Bir Tıp doktoru ama aynı zamanda politikanın içinde. Üstelik öyle, böyle değil, kendisi yerel yönetimlerin Avrupa’daki başkanı. Dr.Hande Bozatlı’ya son gelişmeleri sorduk.
KadınVizyon: Hande Hanım, Salı günü siz Brüksel’de bir basın toplantısı düzenleyeceksiniz. Bu konu ile ilgili sizinle görüşmek istedik. Önce, tanımayan okuyucularımız için kendinizi tanıtır mısınız?
Hande Bozatlı : Ben bir tıp doktoruyum. Eşim ile birlikte kendi kliniğimizde aktif olarak da çalışmaktayız. Eşim de bir doktor.
KadınVizyon: Çok güzel! Bu, Avrupa Bölgeler Meclisi nedir?
Hande Bozatlı : Yerel yönetimler deyince aklımıza gelen belediyeler ve bu belediyelerin Avrupa’da oluşturduğu büyük bir platform.
KadınVizyon: Peki, bu platform niye kurulmuş?
Hande Bozatlı : 1985 yılında Avrupa’nın önde gelen siyasetçileri tarafından yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve birlikte daha güçlü hareket edebilmesi için oluşturulan bir platform.
KadınVizyon : Bu platformun yararlarını soracağım ama önce ben ilginç olan bir tarafı sorayım: Bu Meclis’in başkanısınız siz; bir Türk, bir kadın ve müslüman olarak. Çok ilginç! Hem de galiba birden fazla dönem. Bu nasıl oldu?
Hande Bozatlı : Tabii, Müslüman ve Türk olmanın bazen dezavantajları olsa da, öncelikle birinci seçimimde ben bunun bir avantaj olduğunu düşünüyorum çünkü sonuçta Avrupa kültürü çok sesliliğe, çok kültürlülüğe önem veren bir yapı, kültür. Tabii ki, çok güzel, heyecanlı bir oylama ile seçildik. ıkinci dönem de tekrar seçildim oy birliği ile.
KadınVizyon: Birinci dönemi ayırdınız. İkinci dönemde müslüman bir Türk olmak kötü oldu mu?
Hande Bozatlı : Şöyle; birinci dönemde tabii ki geldiğim background Türk olmam, Müslüman olmam… kadın olmam… Bunlar çok büyük bir avantajdı. İkinci dönemde ise daha çok yaptığım çalışmaların avantajını gördüm çünkü şu an Avrupa’da bazı önyargıların arttığı bir dönem ne yazık ki. ıslamafobi’den tutun, bu göç sorunlarından dolayı biraz ırkçılın da yükseldiği bir dönem. Burada da yaptığım çalışmaların avantajını gördüm ikinci kez seçilmemde.
KadınVizyon : Ne güzel! Sizinle gurur duyuyoruz bir Türk kadını olarak! Türk olarak, müslüman olarak.
Hande Bozatlı : Teşekkür ederim!
KadınVizyon : Peki, demin kaldığımız yerden devam edersek, Avrupa Bölgeler Meclisi diye bir yapının olmasının faydası ne? Ne işe yarıyor?
Hande Bozatlı : Şöyle: Bölgesel yönetimlerin, yerel yönetimlerin birlikte en iyi uygulamaları paylaştığı – en iyi uygulamaları derken bazen en kötü uygulamaları da paylaştığı- ve birbirinin tecrübesinden yararlandığı bir platform. Birlikte bunu yaptığımız zaman – bütün Avrupa bölgeleri- daha güçlü bir ses oluşturuyoruz, Avrupa merkezi kurumlarına karşı daha yaptırım gücümüz olabiliyor. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi birçok yönden – hem ekonomik büyüme hem demokrasi anlamında da katkıda bulunuyor.
KadınVizyon : Demokrasi derken hemen aklıma göçmenler geliyor ve yükselen ırkçılık geliyor. Bu Bölgeler Meclisi’nin bu anlamda yaptığı çalışmalar var mıdır?
