Uluslararası Osteoporoz Vakfı’nın (IOF) hazırladığı bir rapor, Osteoporoz hastalarının tedavilerini yarıda bırakmasının hem hastaların sağlığı, hem de ülke ekonomileri açısından çeşitli risklere neden olduğunu ortaya koydu. IOF ve ünlü film yıldızı Britt Ekland, “Kalıcı Olma Gücü” kampanyası ile acil eylem çağrısında bulundu. IOF, Tetra Pak ile imzaladığı işbirliği anlaşması ile de bireyleri osteoporoz konusunda bilinçlendirmeyi hedefliyor.
Uluslararası Osteoporoz Vakfı’nın (IOF) hazırladığı bir rapor, kadınların osteoporoz tedavisini yarıda bırakmasının doğurduğu küresel sonuçlarını ve bu durumun hasta, toplum ve ekonomi üzerindeki maliyetlerini ilk defa gözler önüne serdi.
Rapora göre, osteoporoz hastalarının yarıya yakını haftalık tedavisini sürdürmediği için ciddi kemik kırılması riski ile karşı karşıya kalıyor. Bu durum, halihazırda mali sıkıntı içindeki sağlık sistemleri üzerindeki yükü de artırıyor. Hazırlanan rapor, IOF’in, tedaviye devam edilmemesinin getirdiği gerçek yüke dikkat çekmeyi amaçlayan, “Kalıcı Olma Gücü: Osteoporoz Tedavisinde Sürekliliği Sağlamak” başlıklı kampanyasının da ilk adımını oluşturuyor.
Kalıcı Olma Gücü kampanyasının Viyana’da gerçekleştirilen lansmanına IOF yetkililerinin yanı sıra, kendisi de osteoporoz hastası olan Uluslararası film yıldızı Britt Ekland da katıldı. Çok yönlü kampanya, dünyanın her yerindeki kadınların, doktorların ve hasta gruplarının, hastalara tedavilerini sürdürmelerinde yardımcı olmaya ve onları zayıf duruma düşüren, gereksiz kemik kırılması riskini azaltmaya yönelik çalışmalarda birlikte hareket etmeye çağırıyor.
Brit Ekland konu ile ilgili şunları söyledi:
“On yıldır osteoporoz hastasıyım ve bu rahatsızlığa sahip tüm kadınları ne tür tedavilerden yararlanabileceklerini ve tedavilerini sürdürmenin en iyi yolunu öğrenmek için doktorlarına ve yerel hasta gruplarına danışmaya çağırıyorum.”
Tedavide devamsızlığın aralarında osteoporozun da bulunduğu birçok kronik hastalığın yönetiminde büyük bir sorun olduğunu vurgulayan Ekland, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Osteoporozun kişinin günlük faaliyetleri üzerinde ne kadar derin bir etkiye sahip olduğunun farkındayım. Ben her ne kadar aktif bir yaşam sürdürebilecek kadar şanslı isem de, birçok kadın benim kadar şanslı olmuyor. Tedaviye devam ederek, hareketliliğinizin kısıtlandığı, kronik ağrılar çektiğiniz, sakatlıklarla dolu ve kendine saygının çok düşük olduğu bir hayattan kaçınabilirsiniz.”
Tedaviyi sürdürme konusunun önemli olmasının bir sebebi de, kemik kırığı vakası geçiren hastaların başka kemik kırılmaları yaşama riskini de artırması. Osteoporoz hastalığına yakalananların sayısı, yaşlanan küresel nüfusa paralel olarak önümüzdeki yıllarda artacak. Bu durum, hastalara ancak uzun vadede yarar sağlayacak, kemik güçlendirici tedaviler görmelerini daha da önemli hale getiriyor.
