Uzun uzun konuştuk, böyle bir davranışının ileride kendisine getirebileceği başka kaosları anlatmaya çalıştık.
Bizim gözümüzde arkadaşı onu ayartmıştır, karşı tarafın savunusunda da bizim çocuk arkadaşını ayartmıştır. Her neyse, sonuçta tüm çocuklar birbirlerini ayartıyorlar, birilerinden gördüğüne diğer çocuklar da özeniyor, sonra onlar da yapıyor aynı davranışları. Bu vakalar özellikle orta okullarda çok yaygın. Yani birinin yaptığı yanlışa diğerlerinin de özenmesi.
ınternet olayını ilk öğrendiğim anda okul idaresiyle irtibata geçtim. “Siz çocuğunuzun üzerine gitmeyin, biz konuşuruz” dediler.
Çocuğun üzerine gitmeyelim dedikse de, sonunda gördüm ki, onu ağlatana kadar gitmişiz üzerine. Ve çocuğumuzla konuştukça öğrendim ki, sabah derse gidiyorum diye evden çıkan bazı çocuklar, derse gitmeyip internet-cafeye gidiyorlarmış. Bunu yapan özellikle lise öğrencileri oldukça fazlaymış. ınternet oynadıktan sonra okul saatini doldurana kadar ortalıkta dolaşıyorlar, sonra da eve gidiyorlar. Aile hiçbir şeyin farkında değil. Okul bittiği zaman devamsızlıklar karnelerde görülecek ama o zaman da iş işten geçmiş olacak…
Her çocuk yapmıyor elbette böyle bir şeyi. Yapan çocuklar da her gün, her hafta yapmıyor tabi ki. Ayda iki kez yapsa çocuk bu davranışı, dönem bitiminde yedi-sekiz gün devamsızlığı çıkacak ortaya.
Gördüğüm, bildiğim kadarıyla, internet-cafeye giden çocukların çoğunun evinde bilgisayar ve internet bağlantısı var. Ancak çocuklar için internet-cafenin anlamı farklı. Orada birkaç çocuk birden aynı oyuna bağlanarak ortak oynuyorlar. ışin cazibesi burada.
Bizim olayın ertesi günü, oturduğumuz semtten sorumlu Jandarma Karakoluna gittim, komutanı buldum ve oturup bu konuda biraz sohbet ettim. Oradan öğrendiklerim karşısında bir kez daha şaşırdım. Evet anlamında kafasını sallıyordu Komutan. Muhitlerinin çok geniş olduğunu, sayıları az olduğu için her tarafa yetişemediklerini, özellikle hırsızlık olaylarının onları çok meşgul ettiğini anlatmaya çalıştı. Ve devam etti,
ınternet-cafelere girme yaşı 12, gidiyoruz, 12 yaşın altında çocuk buluyoruz, ailesine teslim ediyoruz, aile haberli olduğunu, çocuklarını kendilerinin gönderdiğini söylüyor. ınternet-cafelerdeki öğrenciler konusunda da, okulların bizden bu konuyla ilgilenmemizi istemeleri gerekir.
Ben gene de okul saatinde öğrencilerin internet-cafelerde olmasının yanlış olduğunu ve bu yanlışın kendilerini de ilgilendirdiğini, bu konuya biraz eğilmelerini rica ederek ayrılıyorum oradan. Beni geçirmekte olan komutanın şu sözleri gurur okşar türdendi: “Her aile sizin kadar duyarlı olsa bize hiç ihtiyaç olmazdı”.
ınternet-cafelerle ilgili eleştirilerimle oralara savaş açmıyorum sonuçta. Oralar da, işletenlerinin ekmek kapısı nihayetinde. Ama her şey yoluna yordamına, yasaya, tüzüğe uygun yapılsın. Ders saatinde öğrenci alınmasın (okul kıyafetleriyle, çantalarıyla gidiyorlar çocuklar oralara), yaş sınırı altında çocuk alınmasın, oralarda sigara içilmesin, vs… Ama bütün bunlar yapılıyor maalesef.
Okul idareleri, aileler ve güvenlik birimleri, ders yerine internet-cafelere giden çocuklara sıkı takip getirme anlamında, elbirliği içinde olmak zorundalar.