Sekiz bölümden oluşan 110 çağdaş görsel sanat eseri, vakfın Tepebaşı’ndaki Pera Müzesi’nde segilenecek. “Octet: New York School of Visual Arts’tan Seçme Yapıtlar” sergisini oluşturan 66 sanatçının yapıtları arasında, okulun öğrencilerinden olan Elif Uras ve Soner Ön’ün eserleri de yer alıyor.
ılk kez ziyaret ettiği Türkiye’ye hayran kaldığını ifade eden, sergiye katılan sanatçılardan Steven Vega, sorularımızı şu şekilde cevaplandırdı;
Kadinvizyon.com; Bize kendinizden kısaca bahsedebilirmisiniz?
Steven Vega; New York, Brooklyn’de yaşıyorum. Güzel sanatlar bölümünde okudum. 22 yaşındayım. Video, heykel ve müzik ile uğraşıyorum. Geçtiğimiz yıl New York ve Torino’da karma sergiler açtım. Sanatı bir ifade aracı olarak kullanıyorum. Her gün bir şekilde içimize çektiğimiz materyaller bize oldukça sembolik anlamlar katıyor.
Kadinvizyon.com; School of Visual Arts’ın Güzel Sanatlar Bölümü olarak bu yıl ilk kez Türkiye’ye konuk oluyorsunuz. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Steven Vega; Burada olmak gerçekten çok heyecan verici. Türk insanı, içerisinde bir gizem barındırıyor. Camilerde, cemaatler tarafından topluca yapılan ibadetler dikkatimi çekti. Amerika’da, halkın ibadet kültürü çok daha farklı. Orada insanlar sabırla ibadet etmiyorlar. Sabır, anlayışlı olmayı da beraberinde getiriyor.
Kadinvizyon.com; Peki, bunu neye bağlıyorsunuz?
Steven Vega; Sürekli tekrar eden hareketlerle ibadet edenler kendilerini sorguluyorlar. Bu, isteyerek yapılan bir şey ve harekete dönüşüyor. O zaman da ibadet şekli; bir yürümek, nefes almak gibi kendi haline geliyor.
Kadinvizyon.com; Daha çok ne tür şeylerden ilham alıyorsunuz?
Steven Vega; Kullandığım malzemelerimin çoğunu doğal şeyler arasından seçiyorum. Çünkü bunlar, çalışmalarıma daha fazlaca bir maneviyat katıyor. Son zamanlarda ağırlıklı olarak kömür kullandım. Çünkü, kömür fosil bir madde ve enerji içeriyor. Çok eski, volkanik dönemlerden günümüze gelen bir madde olması açısından çok önemli. Kapadokya’ya gittim. Orada, doğal olarak meydana gelen peri bacalarını gördüm. ınsanların, bu kayaların içerisinde yaşamayı tercih ettiklerini gördüm. O vesileyle, orada yaşayan insanların doğaya yakınlıklarını hissettim.
Kadinvizyon.com; Çağdaş yaşam ile çağdaş sanat nerede kesişiyor?
Steven Vega; ınsanlar, kendilerini derin bir biçimde tanımlamış durumdalar. Çünkü, her kesin Facebook, Twitter gibi platformlar üzerinde kimlikleri var. ınsanlar, sosyal ağlar ve bloglar üzerinden kendilerini ifade etme olanağını buluyorlar ve bu şekilde önemli olduklarına inanıyorlar. Konuştuğum insanların çoğu, daha basit bir hayata dönmenin arayışı içerisindeler. Benim gibi 22 yaşında ve yakın çağlarda olanlar, çok hızlı geliştiklerini düşünüyorlar. Biz, bilişimin ağırlıkta olduğu bir ortamda yetiştik. Bu gençlerin bir çoğu bilgisayarları kullanarak bu dünyadan uzaklaşmak istiyorlar. ınternet sayesinde dünya küçülüyor; her kes birbiriyle görüşüp anlaşabiliyor. Teknolojinin iyi tarafı insanları kaynaştırması. Önemli olan da zaten bu.
“Octet: New York School of Visual Arts’tan Seçme Yapıtlar” sergisi paralelinde 18 Ağustos Salı saat 19:00’da düzenlenecek “Çifte Kimlikler / Türk Amerikan Buluşmaları” başlıklı Suzanne Anker’in yöneteceği panelde, Elif Uras, Soner Ön, Beral Madra ve Fatma Çolakoğlu’nun yanı sıra, New York ve ıstanbul’un sanat dünyaları arasında tanınan küratör, sanatçı Peter Hristoff konuşmacı olarak katılacaklar.
1947 yılında kurulan New York’taki School of Visual Arts’ın, Güzel Sanatlar Bölümü öğretim üyeleri, mezunları ve öğrencileri tarafından gerçekleştirilen resim, desen, heykel, yerleştirme, fotoğraf ve dijital sanat ürünlerinden oluşan ve 110 yapıtın yer aldığı sergi, 24 Kasım-23 Aralık 2009 tarihlerinde de New York’ta Visual Arts Galerisi’nde ziyarete açılacak.
Kanatsız Yeryüzü Meleği: Huriye Azçiçekli Röportajı-2. Bölüm
Kadinvizyon.com: Evet, Huriye Hanım’cım! Geçen Perşembe toplandığınızda mesela 24 kadınmışsınız ama ortalama 15-24 arası değişiyor kadın sayısı…? Belli olmuyor! Hastalığı...