Başarılı kadınlar sınıflamamızda
yer alan bir hanımı tanıtmak istiyoruz bugün. Kendisine ait Ece Hanım sadece işi
ile değil, yol boyu 2 önemli hastalıkla da savaşmak zorunda kalmış. Hem kanser,
hem multipl skleroz ama başarıyla bu hastalıkları altetmiş. Bütün kadınlara
örnek olması gerektiğine inanıyor ve kendisi ile yaptığımız röportajı
sunuyoruz.
kadınvizyon.com:
Ece Hanım merhaba,
çok güzel bir yerdeyiz, güzel bahçede. Sizinle karşılaştık. Çok canlı, hoş bir
hanımsınız. Fakat bir hastalığınız var, Multipl Skleroz. Bugün size bununla
ilgili bilgiler soracağız, nasıl mücadele ettiğinizi soracağız ama öncelikle
bize kenir şirketi olan bu dinizi tanıtır mısınız?
Ece Gencer:
Evliyim, 36
yaşındayım.36 senedir de ızmir’de yaşıyorum.Tabi ki öğrenim hayatım süresince
dışarıda olduğum süreler oldu. 4 yıl Antalya’da kaldım, ıngiltere’ye 1 yıl
süreyle gittim. Bunların dışında hep ızmir, Kuşadası bölgelerinde işimi iştirak
etmeye çalıştım. Turizm mezunu olduğum için, Antalya, Kuşadası, Bodrum, Çeşme
ızmir’de çalıştım.
kadınvizyon.com:Oralarda neler yaptınız?
Ece Gencer:
1993 yılında mezun
olduktan sonra, stajlarımla birlikte ilk kez Antalya’da göreve başladım.
Otellerde çalıştım. O dönemin büyük acentelerinde çalıştım. Sonra Kuşadası’na
geldim. ızmir’de, abim ile birlikte bir acente açtık. Turizm acentesinde
çalışmaya başladık. şuanda 4 yıldır eşimle birlikte, birbirimize destek vererek
çalışıyoruz ve çok memnunum. Ben şuan yurtdışına gidenlerin vize işlemlerini
yapıyorum. “Ece vize” şirketimizin adı. Çok memnunuz çünkü insanlara hizmet
etmekten büyük mutluluk duyuyoruz.
kadınvizyon.com:
Ece Hanım, peki bu
‘Multipl Skleroz’ nasıl bir hastalıktır?
Ece Gencer:
Bu gerçekten çok
enteresan, herkes “Multipl Skleroz nedir? Nasıl bir hastalıktır” diye soruyor.
Kimse bu konuda bilgi sahibi değil, hatta tıpta çok fazla bilgi sahibi olmadığı
için, nasıl bir hastalığınız olduğunuzu kimseye anlatamıyorsunuz. Multipil
Skleroz için şunu söyleyebilirim, bağışıklık sisteminin azalması. Bu hastaların
bağışıklık sistemi çok az düzeydedir. Zaten sıkıntılarımız oradan başlıyor,
sinir sisteminden kaynaklanıyor.
Ben Multipl Skleroz hastalığını
şöyle değerlendiriyorum; nasıl bir sigorta atar ve kabloların birbirinden
kopması şeklinde, vücudunuzdaki sinir sisteminde neresi arıza görüyorsa,
sigortası atıyorsa, orası birdenbire çalışmamaya başlıyor.
Bu göz sinirleriniz, kulak
sinirleriniz, yüz sinirleriniz olabiliyor ama en çok omurilik sinirleri insanın
hayatını zorlaştırıyor. Benim rahatsızlığım, 1987 yılında başladı. 15 yıldır bu
rahatsızlıkla birlikte yaşıyorum.
6 ay boyunca çift gördüm. Gözle
ilgili olduğu için göz doktorları, beyin doktorları, nöroloji bölümlerinin
hepsine gittik. O dönemde kimse ya çok bilgi sahibi değildi, belki biliyorlardı
ama bende çözemediler. şuan için tabi ki çok iyi biliniyor ama o dönemlerde
bilinmiyordu.
1987 yılında bulamadılar. O
yüzden bende bir başka teşhis koyarak, göz ameliyatı yaptılar ve benim gözüm 10
yıl süresince düzeldi ve hayatıma düzenli bir şekilde devam ettim. Fakat 1997
yılında, hayatımın düzeni biranda değişti diyebilirim. Ben çift görmelerle
başladım, yürümede dengesizlerim başladı ve ben tekrar aynı göz doktoruma
gittim. O zaman herhalde 10 sene sonra falan bu rahatsızlık hakkında bilinirlik
arttı ki, göz doktorum ki Allah razı olsun kendisi hala doktorumdur, beni Prof.
Dr. Egemen ıdeman’a yönlendirdi ve 1997’den itibaren ben doktorumla birebir
ilişki içindeyim.
Egemen Hanım 9 Eylül
Üniversitesi’nde, Nöroloji Anabilim dalında, sadece MS hastalarıyla
ilgileniyor.1997 yılından itibaren ben her yıl hastane’ye yatıyorum diyebilirim
size. Her sene bir atak geliyor ama bu sürekli gözlerime gelmiyor tabi ki mesela
yürümemde çok büyük dengesizlik olabiliyor, yürüme aksaklığı yaşayabiliyorum.
Yüz sinirlerime denk geliyor. Geçen sene kulaklarıma denk geldi, duyma kaybı
yaşadım. Daha önce bir görme kaybı yaşadım. Bu hastalıkta hangi sinir sistemine
denk gelirse, orayı arızalandırıyor. Ben bu söylediklerin için bunu
söyleyebilirim. Ama ben bunu bir problem olarak görmüyorum.
kadınvizyon.com:
Evet ben de onu
söyleyecektim. Maşallah gayet genç, dinamik, hoş bir hanımsınız. Bahsettiğiniz
atakları nasıl atlatıyorsunuz? Çünkü bildiğim kadarıyla bu hastalıktan şikâyetçi
olan birçok hasta var. Ne düşünüyorsunuz?
Ece Gencer:
ılk başlarda belli
bir mücadeleye giriyorsunuz. Hastalığı kabul edeceksiniz ya da kabul
etmeyeceksiniz. Önünüzde iki seçenek var. Ben hastalığı kabul etmemeyi seçtim,
asla kabul etmedim, hastalıkla dalga geçmeyi tercih ettim. Hastalık beni
yiyeceğine ben hastalığımı yemeyi tercih ediyorum. Hastaneye gidiyorum,
yatıyorum, iyileşiyorum ve çıkıyorum. Benim sadece, 15,20 günümü alıyor. Ama ben
oraya hastalığımı iyileştirmek için değil, biraz da tatile gidiyormuş gibi
hissediyorum kendimi.
kadınvizyon.com:
Hastanedeki
hastalarla ilişkiniz nasıl?
Ece Gencer:
şöyle diyebilirim
ben size; hastanede kaldığım sürece, onlarla geçirdiğimiz diyaloglar,
hastalığımı yenmeme sebep oldu diyebilirim. Çünkü benden daha kötü durumdaki
hastaları görünce, kendimde mücadeleyi daha da
hızlandırdım.
Ece Gencer ile röportajımızın
devamını Ece Gencer Ergün : Kanser Bile Olsa
Pozitif Yönden Bakma Taraftarıyım
başlığı altında okuyabilirsiniz.