Günümüzde batı ülkelerinin sorunlarından birisi, evliliklerin yürümemesi. ılişkiler evliliğe varmıyor. Varanlar da çok kısa bir süre sonunda bitiyor. Avrupa bu nedenle gerileyen doğum oranlarına sahip.
Boşanma oranlarının dünya rakamlarından düşük olduğu Türkiye’de de, yıllar içinde benzer bir durum görülmeye başlandı. Özellikle büyük şehirlerde görülen bu duruma bazı kişiler neden olarak, “kadınların ekonomik özgürlüklerini kazanmaları”nı gösteriyorlar.
Benim size bugün aktaracağım hikaye ise 11 ekim 1954 tarihinde evlenmiş bir çift. 11 ekim’de 50.evlilik yıldönümlerini kutlayan bu çiftin bir özelliği ise benim annem ve babam olmaları. Bana ve kardeşlerime sıcak, sevgi ve mutluluk dolu bir yaşam veren ve örnek olan bu evliliği size, onların kendi sözleri ile aktarmak istiyorum.
Evliliklerin sürdürülemediği, 1 yıldan kısa zamanda biten evliliklerin sayısının arttığı bugünlerde, 50 yılı bitiren bir çiftin söyleyeceği şeyler olmalı. İşte kendi ifadeleri ile 50 yıldır evli bir çiftin söyledikleri..
KadınVizyon : Ne zaman evlendiniz? Evlendiğinizde kaç yaşlarındaydınız?
Eser – Fikri Sarp : 11 ekim 1954’de Bakırköy’de evlendik. şehzadebaşı Yeni Sinema’nın altında bir salon vardı. Düğünümüz orada yapıldı. Ben 16 yaşında, baban 21 yaşındaydı ama istenmeye gelindiğinde 15 yaşındaydım.
KadınVizyon : Yani evliliğiniz görücü usülü oldu
Eser Sarp : Evet tam öyle oldu. Annesi Bakırköy’de alışverişte beni görüp beğenmiş ve beni takip etmiş. Bizim evin kapısını çalıp, gün istedi. Cuma gördü, pazartesi misafir geldi ve Fikri’nin resmini bırakarak, müsaade ederseniz bir de oğlum görsün dedi. Ertesi akşam Fikri misafirliğe gelip beni gördü. Çok beğendiğini ifade etmiş. Annesinin koluna girmiş. 3 ay içerisinde söz, nişan, nikah hepsi olup bitti.
KadınVizyon : Peki aşk?
Eser Sarp : Fikri ilk gördüğünde aşık oldu. Ben ise evlendikten sonra aşık oldum. Daha doğrusu Fikri’nin sevgisi beni de aldı götürdü, bugünlere getirdi. Huyları, bana karşı özeni ve davranışları beni etkiledi. Zaten eviliği taşıyan aşk değil, sevgidir.
Bugünün evliliklerin çabuk bitmesinin nedeni bu sanırım. Yani insanlar aşık oluyorlar ama bunu sevgi dolu bir ilişkiye çeviremiyorlar. Sevgiye çevrilmesi için karşılıklı özveri, saygı ve özen gerekli. Yoksa ilişkiler kopar ve gider. Fikri bugün hala benim için şiir yazar..
KadınVizyon : Hemen Soralım.. 50 Yıllık evlilik sizce ne anlama geliyor?
Fikri Sarp : Beraber büyüme.
Eser Sarp : Hakikaten biz küçük evlendik. Bir düşünüyorsun 50 sene çok önemli bir rakam. Ama aslında bir anda geçti. Hatırlıyorum sana hamileyken ip atlıyordum. Yani o kadar çocuktum. Eşim haklı biz birlikte büyüdük.
KadınVizyon : Evliliğiniz mutlu mu?
Fikri Sarp : Tabi ki, yoksa sürmezdi bu kadar.
