İstanbul Anadolu Yakası’nın ilk organik pazarı Kartal %100 Ekolojik Pazar 22 Aralık Pazar günü 10. yaşını kutluyor.
Kartal Belediyesi yönetiminde ve Buğday Derneği’nin destek ve danışmanlığında 20 Aralık 2009 tarihinde kurularak; ekolojik sertifikalı ürünlerin sağlıklı ve güvenilir bir model ile tüketicilere üretici veya temsilcileri tarafından, en uygun fiyata ve taze bir biçimde ulaşmasına olanak sağlayan Kartal %100 Ekolojik Pazar 10. yılında da tüketicilere temiz, güvenilir ve sertifikalı organik ürünler sunmaya devam ediyor.
Kartal %100 Ekolojik Pazar’ın 10. yaşı, 22 Aralık’ta pazar alanındaki Zehirsiz Sofralar söyleşi ve belgesel gösterimi, atölyeler, müzik dinletileri ve 10. yıla özel indirimler ile kutlayacak. Buğday Derneği, artık gelenekselleşen bu etkinliklere tüm İstanbul halkını davet ediyor.
Organik tarım sektörünün öncüsü
Kurulduğundan bu yana organik tarım sektörünün öncü girişimlerinden biri olan Kartal %100 Ekolojik Pazar, açıldığı günden beri hem Kartal halkına hem de Anadolu Yakası’nın çeşitli ilçelerinden gelen müşterilere hizmet veriyor. Haftalık taze meyve ve sebze satışı 5-5.5 ton arasında olan pazarda mevsimin tüm ürünlerinin yanı sıra hayvansal ürünlerden şifalı bitkilere, kuru yemişten deterjana, çikolatadan birçok gurme ürüne kadar organik sertifikalı yüzlerce ürüne ulaşmak mümkün.
Kartal %100 Ekolojik Pazar’a Mersin, Hatay, İzmir, Beypazarı, Zonguldak Alaplı ve Gökçeada gibi Türkiye’nin birçok noktasından gelen üreticiler, organik ürünlerini zehirsiz gıda talep eden tüketiciler ile buluşturuyor. Pazar, yeni üreticiler veya mevcut üreticilerin yeni ürünleri ile her geçen gün organik ürün bereketini daha da artırıyor.
Zehirsiz pazarlar mümkün
Ekolojik tarım, insana ve çevreye dost üretim sistemlerini içeren bir tarım şekli olduğu için tarım zehiri pestisitler, hormonlar ve kimyasal gübrelerin kullanılmadığı, sürdürülebilir ve en yaygın yöntem. Ekolojik tarım yöntemi ile üretilen ürünlerde GDO kullanımı kesinlikle yasaktır.
Sadece organik sertifikalı ürünlerin satıldığı %100 Ekolojik Pazarlar, ekolojik tarımın yaygınlaşmasıyla birlikte, gelecek kuşaklar için daha yaşanabilir bir dünya ve sağlıklı bir toplum yolunda dönüşüme hizmet ediyor.
Türkiye’de ekolojik ürünlerin ve pazarların yaygınlaşmasına ön ayak olan Buğday Derneği’nin öncülüğünde, Şişli’den sonra Kartal, Bakırköy ve Beylikdüzü’nde; İstanbul dışında ise Kayseri Kocasinan’da ve İzmit’te %100 Ekolojik Pazarlar açıldı. Böylece ekolojik ürünler daha çok tanınır, bilinir ve ulaşılabilir hale geldi.
Her şey kayıt altında ve izlenebilir
Buğday Derneği, oluşturduğu %100 Ekolojik Pazar Standartları ile organik pazarların sağlıklı işleyen ve güvenilir bir model olarak yaygınlaşmasına öncülük ederek, üstlendiği bu rolü, hazırladığı internet veritabanı ile daha da ileriye taşıyor. Yerel yönetim yetkilileri, ürünlerin satış verilerini tarih, satıcı, üretici, ürün, çeşit, miktar, fiyat ve mali belgeler bazında kayıt altına alıyor. Ayrıca %100 Ekolojik Pazarlar’da satılan tüm ürünlere ait sertifikalara www.ekolojikpazarlar.org adresinden ulaşılabiliyor.
Belediyelerin yanı sıra, Buğday Derneği ve Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından da denetimleri yapılan Pazarlar’da, düzenli olarak ürünlerden numune alınarak akredite laboratuvarlara gönderiliyor. Kalıntı çıkan veya sertifika kapsamı dışında ürün sattığı tespit edilen üreticiler ve esnaf pazardan men ediliyor.
Güvenilir gıda için organik tarım desteklenmeli
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, her yıl en az 3 milyon kişi pestisit zehirlenmesine maruz kalmaktadır. Her yıl büyük çoğunluğu tarım sektör çalışanlarının oluşturduğu 20 bin kişi yanlış pestisit uygulamaları nedeniyle ölmektedir.
Kullanılan kimyasalların gıdada bıraktığı kalıntılar vücudumuza alınarak birikmektedir. Biriken kimyasallar kanser, üreme bozuklukları, hormon dengelerinde bozukluklar, bağışıklık sistemi sorunları, sinir sistemi rahatsızlıkları (beyin gelişiminde zarar, depresyon, konsantrasyon bozukluğu vs ), alerjiler, astım gibi birçok sağlık sorununa sebep olabilmektedir.
Araştırmalar, endüstriyel, yoğun tarımda kullanılan pestisitler ve sentetik kimyasal gübrelerin, yanlış toprak işleme uygulamalarının toprağı fakirleştirdiği, yeraltı sularını kirlettiği için sürdürülebilir olmadığını gösteriyor. Petrol ve ürünlerine dayanan bu tarım sistemi toprağın tuzlanmasına sebep olmakta, küresel iklim değişikliğini de ciddi biçimde etkilemektedir. Ayrıca zamanla hastalık etmenleri ve böceklerin pestisitlere karşı direnç geliştirdikleri, dirençli tür sayısının arttığı tespit edilmiştir.
Organik üretimin, dünyada hızla artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılayamayacağını iddia eden konvansiyonel tarım savunucularının aksine, bilimsel araştırmalar organik tarımın dünyayı besleyebileceğini kanıtlıyor. Sağlıklı, güvenilir gıda hakkımızı korumak ve doğanın sürdürülebilirliğini sağlamak için organik tarım ve organik ürünler desteklenmeli.