Vücuttaki belli noktalara iğne batırarak veya ona eşdeğer başka usulleri kullanarak gerçekleşen bir nevi fizik tedavi yöntemi olan akupunktur aslında “hat” ve “ağ” teorisi üzerine kurulu.. Akupunktur uzmanı Dr. Ramazan Odabaşı, “Dünya sağlık örgütünün kabul edip desteklediği Akupunktur tedavisinin başlangıcı, insanlığın taş devrini yaşadığı zamanlara dayanır” diyor.
ılk Akupunktur araçları yeşim taşlarını yontarak ve uçlarını sivrilterek yapılan “Bi An” adı verilen taştan iğnelermiş. Daha sonra bambu iğneler, bronz olanları kullanılmış. Modern çağda ise metal iğneler devreye girmiş. Akupunktur uzmanları insan vücudundaki organ ve dokuların ” Jing Luo ” yani “özel hat” ve ağlar ile birbirine bağlandığını, onların ” Jing Qi ” yani “yaşam kuvveti” ile doldurulduğunu söylüyor. ınsan vücudunda değişik niteliklere sahip 761 tane nokta bulunduğunu belirtiyorlar.
Akupunktur’un tedavi ettiği çok hastalık var ama biz “gençleştirme” özelliğinden söz edeceğiz bu kez. Akupunkturla yüz gençleştirmenin diğer adı “ridopunktur”. Son günlerde bir çok kadın trend olarak bu yönteme yöneliyor. Uygulaması yaklaşık 10 seans. ılk hafta 3 seans, sonra haftada 2 seans olmak üzere 8 veya 10 seans uygulanıyor. Dr. Mehmet Arı Balcı bu uygulamaları özellikle zayıflama sonucu sarkmış yüzlere yaptığını belirtiyor..
Akupunktur yöntemi herhangi bir operasyona gerek bırakmadan, iğnelerin ucunda güzellik vaad ediyor. Neştersiz, ağrısız olarak akupunkturla güzelleşmek özellikle zayıflama sırasında yüzde meydana gelen sarkmalardan şikayetçi olanların ilgi gösterdiği bir yöntem.
ığnelerin yüze sihri
Yüz akupunkturu yapan uzmanlardan bir başkası ise Dr. Nermin Günaydın. Bu konuda şunları söylüyor:
“şişman kadınların zayıflama eylemi esnasında ve sonrasında ciltte ve özellikle çene altı dokusunda oluşan sarkmaları oluşuyor. Akupunkturla bu sarkmalar engellenebiliyor. Aynı zamanda yüz daha canlı ve renkli bir hal alıyor”
Bunun nedenleri çok yönlü ama asıl olarak akupunktur vücutta dolaşımı düzenleyerek, hücrelerin beslenmesi ve yenilenmesini arttırarak dokuların güçlenmesine neden oluyormuş. Bu da deformasyonu yok edebiliyormuş.
Akupunktur yapanların yüzlerindeki sağlıklı ifadenin de buna bağlı olduğu belirtiliyor..
Bunun iğnelerin kazandırdığı “enerji” ile de bağlantılı olduğunu belirten doktor Günaydın, vücudun belli noktalarına yerleştirilen iğnelerin aynı zamanda pozitif bir enerji de meydana getirdiğini söylüyor. Dr. Günaydın, Çin inancına göre “Chi” adı verilen bu enerjinin yokluğunda insanların kendilerini mutsuz hissedebildiğini, normal enerji akışında (denge sağlanması durumunda) da pozitiflik sağlandığını, bunun da yüze de dolaylı olarak (canlılık ifadesi şeklinde) yansıdığını vurguluyor.
Dr. Günaydın’a göre “Chi” enerjisinin sırrı şurada: Çinliler bedenden doğal bir enerjinin yayıldığına inanıyorlar Chi (“ki” okunuyor) adı verilen bu enerjinin yokluğu insanlarda hastalıklara ve mutsuzluğa neden oluyor.
Bir insan doğduğunda “chi” enerjisi potansiyel olarak bedeninde bulunuyor.
Ama zamanla çevresel, ruhsal faktörler ve dış etkiler bu enerjiyi azaltıyor.
Soluduğumuz havada ve aldığımız besinler yoluyla da bu enerjiyi alıyoruz. Eğer doğal enerji akışı dengesiz ise bir çok hastalıkla karşılaşıyoruz.
Chi enerjisi
Akupunkturunu dikkat çekici başka bir yönü ise şu: Chi enerjisi ise bütün bedende birbirine bağlı otuz iki hat üzerinden bütün vücuda yayılıyor. Bu hatlarda bir arıza olduğunda o hattın bağlı olduğu organlar hastalanabiliyor. Dr. Günaydın “ışte biz, yerlerini bildiğimiz bu akupunktur noktalarına iğneler yerleştirerek enerji dolaşımını eski sağlıklı konumuna getiriyoruz” şeklinde konuşuyor. Bedenimize batırılan Akupunktur iğneleri vücutta ayın zamanda endorfin salgılanmasına da neden oluyormuş. Doğal bir “ağrı giderici” işlevini gören bu madde sayesinde insanlar kendilerini sağlıklı hissediyor ve pozitif enerji kazanıyorlar. Bu noktalar, manyetik dalga ile beyindeki bir takım merkezleri uyararak iç salgı bezlerini çalıştırıyor, hasta bölgeyi iyileştiriyor. Sadece bunlarla sınırlı değil saç dökülmeleri, romatizmal hastalıklar, sivilce tedavileri veya kabızlık tedavilerinde de başarı sağlanıyor.
Bu sistemin genel olarak sağlık üzerindeki bazı etkileri ise şunlar:
ü Zayıflatıyor
ü ıstenildiği takdirde yüzdeki sarkmaları ortadan kaldırıyor.
ü Metabolizmayı düzenliyor.. Daha kolay kilo vermeye neden oluyor.
ü ıştahı düzenliyor ve aşırı yemek yeme güdüsünü yok ediyor.
ü Mide asit sitemini kontrol altına alıyor. Midede “kazınma”, “yanma” gibi problemler oluşmuyor.
ü Düşük kalorinin bedende meydana getirdiği “halsizlik” önleniyor.
ü Yüz ve karındaki deformasyonu gideriliyor. Sıkılaştırma sağlanıyor
ü Acıyı engelliyor.
ü Nezle ve grip gibi hastalıkları önleyebiliyor.