Eser Sarp : Tabi ki mutlu. Ama mutluluğu biz oluşturduk. Beraberliğimize özen gösterdik. Biz nerede yaşasak, ordaki kişiler bizi hep elele gezen çift olarak tanırlar. Gurur duyarak söylüyorum, bizi örnek alan kişiler oldu. Hala her akşam saat 10 civarında dışarı çıkıp 45 dakika yürürüz.
KadınVizyon : Öyleyse genç ve dinç kalmanız kadar, mutluluğunuzu da bu yürümelere borçlusunuz diyebilir miyiz?
Eser Sarp : Tabi ki yürümek önemli. Hem bedensel sağlık hem ilişkinin sağlığı için. Yani biz aslında birlikte bir faaliyet yapıyoruz. Paylaşıyoruz. Arkadaşlığımızıda bu yürümeler sırasında geliştiriyoruz. Biz 50 yıldır elele yürürüz. Ama genç kalmayı, sevgiye de borçluyuz. Hala Fikri elimi tuttuğunda heyecan duyarım..
KadınVizyon : Evlilikte Mutlu Olmanın Bir Reçetesi Var mı?
Eser Sarp : Herkes sevgi ve saygı diyor ama biz aslında sınırı aşmamaya özen gösteririz. Özveride bulunduğumuz günler var. Fikri neye karşı çıkar bilirim. Ona göre davranırım.
Fikri Sarp : Her iki tarafın da özverisi ve özveriden maada da karşılıklı birbirilerinin dayısı, annesi, babası, kardeşi her şeyi olmak gerekli.
Eser Sarp : Zaten Fikri biz evlendiğimiz zaman ilk şunları söyledi “ben sinirli olabilirim. Asker adamım. Sen alttan almaya çalış ama zamanı geldiğinde de sen kızarsın, o zaman da ben alttan alabilirim.” Bunu bütün hayatımız boyunca uyguladık.
Fikri Sarp : Aslında her şey buradan başladı.
KadınVizyon : Evlilikte mutluluk açısından hayatınız kolay mıydı diye soralım..
Fikri Sarp : Memur hayatı nasıl kolay geçebilir ki? Hele Türkiye gibi bir ülkede.
Eser Sarp : Hiç de kolay geçti denemez. Fikri’nin bahriyeli olması nedeniyle, ailemiz içinde çoğu zaman hem anne, hem baba olmak zorundaydım. Bu arada bir çocuğumu –aptal bir hata yani penisilin alerjisi yüzünden– kaybetmek de bütün hayatımı etkileyen, beni her zaman üzen bir mutsuzluktu. Ateşlenen 5 aylık oğlumu, — O zamanlar Gölcük’te yaşıyorduk ve değil Gölcük’te, ızmit’te bile bir çocuk doktoru yoktu—Hükümet tabibine götürdüm. Doktorun verdiği iğne, –büyükler için verilmesi gereken doz verilmiş—yarım saat içinde önce felç, sonra da ölüm getirdi. Yani hayatımız kolay geçti denemez.
Bunun dışında bildiğin gibi biri atom mühendisi –ve www.KadınVizyon.com, http://turk.internet.com gibi sitelerin yayıncısı olan– Füsun Sarp Nebil, diğeri başarılı bir müzisyen –şimdi edebiyatçı da– olan Y.Cenker Sarp ve üçüncüsü yazılımcı olan M.Göker Sarp olmak üzere 3 çocuğum oldu. Her birisi kendi sahasında başarılar kazandı. şimdilik 3 torunum var; yaş sırasıyla Eser Atanur Nebil, Hüseyin Noyan Nebil ve Angela Ceren Sarp. Büyük torunum 18, en küçük torunum 13 yaşında. Küçük oğlum yeni evlendi. Ondan da zaman içinde torun bekliyorum.
KadınVizyon : Evliliğinizi biraz anlatır mısınız?
Eser Sarp: Evlilik hayatımız Gölcük’de başladı. 1954’den 1962’ye kadar oradaydık. Bu arada Fikri gemide görev yapıyordu. 2 kere ABD’ye gitti, senin doğduğun 1957 ve kardeşinin doğduğu 1960 yıllarında. 1’er sene kaldı ve ikinizin de doğumunu göremedi. Ancak 1 yıl sonra çocuklarını kucağına alabildi.