Belçika’daki Liege Üniversitesi Epidemioloji, Kamu Sağlığı ve Sağlık Ekonomisi Profesörü ve IOF Genel Sekreteri Jean-Yves Reginster ise şunları söyledi:
“Kadınların tedavilerini yarıda bırakmalarının yol açtığı sosyal ve ekonomik maliyetler sürdürülemez bir hal alıyor. Doktorlar, kadınlar ve hasta gruplarının bu durumla mücadele etmek için birlikte çalışması gerekiyor. Osteoporoz tedavilerinin hastalar açısından daha rahat olmasını sağlamak son derece önemli. Bugün, daha az sıklıkla verilen dozajlar gibi, yararı dokunabilecek, yeni seçenekler de mevcut.”
IOF ıletişim Müdürü Paul Spencer Sochaczewski ise kampanya ile ilgili şunları söyledi:
“Tedavide devamlılık meselesinin acil olarak ele alınması gerekiyor. Kalıcı Olma Gücü kampanyası ile, IOF osteoporoz hastalarını, doktorları, hasta gruplarını ve kamu sağlık sistemlerini, raporda yer alan endişe verici bulguların üzerine gitmeye çağırıyor. IOF, ilk adım olarak, bu yılın ilerleyen aylarında kendisine üye hasta gruplarını devamsızlık konusunu ele almak, uygulanabilir çözümler belirlemek ve bunları mümkün olan en kısa zamanda hayata geçirmek amacıyla bir araya getirecek. Osteoporoz alanı ile ilgili herkesi bu meseleye benzer şekilde yaklaşmaya davet ediyoruz.”
Osteoporoz, her üç kadından ve her beş erkekten birini etkileyen, yaygın bir rahatsızlık. Tedavi edilebilir olmasına karşın, birçok hastanın tavsiye edilen uzun tedavi süresi boyunca ilaçları kullanmayı zor bulması nedeniyle, tedavide sürekliliğin sağlanması büyük bir sorun halini alıyor. Bu devamsızlık, osteoporoz hastaları için önemli sonuçlar doğuruyor. Zira, kadın hastaların üçte birden azında kemik kırıkları tam olarak iyileşirken, üçte birden fazlası sürekli bakıma ihtiyaç duyuyor.
Bu ihmal beraberinde önemli finansal riskleri de getiriyor. Sadece Avrupa’da, osteoporozun bugün getirdiği hastane bakımı maliyeti 4,8 milyar euroyu aşıyor. Kemik kırığı oranlarının düşürülmemesi durumunda, bu maliyetlerin daha da yükseleceği tahmin ediliyor. 45 yaşın üzerindeki kadınların osteoporoz yüzünden hastanede geçirdikleri süre, diyabet, kalp krizi ve göğüs kanseri gibi diğer birçok rahatsızlığı geçiyor.
Kalıcı Olma Gücü dosyası, rakamsal açıdan önemli veriler sunuyor. Buna göre, 2050 yılına kadar, hastalığın küresel maliyeti en az 106 milyar euro olarak tahmin ediliyor. ıngiltere’de, osteoporozdan kaynaklanan kırıkların yıllık maliyeti 2,2 ila 2,6 milyar euro arasında değişiyor. ıspanya’da, her yıl meydana gelen 25.000 kırık vakasının doğrudan maliyeti 126 milyon euro iken, 420 milyon euroluk da dolaylı maliyet getiriyor. 2001-2002 yılları arasında Birleşik Devletler’de görülen 2,39 milyon osteoporoz kaynaklı kırık vakasının kamu sağlık sigorta sistemine maliyeti ise 10 milyar euro olarak gerçekleşti.
IOF, osteoporoz konusundaki bilinci artırmak amacıyla Tetra Pak ile işbirliği başlattı. ıki kuruluş arasında imzalanan 3 yıllık anlaşma çerçevesinde, iki kurum bireyleri sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve osteoporoza yol açan risk faktörleri hakkında bilgilendirerek kemik sağlığına özen gösterilmesi için bilinç yaratmayı hedefliyor.
Çalışmalarda, özellikle, kemik oluşumda önemli bir rol oynayan kalsiyum açısından en zengin ve en kolay ulaşılan besin kaynakları arasında yer alan süt ve süt ürünlerinin kullanımı teşvik edilecek.