İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği’nin kuruluşlarının 23cü yıldönümü münasebetiyle yaptığı açıklamayı aşağıda yayınlıyoruz;
Türkiye Cumhuriyet’inin kuruluşunu izleyen yıllarda ülkede çağdaş, uygar bir yaşam biçiminin yerleştirilmesi amaçlanmış ve bu amaca ulaşabilmek için eğitimde, sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal yaşamda köklü devrimler yapılmıştır.
Atatürk ve arkadaşlarının önderliğinde kazanılan bağımsızlık savaşının ardından kurulan Türkiye Cumhuriyeti ulusal egemenlik temeline dayandırılmış ve hukuk devrimi ile laik hukuk düzenine geçilmiştir. Hukuk devrimi denilince ilk akla gelen Medeni Kanun’un kabulüdür.
17 Şubat 1926 da kabul edilen Medeni Kanun’la köklü bir hukuk reformu yaşama geçirilmiş, herkes özel yaşam ilişkilerinde eşit yurttaş olarak haklara sahip olmuştur.
Medeni Kanun kadınlar için özel önem taşımaktadır. Medeni Kanun’la tek eşlilik, erkeğin “boş ol” demesi yerine mahkeme kararı ile boşanma, mirastan erkek kız çocuğun eşit pay almaları kabul edilmiştir.
“Evlilik yaşı” belirlenmiş ve Anayasa’da devrim yasaları arasında korunan “resmi nikah” kuralı kadın haklarının güvencesi olmuştur.
Kadınlar, evlenme, boşanma, mal varlığı, miras gibi özel yaşamlarına ilişkin haklar açısından erkeklerle eşit konuma getirilmişlerdir. Medeni Kanun ile kadın erkek eşitliği; Türkiye’de hukuk birliği yaşama geçirilmiştir. Medeni Kanun, bu bakımdan ülkede demokratikleşmenin ilk adımı ve çağdaşlığa açılan kapı olarak nitelendirilir.
Ne yazık ki 92 yıl sonra bugün baktığımızda, kadınların kazanılmış haklarından geriye gidişin hızlandığını görüyoruz. “Türkiyem nereye götürülmek isteniyor??” diye soruyoruz.
İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği olarak, kamuoyuna sesleniyoruz.
- Kadın erkek eşitliğinin bir demokrasi meselesi olarak dikkate alınmasını,
- Medeni Kanun’u yok sayan söylem ve eylemlere son verilmesini,
- Evlilik yaşı kuralının uygulanmasını, eğitim haklarının ihlaline yol açan “çocuk” yaşta evliliklerin önlenmesini, çocuk gelin sorununa son verilmesini,
- Tek eşlilik ve resmi nikahın kadın haklarının güvencesi olduğunun; özenle uygulanmasını,
- Anayasa Mahkemesi’nin resmi nikah olmadan dini nikahı suç olmaktan çıkaran iptal kararını reddettiğimizi, kadın ve çocuk hakları ihlallerini önlemek için mutlaka yeni düzenleme yapılması gerektiğini,
- Kadın Bakanlığı’nın yeniden kurulmasını,
- Kadını BİREY olarak görmeyen zihniyete son verilmesini, kadına yönelik şiddetin, vahşetin önlenmesini istiyoruz.
- Türkiye’nin toplumsal cinsiyet eşitliğinde 144 ülke arasında 131. sırada olduğuna dikkat çekiyoruz.
- Atatürk’ün “Kadınlarını geri bırakan milletler, geri kalmaya mahkumdur”, sözünü bir kez daha hatırlatıyoruz.
İKKB olarak, kazanılmış haklarımızı korumak ve geliştirmek için, Laiklik ilkesine ve Devrim Yasamız Medeni Kanuna sahip çıkmak için, ELELE mücadeleye devam edeceğimizi bir kez daha yüksek sesle haykırıyoruz.
Nazan Moroğlu
İKKB Koordinatörü
İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği (Kuruluşu: 17 Şubat 1995)
Kadın Araştırmaları Derneği; İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi; Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği; Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu; Boğaziçi Soroptimist Kulübü; Notre Dame De Sion’lular Derneği; Kadın Haklarını Koruma Derneği; Cumhuriyet Kadınları Derneği İstanbul Şb; Çağdaş Anneler Derneği; Kadıköy Kent Konseyi Kadın Meclisi; Bakırköy Kent Konseyi Kadın Meclisi; Türk Amerikan Üniversiteliler Derneği; Türkiye Yardım Sevenler Derneği İstanbul Şb.; Uluslararası Kadınlar Dayanışma Der. İstanbul Şb.; Florence Nightingale Hemş. Yüksek Okulu Mezunlar Derneği; VATEV; İstanbul Dayanışma Platformu; KADER Kadıköy; ÇGSG- Çocuk Gelinlere Son Grubu; VP Öncü Kadın; CHP Kadın Kolları.