Bölümü bu konuda ailelere yol gösterecek öneriler hazırladı.
Ebeveynler öncelikle kendi kaygı ve korku seviyesini fark etmelidir
Dengede kalmak, kendinize iyi gelen yöntemleri keşfetmek ve duygularınızın bedeninizde yarattığı değişiklikleri gözlemlemek başlangıç adımlarınız olabilir. Bu bireysel toparlanma süreci, çocuklarınıza olası durumları anlatırken dengeli bir yetişkin tutumuyla yaklaşabilmenize olanak sağlayacaktır. Ebeveynler böylece olumlu düşünerek süreçte çözüm odaklı bir yerde duracaktır.
Çocuğun tepkilerini gözlemleyin ve durum değerlendirmesi yapın
Çocuğunuzun olaylara tepkilerini iyice gözlemleyin. Duygularını nasıl yaşadıklarını, bedenlerinde ve günlük rutinlerinde ne gibi değişikliklere yol açtıklarını takip edebilmek destek sürecinde önemli bir adımdır. Bu gözlemin ardından yaşadıklarının normal olduğunu hissettirmek karamsar ve kaygılı duygu durumlarına iyi gelecektir.
Duygular hakkında konuşun, konuşmak istemiyorsa onu anladığınızı hissettirin
Okul çağı çocuklarında duyguların konuşulması çok kıymetlidir. Bir duygunun düzenlenmesi için farkında olmak ve o duyguyu ifade edebilmek gerekir. Çocuğun üzüldüğü, karamsarlığa kapıldığı anlarda hemen duygusunu değiştirmeye çalışmak yerine, ‘Üzgünsün, ağlamak istiyorsun biliyorum, bu çok normal, ağlamak da gülmek kadar hayatımızın içinden bir eylem.’ gibi kabul alanı yaratan ifadelerle çocuklarınıza anlaşıldığını hissettirebilirsiniz. Bazen de ifade etmek istemediği anlar olabilir, bu gibi durumlarda varlığınızı, onu anladığınızı bilmesi güven duygusunu arttıracaktır.
Sorularına yanıt verin
Çocuklar merak ettikleri konularla ilgili en güvendikleri kişilerden gerçekçi, kısa ve anlaşılır cevaplar bekler. Bu noktada yaşanılan bir olay ya da doğal afetlerle ilgili size sorduğu sorularda kafasında karmaşık bir şema oluşturmayacak, kaygı yaratmayacak şekilde net cevaplar vermeniz destekleyici olacaktır.
Afetler ve doğanın dengesi hakkında çocuklarınızı bilgilendirin
Bilginin paylaşıldığı an çocuğunuzun nasıl bir duygu durumu içinde olduğu da oldukça önemlidir. Bu sebeple doğal afetlerle ilgili çocuğunuzla bilgi paylaşımı yaptığınız sırada sakin ve dinlenmiş olması; karamsarlık, endişe ve benzeri duyguları yaşamadan önce kendini güvende hissettirecek güvenli bilgi kaynaklarını edinmesini sağlar. Doğal afetleri doğadaki denge konusu ile birlikte anlatmanız onların neden sonuç ilişkisini kavramasını; iklim krizi, doğal kaynaklar, aşırı tüketim ve sürdürülebilirlik hakkında farkındalık geliştirmesini ve yaşına göre çözümden yana sorumluluk almaya istekli olmasını sağlayacaktır.
Karamsarlık ve çaresizlik duygusunu yardımlaşarak aşın
Toplumsal yardımlaşmanın önemini, olaylar karşısında alınan bireysel önlemleri somut ifadeler ve örneklerle anlatabilir yaşına uygun yardım faaliyetlerine birlikte katılabilirsiniz. Yaşanan olağanüstü olaylarda, dayanışma ve eyleme geçmek, karamsarlık ve çaresizlik duygusunu aşmaya yardımcı olacaktır.