Bu röportajın ilk bölümünü O, Microsoft’ta ‘ışinde En Uzman’ Kişilerden Biri.. başlığı altında bulabilirsiniz.
KadınVizyon : Peki, kariyerinizde ailenizin etkisi oldu mu. Nasıl bir ortamda büyüdünüz. Benim kızım başarır, benim kızım iyi yerlere gelir diye teşvik edilerek mi büyüdünüz?
Çiğdem Akın : Biz iki kız kardeşiz. En büyük çocuk bendim bizim ailede. Elbette annem ve babam tarafından başarı için teşvik ediliyordum. Ama onun yanı sıra, her zaman “Daha da iyi olabilir” denirdi.
KadınVizyon : Başarınızla yetinmiyorlar mıydı?
Çiğdem Akın : Hayır, benim öyle bir problemim olmadı. Ben okul yıllarında hep başarılı bir öğrenciydim Aileme ben hiç sorun çıkarmadım. Onların başını hiç ağrıtmadım. Ben kendi sorumluluklarımı bilen bir kişiydim aslında. Dolayısıyla hep başarıl bir öğrenci olarak ailemin karşısındaydım.
KadınVizyon : Üniversite sınavına girerken de tek istediğiniz meslek bilgisayar mühendisliği miydi?
Çiğdem Akın : Evet, hedefimi belirlemiştim. Bilgisayar mühendisi olmayı kafama koymuştum. Ama Boğaziçi Bilgisayar’da okumak istiyordum kesinlikle. Öyle bir idealim vardı. O yüzden ÖYS sınavında sadece Boğaziçi’ni yazdım. Aslında ben bilgisayar mühendisliğine gireceğimden emindim. Ona giremezsem bile Boğaziçi’nde başka bir bölümü kazanırım ve oradan yatay geçiş yaparım, idealimi bu yolla gerçekleştiririm şeklinde düşünüyordum.
KadınVizyon : Siz başarı için tek bir hedef koymuşsunuz önünüze..
Çiğdem Akın : Kesinlikle. Çünkü bu okula karşı anlatılamaz bir sempatim vardı. Ve daha sonra da şöyle bir şey oldu. Boğaziçi’nin bilgisayar mühendisliğini kazanamadım ama bir alt tercihim olan makine mühendisliğini kazandım. Bir yıl makine mühendisliğinde okuduktan sonra yüksek bir not ortalaması ile bilgisayar mühendisliğine geçtim.
KadınVizyon : Yani amacınıza öyle bir kilitlenmişsiniz ki, bir yıl gecikmeli de olsa gerçekleşmiş…
Çiğdem Akın : Evet. Aslında Makine’yi kazanmamın da bir faydası oldu. Eşimi bu bölümde okurken tanıdım ve şimdi evliyiz! Her şey için aslında bir kader, kısmet söz konusu.
KadınVizyon : Evlilik nasıl gidiyor peki. Eşiniz işinizde destek oluyor mu?
Çiğdem Akın : Zaten Microsoft gibi bir şirkette çalışıyorsanız, yani yoğun bir temposu olan bu sektörde çalışıyorsanız eşin desteği gerçekten çok önemli. Anlayışlı olması lazım. Çünkü sonuçta bizim sektör çok özveri isteyen bir meslek. Bizim saatlerimiz daha esnek ve çok yoğun bir tempoda çalışıyoruz. Öyle olduğu için bir taraf doğal olarak aksıyor. O aksayan da evde bazı işler olabiliyor.
KadınVizyon : Bu yoğun tempo içinde, eve geç gittiğinizde eşiniz sizden önce gelmişse yemek hazır olabiliyor mu?
Çiğdem Akın : ışte mesela problemlerden biri o. Çalışan bir kadın olarak aslında sonuçta evdeki sorumluluklarınız da bitmiyor. Sonuçta eşim de ben de çalışıyoruz. Eve gelince ise evdeki yapılacak şeyleri aynı zamanda ev hanımı olduğum için sonuçta düşünen kişi ben oluyorum. Örneğin yemek konusu yine kadın üzerinde kalıyor. Kendisi da pişirse dışardan da söylese yemeği kadın organize ediyor.. Ama şunu da söyleyebilirim ki eşim çok anlayışlı o konuda…..
KadınVizyon : Yine de hafif bir serzeniş var galiba.
Çiğdem Akın : (Gülüyor) Ama yine de onun desteği çok önemli.
KadınVizyon : Çocuk düşünüyor musunuz. Kariyer planında çocuk var mı?
Çiğdem Akın : Benim düşüncem şu şekilde aslında. Hani sonuçta daha genciz ve yaşları iyi değerlendirip hem sektörde bir şeyler yapabilmek hem aslında hobiler anlamında da yapmak istediğim şeyleri gerçekleştirmek Hani biraz manen tatmin olabilmek daha sonra da hayırlısıyla çocuk sahibi olmak.
KadınVizyon : Tam doygunluğa ulaşınca mı bebeği düşüneceksiniz?
Çiğdem Akın : Bir süre vermek tabii ki çok zor Ben şunu gözlemledim. Benim çevremde pek çok kişi planlarını hep erteliyorlar. Kariyer çocuk.. Artık 50’lilerinden sonra hobilerine vakit ayıyorlar. Yani emeklilik döneminde hobilerinle ilgilenebiliyorlar.
KadınVizyon : Hobilerden söz açılmışken ben hemen sizin yaptığınız hobilerle ilgili bir soru sormak istiyorum. Siz ayrıca bir atölyede ders almışsınız uzun zamandır. şimdi de bir serginiz var. Bu heykel merakı nereden geliyor?
Çiğdem Akın : Sanata olan ilgim hem vardı aslında. Yaklaşık dört sene önce bir heykel sergisine gittim. Oradaki heykeller beni çok etkiledi. Acaba ben de yapabilir miyim diye düşündüm. O zaman çalışabileceğim bir heykel atölyesi bulamadım.
Bir arkadaşımın tavsiyesi ile Reform sanat evi isimli seramik atölyesini buldum. Bir buçuk sene orada seramikle uğraştım. Atölyeye ilk gittim günü ve diğer öğrencilerle tanışmamı hiç unutamıyorum. Arkadaşlarla tanıştığımda gördüm ki hemen hemen hepsi ya elektronik mühendisi, ya bilgisayar mühendisi, yani sektörden bayanlar. Bu benim için ilginç bir sürpriz olmuştu. Bilgisayar ile çok yakın çalışan bayanlar kille uğraşıp rahatlama yolunu seçmişti sanırım.
Daha sonra heykel çalışabileceğim bir atölye ararken Ortaköy’deki Erdoğan Sarma-Ayla Esebik Sarma Heykel atölyesini buldum. Son iki buçuk senedir de bu atölyede heykel çalışmalarıma devam ediyorum. Heykel için de seramikte olduğu gibi kille çalışıyorum. Sonra da kalıbını alıp istediğim malzeme ile döktürüyorum. Son işlerimin hepsi bronz.
şu an devam etmekte olan sergiyi de atölyeden arkadaşlarım Hilal Cankurtaran ve şükran Doğan ile birlikte açtık. G-art Sanat Galerisi’ni seçmememizin sebebi de galerinin tüm gelirinin AÇEV’e (Anne Çocuk Eğitim Vakfı) bağışlanacak olması.
Bu röportajın devamını O, Microsoft’ta ‘ışinde En Uzman’ Kişilerden Biri..-3 başlığı altında bulabilirsiniz.