Amaç skoru yükseltmek olunca… Skor falan bir yana, erkekler yatak odasına hangi yalanları söylüyor? Bunu kadınlar merak ediyor haliyle. Dolayısıyla da, kadınlar, yatakta “vücut dili”ne çok önem veriyorlar. O yüzden erkekler ne söylerse söylesin, vücut diliyle söylemlerini tutturamazlarsa bu yalanlar ortaya çıkıyor, ona göre! Bakalım erkekler, yatakta ne tür yalanlar söylüyorlarmış?
Bir erkekle yatağa gireceksiniz diyelim. Ve bu ilk kez olacak. Bu erkek, kocanız ya da sevgiliniz olabilir. Peki, o yatakta nasıl biri haline gelecek? Kurt mu olacak, yoksa kuzu mu? “Aman, sapık mapık olmasın” derken o an geliverir. Fakat akla kara ortaya çıkmaz. Yalanlar söylenir ama kimse çakozlamaz. ısterseniz bu yalanlara geçmeden önce, “deneyimlerin süzgecini” eleyelim ve bunun sonucunda ortaya çıkan bazı gerçeklerin altını çizelim. (Elbette, bunlar sadece bir fikir. Doğru ya da yanlış olup olmadığına siz karar verirsiniz. Eğer katılmıyorsanız da bize yazarsınız, birlikte tartışırız.)
Acaba erkeklerin yalanları “Erkekliklerini” ispatlama çerçevesinde mi? Bunları söylerken seksi diledikleri gibi yaşıyorlar mı? “Skorlarla” çok fazla uğraşıyorlar mı? Yatak odasını bir arenaya benzetirsek, erkeğin kafasında beliren o yapay skora da şaşırmamak lazım. Bu arenada, birtakım stratejiler devreye girer çünkü.
Konu, dağılmaya çok müsait, toparlayıp sadede gelelim. ıstersiniz, bazı somut örnekler de verelim. Biliyor musunuz, erkekler hakkındaki bazı temel düşüncelerimiz aslında birer “önyargıymış”. Örneğin, “seks delisi” gözüyle baktığımız erkekler hakkında aslında yanılıyormuşuz. Öye değillermiş. Bunda doğruluk payı olmalı. Çünkü içinde yaşadığımız toplum onlara bunu yüklüyor; Her an sekse hazır olmak! Onlar da, öyle olmasalar bile, öyleymiş gibi görünebiliyorlarmış.
Öte yandan, erkeklerin en çok suçlandıkları konu; erken boşalma. Bunu önlemek, o suçlamadan kurtulmak için de ilginç yöntemlere başvuruyorlarmış. O sırada, hafta sonu oyanacağı futbol maçını düşünüp, uyarılarını azaltmayı amaçlıyorlarmış mesala.
Bir de “Don Juan” efsanesi vardır, mutlaka duymuşsunuzdur. Bir seks sembolü olan, Don Juan’ın (aslında) cinsel açıdan sorunlu bir erkek olduğu iddia edilmişti. “Don Juan’lıkla ilgili psikolojik tahliller de buna paraleldi. (Hani derler ya, “Bir erkek çok aşırı çapkınlık yapıyor, önüne gelen her kadına sarkıyorsa, o aslında iktidarsızdır ya da cinsel problemleri vardır” diye.) Kadınları görünce, çapkınlık hünerlerinin yüzde 99’unu sergilemeye başlayan erkeklerin, büyük çoğunluğunun, aslında seks problemleri olduğu söyleniyor. (“Diline vurmak” olarak ifade bulan o ünlü deyimimizi hatırlayın.) Onlarınki de öyleymiş. Dolayısıyla, kadınlar da genellikle sözlere değil icraata bakmayı yeğlerlermiş.
Deneyimlerin süzgeci
Sahiden, “yalan” söz konusu olunca, derimizdeki tüyler de, diken diken oluyor değil mi? Ama unutmayın, bunları “pembe yalan” olarak adlandıran da var. Bunların yatak odasını renklendireceğini iddia edenler mevcut. Ama, Allah aşkına, dürüst olun, hiç mi yalan söylemediniz? şu açık ki stratejiler, blöfler yatakta cirit atarlar. Karikatürlerde de, orası bir arena olarak çizilir ve sanki bu arenada da, “yenme – yenilme” ilişkisi çerçevesinde stratejiler belirlemek gerekmektedir.
Her neyse, geçen hafta ilk bölümünü yayınlamıştık bu yalanların. Genel olarak, kadınların iç seslerini yazmıştık. Bakalım bu yalanlarla siz de karşılaştınız mı, ya da hissetiniz mi? ısterseniz şimdiye kadar seks ve erkeklerlerle ilgili olarak söylenegelmiş ya da deneyemlerin süzgecinden geçerek netleşmiş bir sürü “inanışa”a gelecek hafta bir göz atalım.
Geçen haftaki bölümleri tekrar hatırlamak için Seks Yalanları – 1 ve Seks Yalanları – 2 – Kadınların Yalanları başlıklarını tıklayabilirsiniz.