1962’de ıstanbul’da Yom Burnuna tayin olduk. Anadolu Feneri yakınında ve yasak bir bölgeydi. Bir anlamda Karadeniz’in kapısı. Dinleme istasyonuydu. Fikri’nin işine yakın olsun diye, Akbaba köyü diye bir yere yerleştik. Sen de ilkokula orda başladın. O zaman 3 sınıfı vardı. 1-2-3 bir arada, aynı sınıfta okuyordu. 4 ve 5 ayrı sınıflardaydı. O okulda müfettiş gelmişti ve senin için Atom Mühendisi olacak demişti.
Sonra Beykoz’a taşındık. Fikri’nin 1966’ın ağustusunda Çanakkale Boğazı’na tayini çıktı. İstanbul dışına taşınmamak direncime rağmen, 1967’nin mart ayında taşındık. 1974 yılına kadar da hayatımız Çanakkale’de yaşandı. 3.çocuğumu orda doğurdum.
Her ikimizin ailesi de 1940’lardan itibaren Bakırköy’lü olmasına ve bütün aile efradımız Bakırköy’de yaşamasına karşın, 1974’de babamın memleketi olan İzmir’e taşındık. Emekli şehri olan ızmir hem büyük hem de küçük şehir özelliği taşıyor. ızmir’e taşınmamızın bir nedeni de o yılların anarşist olaylarıydı. Üniversite’ye başlayacak olan çocuklarımızı korumak için orada yaşamaya karar verdik. O yıllarda ıstanbul ve Ankara’ya nazaran ızmir’de daha az anarşik olaylar oluyordu. Halen de ızmir’de yaşıyoruz. Artık 30 yıl oldu.
KadınVizyon : Kavga Ettiniz mi?
Eser Sarp : En çok çocuklar yüzünden kavga ettik. Çünkü ben daima çocukların avukatı oldum. Bunun dışında kavga gürültümüz olmadı denilebilir.
KadınVizyon : Evlilik Müessesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Fikri Sarp : 2 kişi belediyesiz, imamsız beraberlik yaşayabilir. Bu sadece 2 kişi arasındaki bir kontrattır. Ama bunu yasal zemine oturtmak bir çok problemi önler.
Eser Sarp : Bence evlilik gerekli. Çünkü toplumun temeli evlilik. ınsanlar zaman zaman zayıflık, depresyon, kötü anlar yaşayabilir. Böyle dönemlerde evliliğin anlamı daha çok anlaşılıyor. Düşünün 10’lu yaşlardaki bir çocuğu. O dönem rahat geçiyor mu? Eğer iyi bir ailesi, onu dinleyen annesi ve babası varsa.. Evet. Her şeye karşı bu çocuk korunuyor. Ama ailesi dağılmışsa bu çocuğun da sorunları, o oranda büyüyor. Bunu çocuk için örnek verdim ama sen kendine de bak, iş hayatında, arkadaşlarla ya da herkesin hayatında olağan olan depresyon anlarında, insanın ailesi, annesi, babası, karısı, kocası, çocukları en önemli destek ve dayanaklarıdır. Evlilik, bir anlamda hayata bizleri bağlayan köklerdir.
KadınVizyon : Çocuklarınızın Evliliklerinde Katkınız Olduğunu Düşünüyor musunuz?
Fikri Sarp : Üzüm üzüme baka baka kararır.
Eser Sarp : Çocuk ne görüyorsa onu yapar. Dolayısıyla katkıda bulunduğumuzu düşünüyoruz.
KadınVizyon : 50.Yılınızı Nasıl Kutladınız?
Fikri Sarp :1.5 aydır kutluyoruz.