Hande Bozatlı : Göçmenler konusunda ve bu yükselen ırkçılık karşısında tabii ki var. Avrupa’nın ırkçılığının yükselmesindeki en önemli konulardan birsi işsizlik, ekonomik nedenler. Dolayısıyla bunlara karşı yaptığımız etkinlikler var diğer Avrupa kurumları ile birlikte. şimdi, Avrupa Birliği değerleri açıkçası laikliğe, liberalliğe ve birlikte hareket etmeye dayanan ve daha çok emosyonel bir demokrasi ve değerlere sahip olan bir kurum. Burada şunu söylemek istiyorum: Avrupa’da ırkçılık ne kadar düzelse de, ıslamafobi şu an ne kadar yükselse de, yine de Avrupa Birliği değerlerinde bugün Londra’da bir Müslüman belediye başkanı seçilmesi, Avrupa Bölgeler Meclisi gibi büyük bir kurumun başına bir Türk kadın, müslüman kadın seçilmesi…
KadınVizyon : Hem de 2 dönem!
Hande Bozatlı : 2 dönem… yine de Avrupa Birliği içinde değerler çatışmasının sonunda gerçek Avrupa değerlerinin kazandığını düşünüyorum.
KadınVizyon : Ne kadar güzel! Bu sizin Salı günü yapacağınız basın toplantısında bir danışman atayacaksınız. Bu konuyu biraz anlatır mısınız, prensi?
Hande Bozatlı : Bu, şöyle hoş bir konu: Aslında Avrupa Birliği Türkiye ile ilgili şu an bazı sıkıntılar yaşasa da, Türkiye’ye ihtiyaçları olduğunu biliyorlar ve gerçek niyet hiçbir zaman Türkiye’den kopmak değil. Tam tersi, yakınlaşmak için çareler arıyorlar. Bugün Prens Laurant – Belçika Kralı’nın kardeşi- eğer Avrupa Bölgeler Meclisi Başkanı danışmanı olarak atanıyor ise ve burada hükümetin ve kralın kendisine onayı bulunuyor ise, aslında Türkiye ile yakınlaşmak için örnek adımlardan biri olarak bunu değerlendiriyorum.
KadınVizyon : Çok güzel! Peki, önümüzdeki dönemlerde siz bu Avrupa Birliği’nin, Avrupa Bölgeler Meclisi’nin çalışmalarını Türkiye’ye taşımayı düşünüyor musunuz?
Hande Bozatlı : Tabii ki. Zaten Türkiye’de üye bölgelerimiz var. Biz onları da toplantılarımızda görüyoruz ve çok aktif çalışan bölgelerimiz var. Bazı toplantıları Türkiye’de düzenliyoruz. Tabii bunda açıkçası Türkiye’mizi ön yargısız olarak tanımalarını sağlamamız da bir neden. Ayrıca projelerde birlikte hareket etmek de bir amaç ve şu an bu terörden dolayı Avrupalı seyahat sıkıntısı yaşıyor. Onlar teröre o kadar alışkın değiller. Fakat biz sonbaharda Türkiye’de 2 toplantı yapacağız.
KadınVizyon : Çok ilginç! Nerelerde?
Hande Bozatlı : Biri Doğu Anadolu’da bölgesel kalkınma toplantısı, biri Batı Anadolu’da Avrupa Bölgeler Meclisi’nin tematik komitelerin toplantısı ve terörün bu kadar insanları korkuttuğu bir dönemde buraya büyük bir Avrupalı kitlesini – siyasetçi ve bürokratı- getirebilmemiz, işte Türkiye’nin bu platformlarda olmasının da bir yararı.
KadınVizyon : Evet, çok iyi anlıyorum! Peki, Hande Hanım, benim sorularım bu kadar. Sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Hande Bozatlı : Öncelikle, ülkemizin ben potansiyelinin çok yüksek olduğunu düşünüyorum. Avrupa Birliği içinden siyaset yaptığınızda direkt lobi yapma imkânınız oluyor. Orada karşı taraf değil, kendilerinin tarafında oluyorsunuz ve çok daha yapıcı adımlar olabiliyor. Ülkemiz her şeye değer diye düşünüyorum.
KadınVizyon : Çok teşekkür ederiz!
Hande Bozatlı : Ben teşekkür ederim!