Obezite, genetik ve çevresel etkileşimleri olan, ciddi ve kronik bir hastalık. Vücutta fazla miktarda yağ dokusunun olması sebebiyle gelişen obezite, çok sayıda nedene bağlı ve tıbbi tedavi gerektirmektedir. Sadece erişkinlerde değil, çocuklarda da önemli ve tanı konulduğu anda tedavi edilmesi gereken bir hastalık. Ülkemizde son okul çalışmaları obezite oranının giderek arttığını ve %10-15 aralığında gözlendiğini ortaya koymaktadır. Obezitenin getirdiği sağlık harcamaları hem direkt olarak obezitenin önlenmesi ile ilgili sağlık harcamalarını; hem de obezite nedeniyle oluşan kalp, ortopedik, böbrek, mide-barsak sistemi gibi değişik organlarda oluşan hasarların giderilmesi için yapılan dolaylı sağlık harcamalarını kapsamaktadır. Acıbadem Kadıköy Hastanesi Çocuk Endokrinoloji, Büyüme ve Ergenlik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz,
Direkt sağlık harcamaları obezite tanısı, tedavisi ve önlenmesi için yapılan çalışmaları içermektedir. Dolaylı sağlık harcamaları ise değişik organlarda meydana gelen hasarların tanısı ve medikal ve cerrahi tedavileri için yapılan harcamalardır.
diyerek obezitenin yarattığı sağlık harcamalarıyla ilgili olarak ilginç rakamlar sunuyor. ABD’de obezitenin ulusal sağlık harcamalarında obezite tedavisinin yeri % 9.1 oranındadır. 1998 yılında obezite tedavisi için harcanan miktar 78.5 milyar dolarken, 2002 yılında 92.6 milyar dolara yükselmiş. 2006 yılı için 117 milyar doların üstünde bir harcama öngörülmektedir.
Türkiye’de 2005 yılında obezite tedavisi için devlet ve özel sektörde 60 trilyon harcanmış. 2006 yılının ilk 8 ayında devlet harcamalarının tutarı 22 trilyon lira.
Obezite her yıl artıyor
Obez insanların ülkesi olarak bilinen Amerika’da on kişiden altısı fazla kilolu; bunlardan üçte biri de fazla kilolu sınırını da geçip obez sınıfına girmektedir. Obeziteden kaynaklanan birçok hastalık var. Diyabet, hipertansiyon, damar sertliği ve kanser yılda 100 bin kişinin ölümüne neden olurken, Amerikan sağlık sektöründe de yılda nerdeyse 100 milyar dolar gibi bir maliyet oluşturmaktadır. ABD’de sağlıkta bakım ve tedavi finansal yönetim cemiyetinin yaptığı araştırma; 1987’den 2002 yılında kadar yapılan harcamalarının %20 arttığını ortaya koymaktadır. Acıbadem Diyabet Merkezinden Uzman Dr. Yaser Süleymanoğlu da şunları söylüyor;
Bu yeni araştırmada harcamalarının obezite sıklığının artmasına bağlı olduğunu vurgulamaktadır. Obezite; 87 yılından itibaren 2 kat artmıştır. 87 yılında obeziteye harcanan maliyet %9,4’den yükselerek %25’i aşmıştır. Aynı zamanda araştırmada ruh sağlığı harcamalarında %11 artış gözlenmektedir. Araştırmacılar psikolojik sorunların obezite ve diyabetten ötürü oluşan depresyon vakalarının yaygınlaşmasının sonucu olabileceğini savunmaktadır. Ülkemizde de son zamanlarda; ABD kadar olmasa da bizde de yaşam koşulları insanları dengesiz beslenmeye ve hareketsiz yaşama zorlamaktadır. Çocukluk çağından itibaren dengeli beslenme ve aktivitenin hakim olduğu bir yaşam tarzı ile obezitenin önlenmesi hem aile hem de ulusal ekonomiye büyük destek olacaktır.