Eser Sarp : Anmadan geçemeyeceğim bir jesti komşumuz olan genç çift yaptı. şaşırtıcı bir şekilde bize resimlerimizle süslenmiş bir tahta tepsinin üstünde 2 kadeh ve 1 şampanya ile geliverdiler. Tepsinin boyaması da özeldi ve arkasında “Gururla kutladığınız 50 yıldönümüzün mutlulukla devamını ve gençlere örnek olmasını diliyoruz.. Zehra-Ayhan Kesre” yazıyordu. Çok etkilendiğimizi ve mutlu olduğumuzu iletmeliyim.
KadınVizyon : Evlilik Reçetesi gibi bir şeyiniz var mı?
Fikri Sarp : Tek bir şey; özveri. Karşındakini düşünmek. Bencillik yapmamak..< Eser Sarp : Çiftler birbirlerine duydukları sevgiyi besleyecek şekilde davranmalılar. Karşısındakinin sevgisini yokedecek, bencil ya da düşüncesiz hareketlerden kaçınmalılar. Sevgi beslenmek ister. Bunu unutmasınlar.
Hem evlilik derken ben sadece karı ya da kocadan bahsetmiyorum. Çocukların da işin içinde olması lazım.
Ben evlilik hayatımda ya da aile düzeninde diyelim, belli ritüeller yaratmaya ve bunları ısrarla takip etmeye özen gösterdim. Mesela aile bireylerinin doğum günlerini, hep kutlamaya çalıştım. En parasız günlerde bile pastayı elimle yapıp, kendi diktiğim bir etekle, pantolon, kazakla çocuklarımın o gününü mutlu hale çevirmeye çalıştım.
Bu tür, aileye özgü, sadece o ailenin fertlerini bir arada tutmaya yarayan ritüeller önemli. Mesela bizim ailede pazar öğlen yemeklerinin balık yemeği şeklinde ve mutlaka ailenin tüm fertlerinin katılma zorunluluğu olan bir şekilde yapılması böyleydi. Ya da sabahleyin okula ve işe giden çocuk ve kocayı mutlaka öpmek ve arkalarından el sallamak. Bunlar aile bireylerinde, zaman içinde bir ihtiyaç haline dönüşüyor. Önemsendiği düşüncesini ve demin bahsettiğim sevgiyi besliyor. Bu da ailede bağlılık ve devamlılık için önemli faktörler..
Bu arada bir eleştiri yapacağım. Bir çok arkadaşımın yani kadınların, zaman içinde kendisine gösterdiği özeni –nasılsa ev içindeyim—gibi bir düşünceyle ihmal ettiğini görüyorum. Bu da yanlış. Evlilik 1 ay da olsa, 1 yılda olsa, 5 ya da 40 yıl da olsa, insanların kendisine özen göstermesi çok gerekli. Hem önce bizzat kendisi için.. Sonra kocası ve çocukları için. şahsen ben kendisine özen göstermeyen bir kadının, çocuğuna ya da kocasına özen gösterdiğine nasıl inanayım?
KadınVizyon : Şu Anda Neler Yapıyorsunuz?
Eser Sarp : Çocuklar gittikten sonra ben kendimi boşta hissettim. Bazı yardımlaşma gruplarına girdim. Arkadaş çevremi geliştirdim. şimdi de kurslara devam ediyorum. Geçen yıl rölyef kurlarına gittim. 10 tablo yaptım. 1 tanesi hariç hepsini çocuklarım ve ailemin diğer fertlerine dağıttım. Bir tanesini ise oğlumun mezun olduğu ilkokulun kermesine bağışladım. 550 Milyon TL karşılığı müşteri bulmuş. Bu sene vitraya devam ediyorum.
Fikri Sarp : Kitap okuyorum, Eser’e yardımcı oluyorum. Bulmaca çözüyor ve film izliyorum. Yeni bir merakım da yemek yapmak. Eskiden Pazar günlerinin balıkları ızgara yapmak benim görevimdi. şimdi daha zor ve çeşitli yemekler yapmaya merak saldım. Bazen Eser’in kursta olduğu zaman akşam yenilecek yemekleri ben yapıyorum.